CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, ekim ayında koyulan bir kural sonucu hastaların ilaca ulaşamadığını anlattı. Taşcıer, Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) arasındaki koordinasyonsuzluğun çözülmesi çağrısında bulundu. Taşcıer, “En az 30 bin hasta, yaşam ve ölüm arası çizgide bekletiliyor” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, hastaların ilaç temininde yaşadığı sıkıntıları TBMM'de düzenlediği basın toplantısıyla anlattı. Taşcıer, şöyle konuştu: 

“30 BİN HASTA YAŞAM VE ÖLÜM ARASI ÇİZGİDE BEKLETİLİYOR: Devletin nasıl yönetilemediğini, kurumlar arası koordinasyon nedeniyle 30 bin hastanın hayatıyla nasıl oynandığını, iki kurumun çözümsüzlük üzerinde yönetim anlayışına sahip olduğunu anlatacağım. En az 30 bin hasta yaşam ve ölüm arası çizgide bekletiliyor.

İLACIN TEMİNİ İÇİN HEM TİTCK HEM SGK’DAN ONAY VERMESİ GEREKİYOR: Bazı ilaçlar Türkiye’de olmadığı zaman Sağlık Bakanlığı’nın bunlarla ilgili ithalat izni vermesiyle Türkiye’ye getiriliyor. Hekim hastanın kullanması için bu ilaçları zorunlu olarak görürse, devreye Türk Eczacıları Birliği giriyor. Sağlık Bakanlığı ile Türk Eczacıları Birliği arasındaki protokolle, yurtdışından ilaç temin birimiyle bu ilaçlar ithal ediliyor ve vatandaşa veriliyor. Bu ilaçların çoğunluğu kritik hayati öneme sahip olan kanser, hematoloji kalp hastalıkları epilepsi gibi son derece önemli ilaçlar. Bunlar hastalar tarafından kullanılması zorunlu ilaçlar. Ancak ekim ayında Türkiye İlaç ve Tıbbı Cihaz Kurumu’nca (TİTCK) yurt dışından ilaç temini ile ilgili bir kılavuz yayınlandı. Ve daha önce uygulanmayan bir kural konuldu, dedi ki ‘bu ilaçları getiren firmanın orijin belgesi, analiz sertifikası ve seri serbest bırakma sertifikası’ sunmaları zorunlu hale getirilecek. Öncelikle şunu ifade edeyim, bakanlık tarafından istenilen bu belgeler hiçbir sorun yok. Vatandaşın daha iyi ilaca ulaşması açısından son derece önemli. Ama düzenleme öyle bir yapıldı ki bir gün önce istenmeyen bu belgeler bir gün sonra gelecek olan ilaçlar ve stoktaki ilaçlar için istenmeye başladı. Aslında sorun tam da bundan sonrasında başlıyor. Çünkü, orijin belgesi, bu sertifikalar istenilen bu ilaçlar göreceli daha pahalı ilaçlar. Ama SGK diyor ki, ‘hayır ben en ucuz ilacı öderim, fiyatlandırma noktasında. Bu TİTCK’nın bu belgesini istediği ilaçlar pahalı ilaçlar, ben bunların ödemelerini yapmam.’ İki kurum adeta inatlaşmış gibi, TİTCK diyor ki, ‘ben bu belgeleri isterim’, SGK da diyor ki ‘ben bunları ödemem.’ Ve bu ekim ayından itibaren 30 bin hasta bu ilaçlara maalesef ulaşamıyor. Stokta olan bu ilaçlarda maalesef hastalara verilemiyor. Bir ilacın vatandaşa verilebilmesi için hem TİTCK hem SGK’nın aynı anda onay vermesi gerekiyor.

HASTALAR BÖYLE BİR KISIR DÖNGÜ İÇİNDE KALDI: Vatandaş şunu da diyemiyor, ‘benim param var. 20 bin euro bu ilacın fiyatı. SGK ‘sen ucuzu karşılarım’ dediğin için benim ihtiyacım olanı ödemiyorsun, ben paramla alayım.’   Onu da alamıyor. Bu sefer TİTCK diyor ki, ‘benim kılavuzuma uymuyor, paranla da alamazsın.’ Böyle bir kısır döngü içerisinde maalesef hastalar hayatlarıyla bu döngünün arasında kaldı.

KURUMLAR ARASI KOORDİNASYONUN SAĞLANMASI GEREKİYOR: Sağlık Bakanlığı’na çağrı yapmak istiyorum. Aldığınız karar doğru olmakla birlikte kurumlar arası koordinasyon eksikliği nedeniyle uygulamada çok ciddi sorunlar yaratıyor. Bu kararın uygulanması için mevcut stokların öncelikle elde bulunan mevcut ilaçların hastalara verilmesi gerekiyor. Kurumlar arası koordinasyonun bir an önce sağlanması gerekiyor.”

 

Kaynak: anka