CEM HAYAT

Kato Dağı'nda 1993 yılında yaralanan terörle mücadele gazisi Hüdaverdi Mercan, Gaziler Haftası'nda gazilerin sorunlarını dile getirdi. Mercan, "Geldiğimiz noktada hakkımız diyebileceğimiz hiçbir şeyin kalmadığı bir durumdayız. Araç alamıyorum, protezimi yaptıramıyorum, gazilik onurumu taşıyamıyorum. Sürekli itibarımızı kaybettirecek şeyler yaşıyoruz. Bugün Kıbrıs, Kore ve terör gazileri yok sayılıyor" dedi.

Hüdaverdi Mercan, gazilerin yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Protezden özel hastane sorununa, özel okul sorunundan şehit ve gazi çocuklarının istihdamına kadar birçok konuya değinen Mercan, " Bugün bu ülkeyi 35-40 senedir böldürmeyen, canları pahasına bu ülkeyi müdafaa etmiş 40 bine yakın gazisi, şehidi, korucusu, polisi varken tamamen yok sayılıyoruz ve özlük haklarımızla ilgili kimse bir adım atmak niyetinde değil. Atılan adımlara da bugünkü iktidar yardımcı olmuyor" diye konuştu. Mercan, şunları söyledi:

"HASTANEDEKİ 5-6 TANE PERSONEL 9-10 BİN PROTEZ KULLANAN GAZİYE NASIL HİZMET VERECEK"

"Gazilerin ihtiyaç duydukları protez, ortez ve sağlıkla ilgili hayatlarını idame ettirecek araç gereçleri, devletin herhangi bir kısıtlama koymadan ödemesiyle ilgili bir kanun var. Bu kanunun bugüne kadar pek uygulandığı söylenemez. Çünkü güncellemedikleri SUT listeleri, getirdikleri kısıtlamalar, getirdikleri süre gibi bazı nedenlerden dolayı protezlerin yapılmasında büyük sıkıntılar var. 81 vilayetin tamamında gaziler yaşıyor, hepsinin Ankara’ya gelip protez yaptırması gibi bir şey söz konusu değil. Herkes bulunduğu yerdeki firmalarda yaptırıyor. Ancak TSK’ya bağlı olan ve halkın paralarıyla yapılan Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi’ni alıp Sağlık Bakanlığı’na devrettiler. Orada enteresan bir sistem kurarak ‘Siz geleceksiniz, protezinizi burada yaptıracaksınız’ dediler. Ankara’da yaşayan gazi bile randevu alamazken 81 vilayetteki gazi protezini yaptırmak için randevu alacak, kalacak yer yok, çünkü er gazileri hiçbir şekilde ordu evlerinden istifade edemiyor, misafirhanelerde yer bulamıyor. Hastanede 5 tane, 6 tane, 10 tane sağlık personeli 9-10 bin tane protez kullanan gaziye nasıl hizmet verecek? Sanki oraya ticarethane kurulmuş gibi böyle dayatmalar var.

"PROTEZİMİ ONARMAM İÇİN SIRAYA GİRMEM GEREKECEK"

Protez dediğiniz şey, sizi anında çok rahatsız eden, psikolojik olarak bir anda sizin modunuzu çok düşüren bir rahatsızlık. Yani proteziniz zaman zaman vurabilir, yara yapabilir. Sizi rahatsız ettiği anda sizin gidip protezinizin onarılmasını sağlamanız lazım. Ancak bunların yaptığı bu sistemde, Bilkent’te bunu onarmam için sıraya girmem gerekecek. Ayağımda protez beni rahatsız ediyor, yara olmuş, orada sıraya mı gireceğim? Orada 1 gün, 2-3 gün beklemem gerekecek. Ben bir saat bekleyecek durumda olmayacağım, çünkü rahatsız ettiği andan itibaren siz bacağınızı kullanamıyorsunuz.

"GAZİLER ÖZEL HASTANELERE GİDEMİYOR ÇÜNKÜ 'OTELCİLİK HİZMETİ' DİYE FARK TALEP EDİYORLAR"

Terörle mücadele gazilerinin, yönetmelikte, otelcilik hizmeti verilen sağlık hizmetlerine fark ödemesiyle ilgili bir açık var. Gaziler özel hastaneye de gidemiyor çünkü bütün özel hastaneler, ‘Biz otelcilik hizmeti veriyoruz’ diye odaya koydukları bir televizyonla sizden fark talep ediyorlar. Diş protezi, implant, bunlarla ilgili gazilere bir ayrıcalık tanınmamış, hala karşılanmıyor.

"KANUNDA 'EKİPMANLAR İÇİN KDV ÖDENMEZ' DİYOR AMA SİZ ARABA ALIRKEN DEVLET YÜZDE 18 KDV'Yİ TAHSİL EDİYOR"

Ortopedik engelliler için ülkemizde tanınan bir hak var, ÖTV’siz araç kullanma hakkı. Bu, ayrıca gazilere tanınmış bir hak değildir. Siz gidersiniz, fiziksel olarak normal araç kullanamayacağınızı beyan ederek bir rapor çıkarırsınız ve ÖTV’siz araç almak istersiniz bu araç, bundan çok eskilerde bir motor ve hacim sınırlaması olmaksızın süre sınırlaması da yoktu, alıyorduk. Son dönemde yapılan yasal değişikliklerden dolayı önce 2 yıl 3 yıla, 3 yıl 5 yıla çıkarıldı; motor hacmi kısıtlaması getirildi. Şimdi 2 yıldır da 330 bin lira gibi bir sınır koydular. Geldiğimiz nokta itibariyle ülkedeki araç fiyatları belli. Siz ortopedik engelliyseniz ya yürümek için tekerlekli sandalyeniz ya da yürüme ekipmanlarınız var. Bunları aracın bagajına koyabileceğiniz, 330 bin liraya araba yok. Bu hak, gazilere ayrı tahsis edilmeli. Engelli statüsünden ayrılmalı ve gaziler için Anayasa’da belirtilen ayrıcalıkları uygulayarak, pozitif ayrımcılık yapılarak üst sınır kaldırılmalıdır acilen. Çünkü gaziler kendi ekipmanlarını koyabileceği 330 bin liranın altında bir araba kalmadı. Kanunda, ‘Engelliler için hayatlarını devam ettirecek ekipmanlar için KDV de ödenmez’ diyor ama siz araba alırken devlet, buna rağmen yüzde 18 KDV’yi sizden tahsil ediyor.

