İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Merkez Bankası’nın faiz indirimi ve sonrasında dolar kurunda yaşanan yükselişe ilişkin, "Faiz silahı da tersine kullanılıyor. Faiz silahını da ayağımıza sıkıyoruz. Milletin üzerine bu kadar yük yüklemekten vazgeçin. Yönetemiyorsanız çekilin gidin, getirin milletin önüne sandığı" dedi.

Erhan Usta, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Merkez Bankası’nın faiz indirim kararını eleştirdi. Usta, özetle şunları söyledi:

SORUMLULAR ORTADA YOK: “Türkiye ekonomisi ciddi bir kriz içerisindedir. Türkiye ekonomisi yönetilmemektedir. Sorumlular ortada yok. Ortaya çıkıp bir şey konuşurlarsa da mevcut durumu daha da kötüleştirme yönünde hareket ediyorlar. Merkez Bankası Başkanı’nın son enflasyon raporunu açıklarken yaptığı değerlendirmelere baktığımızda, kendisinin enflasyonla ilgili herhangi bir kaygısının olmadığını gördük. Halbuki merkez bankalarının temel görevi, fiyat istikrarını sağlamaktır. Ancak o, Türkiye ekonomisinin temel sorununun cari açık olduğunu ifade etti. Cari açık bir sorundur. Ancak Merkez Bankası’nın, bakış açısına göre temel sorun olarak cari açığı ortaya koyması ve ‘cari açığı düzeltirsek biz enflasyonu aşağı çekeriz’ içerisinde bir yaklaşım içerisinde bulunması hem iktisadi olarak yanlıştır hem de merkez bankalarının görev alanına girmemektedir. Bugün Merkez Bankası, üretimi, istihdamı, yatırımı, teşvik sistemini, kredi sistemini planlayan bir yol üstlenmiştir. Bu dünyada evrensel olarak hiçbir merkez bankasının bu tür bir rolü yoktur. Sayın Hazine ve Maliye Bakanı da Türkiye’nin temel sorununun enflasyon olduğunu, enflasyonun çözülmesi durumunda kura ve faizlere istikrar kazandırılabileceğini ve ekonomiye istikrar kazandırılabileceğini söylüyor ki doğrudur yaklaşımı.

TÜRKİYE'NİN EKONOMİSİNİN KAPTAN KÖŞKÜNDE KİM VAR BELLİ DEĞİL: Sayın Cumhurbaşkanı’na bakıyorsunuz, dünkü açıklaması tam bir fecaat. ‘Yüksek enflasyondan yana olanlarla birlikte yol yürüyemeyiz’ deyip bugünkü Para Politikası Kurulu’na açıktan aleni bir şekilde müdahale etmiştir. Dün yaptığı açıklamanın anlamı, ‘Yarın Para Politikası Kurulu’nda faizi düşür’ talimatıdır bu. Bunu herkesin gözü önünde vermiştir. Zaten bu tedirginlikle dün kur olağanüstü bir şekilde artmıştı. Ancak yine de piyasalar şunu da bekliyordu. Daha doğrusu hepimiz, bu ülkeye ilişkin değerlendirmesi olan herkesin beklediği şey şuydu, ‘kur bu kadar yukarı gitmişken herhalde bir çılgınlık yapmazlar, bu sefer faiz indirimi yapmazlar’ deniliyordu. Ancak talimat o kadar katı geldi ki faiz indirimin yaptı Merkez Bankası. Dolayısıyla Türkiye’nin ekonomisinin kaptan köşkünde kim var belli değil.

FAİZ TALİMATLA DÜŞMEZ: Hiçbirimiz yüksek faizden yana değiliz. Faizden en fazla biz şikayet ediyoruz. Ancak faiz talimatla düşmez. Ekonomik temellerini oluşturursunuz, ekonomiye istikrar kazandırırsınız, almanız gereken tedbirleri alırsınız, bağımsız bir Merkez Bankası’nı ortaya koyarsınız, ondan sonra faizlerin zaten kendiliğinden inmesi kaçınılmazdır.

YÖNETEMİYORSANIZ ÇEKİLİN GİDİN: İçi çelişkilerle dolu bir karar. Yani faiz indirmeyi kafaya koymuş, talimatı almış, ona mazeret arayan bir Merkez Bankası para politikası kararını görüyoruz. Maliye politikası da son derece kötü. Hiçbir gelirimiz dövize endeksli değil. Ama harcamalarımızın önemli bir kısmı, mal hizmet giderlerimiz, yatırım giderlerimiz, kamu özel iş birliği projelerindeki garanti ödemeleri, ilaç giderleri, tedavi giderlerinin önemli bir kısmı, yani birçok harcamamız dövize endeksli, döviz arttığı zaman bu harcamalarımız artıyor. Gelir tarafı da kur artışından olumsuz etkileniyor. Finansal kesim dışındaki firmaların 160 milyar dolar döviz açık pozisyonu var. Artan her kur, bu firmaları zora sokuyor. Kurumlar vergimiz de göçecek gelecek yıl. Şu anda Türkiye vatandaşına pahalı, dışarıya ucuz kelepir bir ülke haline geldi. Asgari ücret 2 bin 825 lira. Bu asgari ücretle insanlar nasıl geçinecek. Böyle bir Türkiye yarattılar.

Bu yıl kur 6,90’a kadar gerilemişti. Bir dizi anlamsız karar sonrasında şu anda kaç oldu bilmiyorum, girerken buraya 11,22’ydi. Yani 11,20’yi esas alsak bile yüzde 62. Yıl içerisinde yüzde 62 değer kaybeden bir paramız var bizim. Çünkü Türk parası savunmasız. Türk parası korumasız. Bir parayı, güven istikrarın dışında iki tane temel para politikası unsuru ile koruyabilirsiniz. Güçlü rezerviniz olur, bunu kullanmanıza bile gerek yok, “Gerekirse ben müdahale ederim’ dersiniz. Sözlü iletişimle kura müdahale edebilirsiniz. Rezervler hala negatif. İkinci silah faiz silahı, faiz silahı ile milli paranızı korursunuz. Faiz silahı da tersine kullanılıyor. Faiz silahını da ayağımıza sıkıyoruz. Türkiye’de fiyat kaybı oldu. Şu anda hiç kimse bırakın üretim için fiyat vermeyi, mal satarken fiyat vermiyor. Böyle bir ekonomide ticaret olur mu? Böyle bir ekonomide üretim, istihdam olur mu? Milletin üzerine bu kadar yük yüklemekten vazgeçin. Yönetemiyorsanız çekilin gidin, getirin milletin önüne sandığı. Türkiye’nin bundan başka kurtuluşu yoktur. Bu ciddi bir kriz dönemidir. Ve bu krizi yöneten ortada hiç kimsenin olmaması da hepimizin içini acıtıyor."

Kaynak: anka