Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), “Barış İçin Akademisyenler: Güncel Durum” raporunu yayınladı. Rapora göre, “KHK’larla ihraç edilen barış akademisyenlerinin yüzde 39’unun tam zamanlı bir işi yok. Yüzde 14.2’si ise asgari ücretin altında ücretle çalışıyor.

TİHV çatısı altında kurulan “TİHV Akademi”, “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildiriyi imzalayan akademisyenlerin yaşadığı sorunları raporladı. Raporda, OHAL Komisyonu’nun imzacı akademisyenlerin başvurularına ret kararı vermesinin etkileri ve ihraç edilmiş imzacı akademisyenleri ile çevrimiçi olarak yapılan anket çalışmasının sonuçları aktarıldı.

Raporda, imzacı akademisyenlerinin çalışma ve sosyal güvence haklarından adil gelir hakkına, sağlık hakkından mesleki olarak kendini gerçekleştirme ve geliştirme hakkına kadar pek çok yönden hak ihlaline uğradığı belirtildi.

“İHRAÇ EDİLEN HER YEDİ BARIŞ AKADEMİSYENİNDEN BİRİ GELİR GETİRİCİ BİR İŞE SAHİP DEĞİL”

Raporda yer verilen anket sonuçlarına göre, ihraç edilen her yedi barış akademisyeninden biri gelir getirici bir işe sahip değil. Yüzde 39’unun tam zamanlı bir işi yok. Yüzde 39.6’sı sosyal güvenceye sahipken, sosyal güvencesi olmayanların oranı yüzde 36.8. Ankete katılan barış akademisyenlerin yüzde 23.6’sı ise emekli. Her on akademisyenden birinin sağlık güvencesi yok. Sağlık sigortasını kendi ödeyenlerin oranı ise yüzde 6,6.

“YÜZDE 14.2’Sİ İSE ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA GELİRE SAHİP OLDUĞUNU BİLDİRDİ”

Rapora göre, akademisyenlerin adil gelir hakları da ihlal ediliyor. Türkiye’de akademisyenlerin gelir diliminin altında bir gelirle yaşayanların oranı yüzde 58.5 belirlenirken; yüzde 6.6’sı çalışmanın yapıldığı sırada hiçbir gelirinin olmadığını, yüzde 14.2’si ise asgari ücretin altında gelire sahip olduğunu bildirdi.

İhraç edilmelerinin üzerinden yıllar geçmesine karşın, ihraç edilen akademisyenlerin neredeyse yarısı ekonomik desteğe ihtiyaç duyuyor.

Raporda, ihracın akademisyenlerin akademik çalışmalarını da olumsuz etkilediğine dikkat çekildi. Yapılan ankete katılan her iki akademisyenden biri, “Akademik çalışmalarım parçalı ve düzensiz hale geldi” dedi.

Anket katılımcılarının yüzde 60’ı akademik çalışma yapma konusunda motivasyonunu yitirdiğini belirtti. Dört akademisyenden biri ise kütüphane ve veri gibi kaynaklara erişemediğini ifade etti.

Bulguların elde edildiği online anket çalışmasının OHAL Komisyonunun Barış Akademisyenlerin başvurularına ilişkin ret kararlarını açıklamadan önce gerçekleştirildiği belirtilen raporda şu değerlendirmeye yer verildi:

“ - Bulgulardan hareketle, ancak ihtiyatla, akademisyenlerin iş, çalışma ve gelire ilişkin iki sene önceye nazaran daha iyi durumda olduğu söylenebilir. Buna karşın ihracın akademisyenlerin mesleklerini icra etme üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra belirsizlik hissinin de devam etmesine neden olduğu görülüyor. Muhtemelen anket çalışması OHAL Komisyonu kararlarının ardından tekrarlanmış olsa bu hislerin daha yoğunlaştığı görülebilirdi.

- Anayasa Mahkemesi kararına istinaden Barış İçin Akademisyenlerin beraat etmesi, bir başka deyişle suçsuzluklarının ilan edilmesine karşın, yapısı ve çalışma metodolojisi bakımından sorunlu bir idari mekanizma olan OHAL Komisyonunun fiili cezalandırmayı devam ettirmesi hukuken suçtur ve kabul edilemezdir. Komisyon, idari bir mekanizma niteliği taşımasına rağmen, ülkenin en yüksek anayasal yargı organı olan Anayasa Mahkemesinin (AYM) kararlarını dikkate almayarak -tanımayarak- karar almaktadır.”

 

Kaynak: anka