"ÖZEL OKULLAR, SERVİS VE YEMEK ÜCRETİ ADI ALTINDA 15-20 BİN LİRA PARA İSTİYOR"

Terörle mücadele kapsamında gazi olan arkadaşlarımızla şehitlerin çocukları var. Kanunda, yönetmeliklerde belirtmesine rağmen çocukların özel okullara kayıtlarıyla ilgili problemler yaşanıyor. Özel okullara yüzde 2 kontenjan dahilinde çocukların kaydedilmesi lazım, bunu Milli Eğitim üstlenmiş. Özel okullar, ücretsiz çocuk almamak için bu kontenjanı kullanmak istemiyor. Milli Eğitim’in çok bir yaptırım gücü olmadığı için çocukların bu konuyla ilgili eğitim alması git gide zorlaşıyor. Bugün özel okul ve özel eğitim kurumlarının artmasına rağmen şehit ve gazi çocuklarının özel okullarda eğitim almaları gitgide zorlaşıyor. Bir de geldiğimiz ekonomik şartlar nedeniyle bütün masraflar artmışken şehit ve gazi çocuklarına yapılan eğitim-öğretim yardımlarının çok komik rakamlarda kalması bizleri çok derinden üzüyor. Özel okul, servis ve yemek ücreti adı altında 15-20 bin lira para istiyor. Aile bu 15-20 bin lirayı ödeyecek, siz bu aileye 2 bin lira eğitim yardımı yapıyorsunuz. Bunların acilen düzeltilmesi lazım.

"ŞEHİT VE GAZİ ÇOCUKLARININ İSTİHDAMIYLA İLGİLİ SAYI SINIRLAMASININ ACİLEN KALDIRILMASI LAZIM"

Bunun dışında şehit ve gazi çocuklarının istihdamı ile ilgili kanunda, şehit ailelerinin iki, gazi ailelerinin de bir istihdam hakkı var. Şehit çocuklarının ve gazi çocuklarının istihdamıyla ilgili sayı sınırlamasının acilen kaldırılması, bütün çocukların istihdam edilerek iş hakkına kavuşması gerekmektedir. Sağlık giderleriyle ilgili ilaç, katılım payları, operasyonlar ya da herhangi bir ameliyat sırasında herkesten olduğu gibi gazilerden de fark isteniyor. Bunların da acilen düzeltilmesi lazım.

"GELDİĞİMİZ NOKTADA HAKKIMIZ DİYEBİLECEĞİMİZ HİÇBİR ŞEY KALMADI"

Siyasi çıkar ya da menfaat için karşılaştığınızda herkes şehidine, gazisine sarılıp ‘Şehidimiz, gazimiz baş tacıdır’ diyor ama özlük haklarına geldiğinde bütün kazanılmış hakların kaybedildiği ve geldiğimiz nokta itibariyle de hakkımız diyebileceğimiz hiçbir şeyin kalmadığı bir durumdayız. Araç alamıyorum, protezimi yaptıramıyorum, gazilik onurumu taşıyamıyorum, sürekli itibarımızı kaybettirecek şeyler yaşıyoruz. Bugün, Kıbrıs, Kore ve terör gazileri yok sayılıyor. Gaziler arasındaki bu çelişkinin de tamamen kaldırılması ve özlük haklarının düzenlenmesi gerekmektedir.

"NEDEN BU SIKINTILARLA KARŞILAŞIYORUZ, ÇÜNKÜ ÜLKEMİZDE GAZİNİN BİR TANIMI YOK"

Biz, bu ülkenin varlığı ve birliği için canını feda etmiş herkesi eşit görüyoruz. Vazife malulü arkadaşlarımızı da biz aynı statüde görüyoruz ama bizim görmemiz değil, bizi yönetenlerin bunları eşit olarak görmesi gerekmekte. Bugün terörle mücadelede şehit olan bir ailenin sadece cenazesine siyasiler, oraya fotoğraf çektirmeye giderler. Evinde göremezsiniz kimseyi. 30 senedir bizi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden gelip bayramlarda ziyaret eden insanları tanıyoruz, siyasileri görmüyoruz. Ancak 15 Temmuz şehitleri ya da gazilerinin ailelerine siyasi iktidarın çok fazla ilgi gösterdiğine ve onları sürekli anma, tören gibi günlerde daha öne çıkardığını hissettik. Bu bizi üzüyor, çünkü gazinin herhangi bir ayrımı yok. Neden bu sıkıntılarla karşılaşıyoruz, çünkü ülkemizde gazinin bir tanımı yok. Bugün bu ülkeyi 35-40 senedir böldürmeyen, canları pahasına bu ülkeyi müdafaa etmiş 40 bine yakın gazisi, şehidi, korucusu, polisi varken tamamen yok sayılıyoruz ve özlük haklarımızla ilgili kimse bir adım atmak niyetinde değil. Atılan adımlara da bugünkü iktidar yardımcı olmuyor."

Kaynak: anka