TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK) Sekreteri Aykut Akdemir, 30 Ekim İzmir depremi sonrası yaşanan sorunların ‘kurgulanmış’ olduğunu öne sürdü. Akdemir, "Depremi tasarlamış olsalardı çok önceden yaparlardı. '8'leri yıkıp 5 katlı yapacağız' diyenler, depremzedelerin arsa paylarına el koyuyorlar. İnsanlar arsa payı haklarını satıyor. O bölge göçe zorlanıyor. Her şey bunun üzerine kurulu. Oraya para ödeyebilecek insanlar bekliyor" dedi. Akdemir, depremzedeler için alınan emsal artışı kararıyla ilgili ise "Hukuk ne gerektiriyorsa onu yapacağız. Dava da açarız, eylem de yaparız" diye konuştu.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (İKK), İzmir'de depremzedeler için alınan ‘emsal artışı’ kararı ve yaşanan sorunlarla ilgili basın açıklaması yaptı. TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi'nde yapılan açıklamaya, TMMOB'a bağlı odaların temsilcileri ile bir grup depremzede yurttaş katıldı.

TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde depremzedelere yönelik Bayraklı bölgesi için onaylanan parsel bazında yüzde 20, ada bazında ise yüzde 30 artış öngören emsal artışı konusunda dava açılmasını istemeyen depremzedelerle bir süre konuşup isteklerini dinledi.

Daha sonra basın açıklamasına geçen Aykut Akdemir, 30 Ekim İzmir Depremi sonrası yaşanan sorunların kurgulanmış olduğunu iddia etti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 26 Eylül’de İzmir'de depremzedelerle bir araya geldiğini anımsatan Akdemir, şöyle konuştu:

"BAYRAKLI'DAKİ DAİRELERİN MALİYETLERİNİ İHALEYLE YÜKSELTTİLER"

"CHP Genel Başkanı, depremzedelerle buluşmasında sosyal devlete vurgu yaptı. Sosyal devlet, halkından aldığı vergiyle eğitim, sağlık ve barınma gibi ana işleri yapmakla mükelleftir. Bir afet gerçekleştiğinde elindeki tüm kaynaklarla birlikte afeti yaşayanların mağduriyetlerini gidermekle mükelleftir. Vatandaş kayba uğramışsa onu gidermekle mükelleftir. Sosyal devlet budur. Yapılması gereken şuydu: Depremde 800’e yakın ağır hasarlı bina oldu. Cuma deprem oldu, pazartesiye kadar hasar tespiti yapmadılar. Aradan geçen 3 günde insanlar o evde yattı. 30 Ekim’de, daha Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sahaya çıkmamışken biz 40 arkadaşımızla birlikte hasar tespit çalışmasına başladık. 7 alan belirlediler. Ne olduğunu anlayamamıştık. Daha sonra Bayraklı’nın üst taraflarında bir alanda, sit alanı vasfı değiştirilen alana rezerv binalar yaptılar. Sosyal devlet, Bayraklı’nın tepesine 8 bin konut yapılırken var. Ama Bayraklı’da yıkılan evlerin yerine bina yapılacağı zaman yok. Orada müteahhit var, emsal artışı var. ‘Rızabey Apartmanı park olsun’ diyenlere önce 'Yapacağız' diyorsunuz, sonra vazgeçiyorsunuz. İnsanın aklıyla, acılarıyla oynuyorsunuz, sonra TMMOB’dan emsal artışı ile ilgili taraf olmamızı bekliyorsunuz. 7 proje alanındaki ihaleler, 7-28 Aralık tarihlerinde gerçekleşti. Kasım ayı içinde Bayraklı bölgesindeki bir dairenin maliyeti 220-260 bin lira arasındaydı. 7 proje alanında devletin yaptığı ihalelerde ortama rakam 360 bin liraya yükseldi. İhaleyle fiyat artırdılar."

"174 MİLYAR DEPREM VERGİSİ NEREDE"

Emsal artışı kararının depremzedelerin cebinden para çıkmayacağı anlamına gelmediğini söyleyen Akdemir, şöyle devam etti:

"Depremzedenin hakkını söylemeyenler, 'Senin hakkın buydu' diyemeyenler emsal artışı veremez. Önce, 'Devletin buradaki binaları olduğu gibi yapması gerekirdi, yapamadı' diyecekler. Yapamayanlar özür dileyecek. Emsal artışı verenler bunun gereğini yapacak. Bilim ve teknik olmadan, planlamanın dışında kalacak şekilde yalnız Ankara'dakilerin yapamadığını İzmir'den yapabilme becerisi mümkün değil. 30 Ekim’de İzmir Büyükşehir'i hiçbir şekilde sahaya sokmadılar. Her şeye Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü karar verdi. İki kurumla karşı karşıyayız. Merkezi iktidar ve büyükşehir ve ilçe belediyeleri. Bu iki kurum bir araya gelmediği sürece bu işin içinden çıkılmaz. Depremzedelerin hakkını vermeyenler, 174 milyar deprem vergisinin nerede olduğunu söyleyemiyor. Bayraklı’nın tepesine 8 bin konut yapmaya paranız varsa Bayraklı’da yıkılan binalara verseydiniz o parayı. Bugün birçoğu emekli olan, düşük gelirlerle yaşayan, birçoğu da hala evinin taksitini ödeyenler var. Onların canı yanıyor. Müteahhitlerin, beton lobisinin canı yanmıyor. Şu anda ortalama 500 bin liraya çıkmış durumda Bayraklı'daki 100 metrekare evin fiyatı. Birileri bir oyun oynuyor. Biz bu oyunun bir parçası değiliz. Depremzedeyi de bu oyunu parçası yapanlar, yarın tarih önünde hesabını veririler."

