Sinan TARTANOĞLU 

Türkiye Barolar Birliği; avukat Sertuğ Sürenoğlu'nun "darp edildiğini" iddia ettiği Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkındaki soruşturmada verilen takipsizlik kararına itiraz etti. Savcılığa başvuran Barolar Birliği, takipsizlik kararının kaldırılarak, polisler hakkında kamu davası açılmasını talep etti. Başvuruda, “Polis memurlarının kişiyi bir yere götürerek, iki saat boyunca darp etmeleri kötü muamele değil, işkencedir. İşkence suçu, resen takip edilmesi gereken bir suçtur” denildi.

Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun; Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı bir düğün programında, trafiğin kesilmesine tepki göstermesinin ardından, polis aracı içinde darp edildiği iddiasıyla açılan soruşturmada, Cumhurbaşkanlığı korumaları hakkında takipsizlik kararı verilmişti.

"KENDİSİNİ SAĞA SOLA VURDU" DEMİŞLERDİ

Cumhurbaşkanlığı korumalarının, haklarındaki soruşturma sürecinde, kendilerini Sürenoğlu'nun, “araç içerisinde kafasını sert kısımlara vurduğu”, “kendini sağa sola vurduğu” ve “anormal davranışlar sergilediği” sözleri ile savunduğu ortaya çıkmıştı. 

Türkiye Barolar Birliği; İstanbul Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'ne sunulmak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak, takipsizlik kararının kaldırılmasını talep etti. 

"KÖTÜ MUAMELE DEĞİL, İŞKENCE"

Dün yapılan başvuruda, "Polis memurlarının kişiyi bir yere götürerek, onu iki saat boyunca darp etmeleri kötü muamele değil, işkencedir. İşkence suçu, resen takip edilmesi gereken bir suçtur" denildi.

"AĞIRLAŞTIRILMIŞ İŞKENCE SUÇU"

Başvuruda, şu değerlendirmeler yapıldı:

"Sertuğ Sürenoğlu'na, ters kelepçe uygulanmış ve gözleri bağlanarak bilhassa yüzüre yumruk atmak suretiyle eziyet ve işkence edilmiştir. Şüphelilerin bu fiili, Türk Ceza Kanunu'nun 95. Maddesinde düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence suçuna vücut vermektedir. Zira, iki saatten fazla işkence ve eziyete Maru kalan meslektaşımızın gözü patlatılmış, kafa travması geçirmesine neden olunmuş, yüzünde sabit iç kalmasına sebebiyet verilmiştir.

Sürenoğlu görevli polis memurlarınca koruma aracına alınmış, kendisine ters kelepçe uygulanmış ve iradesi dışında bir yere götürülerek iki saat özgürlüğünden yoksun bırakılmıştır. Bu durum söz konusu kolluk görevlilerinin görev ve yetkilerini kötüye kullanılmak suretiyle hürriyeti tahdit suçunu işlediğinin açık göstergesidir.

"MORLUKLAR, ACIMASIZCA DÖVÜLDÜĞÜNÜN GÖSTERGESİ"

Sürenoğlu’nun yüzündeki morluklar bunun orantılı ve hukuka uygun bir güç kullanımının değil, kendisinin birden fazla kişi tarafından acımasızca dövüldüğünün göstergesidir. Yolun neden kapalı olduğunu her sıradan vatandaş gibi merak etmeye hakkı olan Sürenoğlu’na, hayali bir şekilde Cumhurbaşkanına hakaret suçu isnat edilerek, olan bitenden şikayetçi olmaması istenmeye çalışılmıştır.

Bununla da yetinmeyen şüpheliler, Av. Sertuğ Sürenoğlu’nu tehdit ederek Cumhurbaşkanına hakaret ettiğini ikrar ettiği bir tutanağı kendisine tehdit yoluyla imzalatmışlardır."

Başvuruda, olay sırasında orada bulunan ancak dayak olayına müdahale etmeyen polis memurlarının da "ihmal" ve "kamu görevlisinin suçu bildirmeme suçunun faili" olduğu iddia edildi.

"TAKİPSİZLİK KARARI HUKUKA AYKIRI"

Türkiye Barolar Birliği başvurusunda, şu talepler sıralandı: 

"Güvenlik kamera görüntüleri, sosyal medyaya yansıyan, basına intikal eden yerli ve yabancı basında yayınlanmış görüntü kayıtları ile somut deliller mevcut olması karşısında kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.

Savcılık tarafından verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının kaldırılarak, Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nu darp eden, iki saat boyunca özgürlüğünden yoksun bırakarak darp eden, işkence ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakan, tehditle belge imzalatan, iftira atan polis memurları, şüpheliler hakkında kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ediyoruz."

Kaynak: anka