"MÜLKİYET EL DEĞİŞTİRİYOR"

Depremzedeler için alınacak emsal artışı kararına karşı dava açıp açmayacaklarına değinen, deprem sonrası bir kurgunun hayata geçirildiğini öne süren Aykut Akdemir, sözlerini şöyle tamamladı:

"Elimizdeki tek argümanımız, akıl, bilim ve hukuk devleti. Kimseye siyaseten karşı çıkmıyoruz. Hukuk ne gerektiriyorsa onu yapacağız. Dava da açarız, eylem de yaparız. Bizim Folkart'larla ilgili açtığımız dava hala sürüyor. 'Gökdelen olmasın' diye dava açtık. Şimdi herkes orada oturuyor. Buna da açacağız. Evet yanlış bir karar varsa buna da dava açacağız. Hukukun işlemediği, hak hukuk adalet diye talep eden bir aklın hukuka rağmen iş yapması bizim işimiz değil. 30 Ekim'de deprem oldu. Bu anlayış ve politikaya Allah bir tek depremi eksik bırakmış. Depremi tasarlamış olsalardı çok önceden yaparlardı. Her şey bu kadar hazırlıklı. Sorun yumağının sebebi belli. Her şey kurgulanmış. Birilerin kurguladığı bir sorun yumağını yaşıyoruz. 31 Ekim günü birileri Van'dan bahsetti. '8'leri yıkacağız, 5 yapacağız' dedi. Geri kalan 3 kat nerede? Deprem bölgesi, kooperatif ve site bölgesidir; yap sat bölgesi değildir. O bölge, Bornova Belediyesi'nin 70'li yıllardaki oylaması ile imara açılan bir bölgedir. Biz 'Depremin sorumlularını arıyorsanız 70'li yıllarda oranın imara açılması için el kaldıranlara bakın' demiştik. O bölge, herkesin emekli maaşları ve ikramiyeleriyle ucu ucuna yapılmış binalardan oluşuyor. '8'leri yıkıp 5 yapacağız' diyenler, 'Rezerv bölgeye bir sürü ev yapıp parayla satacağız' diyenler, depremzedelerin arsa paylarına el koyuyor. Mülkiyeti elden alıyor. O bölgeden bu insanların gitmesi için her türlü çabayı sarf ediyor. Depremzedelerimiz, yeni yapılacak yerlere ne ödeyeceğini bilmiyor. Oraya para ödeyebilecek birçok insan var, onlar da bekliyor. Şu an pazar açıldı, insanlar haklarını satıyor. Arsa payı olma durumundan kaynaklı paylarını satıyor. O bölge göçe zorlanıyor. Mülkiyetin el değiştirmesi söz konusu, hedef de bu. Her şey bunun üzerine kurulu. Biz bundan rahatsızız."

"YÜZDE 50-60 NÜFUS ARTIŞI GETİRECEK"

Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Sekreteri Zafer Mutluer de emsal artışı kararının birçok sorunu beraberinde getireceğini söyledi. Mutluer, şunları söyledi:

"Oradaki emsal artışı, nüfusa yüzde 50-60 artış getirecektir. Otopark sorununun yüzde 60 görünür hale geleceği, altyapının yüzde 60 yetersiz hale geleceği, trafik sorunun bu oranda artacağını öngörmek zor değil. Kentin bütününü ilgilendiren bir konu. Barınma sorununu tartışıyoruz. Emsal artışı imar kanuna aykırı. Odalara dava açmamaları için baskı kurmaya çalışıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kendi kararlarına da aykırı. Yerleşik alanlarda kent merkezinde nüfus yoğunluğunu artırıcı plan revizyonu yapamazlar. Kent merkezi zaten teknik ve sosyal altyapılar açısından sıkıntı yaşıyor. Kaldıramayacağı yorgunluk var. Tutarsızlık söz konusu. Herhangi bir yargı sürecine gittiğinde iptal olacak zaten."

 

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

1.VİDEO

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU (İKK) SEKRETERİ AYKUT AKDEMİR KONUŞMASI

2.VİDEO

TMMOB İZMİR İL KOORDİNASYON KURULU (İKK) SEKRETERİ AYKUT AKDEMİR KONUŞMASI'NIN DEVAMI 

ŞEHİR PLANCILARI ODASI İZMİR ŞUBE SEKRETERİ ZAFER MUTLUER'İN KONUŞMASI

3.VİDEO

TOPLANTIDAN DETAY GÖRÜNTÜLER

Kaynak: anka