METİN YOKSU 

Siirt'in Eruh İlçe sınırlarında bulunan Zorava Çayı'nda AKP'nin ısrarları ile yapılmak istenilen ikinci HES'e karşı köylüler ayaklandı. Projenin hayata geçmemesi için mahkemeye itiraz dilekçesi veren köylülerin Avukatı Fatma Elçiçek “Buranın florası, faunası, balıkları olsun projesinin faaliyete geçmesi ile birlikte çoğu tehlike altına girecektir” dedi.

Siirt'in Eruh İlçesine bağlı Kuşdalı (Şavuran) Köyü ile Bilgili Köyü arasında bulunan vadide yer alan Zarova Çayı olarak da bilinen Sıçan Deresi'ne, ikinci HES yapılmak isteniyor. 2015 yılında yapılan HES'in hemen yanı başında bulunan çayın ikinci kolundan yapılacak borulama sistemi ile yaklaşık 7-8 kilometrelik alanda ikinci HES’in yapımının planlanması köylüleri tedirgin etti.

Sıçan Deresi akış yönünde, Ilısı Veysel Eroğlu Barajı nedeni ile sular altında bırakılan Botan Çayı'na dökülüyor. HES'in yapıldığı alandan Botan Çayı'na kadar olan alanın uzunluğu ise yaklaşık 70 kilometre. Yapılmak istenilen ikinci HES'in sonrasında ise akarsu üzerinde ayrıca baraj göleti yapılması da planlanıyor.

Vadide bulunan endemik türler ile de dikkat çeken alan ilk HES nedeni ile kururken köylüler tarım, hayvancılık ve bölgenin ekosisteminin bozulmaması için ikinci HES'e karşı 25 Nisan 2019 yılında idare mahkemesine dava açtı. İki kez Yürütmeyi Durdurma Kararı alan köylülerin hukuk mücadelesi ilk kez köylülerin aleyhine sonuçlanırken köylüler davayı Danıştay'a taşıdı. Danıştay ise yerel mahkemenin kararını köylüler lehine bozarak ÇED'in bilirkişi raporunda usulsüzlükler belirledi. Kararın ardından, Siirt İl Genel Meclisi'nde AKP’li üyeler yeni bir karar alarak HES'in yerini yerleşim alanından çıkardı.

Siirt İl Genel Meclisi’nde 2 Ağustos'ta aynı bölgede HES yapılması için İmar Planı değişikliğine ilişkin öneri üç HDP oyuna karşı 15 oyla kabul edildi. Kararla ilgili olarak 27 Ağustos'ta basın açıklaması yapmak isteyen köylüler, valiliğin her 15 günde bir uzattığı “Eylem ve etkinlik yasağı” yüzünden bunu yapamadı.

“SUYUMUZU KAYBETMEK İSTEMİYORUZ”

Köy sakinlerinden 56 yaşındaki Ayaz Sevilgen, doğup büyüdüğü coğrafyayı yok edilmek istenmesini acı ile karşıladığını anlattı. Sevilgen bölgeleye ve mücadelelerine ilişkin şöyle konuştu:

“Zorava, Eruh ilçesine bağlı Kuşdalı, Bilgili Köyü'nün iki dere arasında kalan bir çay. Doğa güzelliğiyle her zaman piknik, mesire veya yaz günlerini geçirdiğimiz ve bazen kullandığımız içtiğimiz suyumuz. Ve o suyun 2015’te daha köyler geçmiş olaylara istinaden boş kaldığından dolayı köy daha yerleşmediğinden dolayı onlar bu fırsatı değerlendirip bu Zorava birinci HES'i yaptılar. Fakat ikinci santrali yapmaya kalktıklarında biz bunu duyduktan sonra kendi yaptığımız araştırmalara göre biz de buna karşı çıktık. Çünkü niçin, yaptığımız araştırmalarda bizim oradaki güzel doğaya tarımsal alanlarımıza fıstıklarımıza yeşeren yeşilliğimize zarar vereceğinden dolayı her ne kadar bazı insanlar para peşinde veya bilmem ne peşinde çalışırken biz doğamızı kurtarmak için arazimize zarar gelmesin diye biz dava açtırdık. Davayı kazanmamıza rağmen gene bir duyum aldık. Siirt İl Genel Meclisi'nden yine Zorava Çayı'nın kenarında yapılması için karar alınmış. Biz de ona istinaden köy halkı olarak basın açıklaması yapmak istedik. Biz bu basın açıklamasını yaparken izin dilekçemizi vermemize rağmen bize bu basın açıklamasını yaptırmadılar. Üstelik yapılan yere gidin eski yeşilliği doğa eski fotoğrafları var. O fotoğrafları da ben size gösterebilirim o güzelliğe bakın şu an kupkuru bir dere yatağı. Üst tarafında çünkü sular kesilmiş borular konulmuş. O borular gelip değirmene giriyor ondan sonra hidroelektrik santrali aktarılıyor. Zaten üst tarafı kuru dağ taş. Doğanın güzelliği varken, suyu varken, şelalesi varken, su gibi akan dereler varken, kup kuru bir dereye dönüşmüş. Talebimiz yapılmaması. Doğanın zarar verilmemesi suyumuzu kaybetmek istemiyoruz.”

“FLORA TEHLİKE ALTINDA”

Köy sakinlerinden olan ve Danıştay kararı ile köylülerin lehine davayı kazanan avukat Fatma Elçiçek, iptal kararlarına rağmen yeni bir kararla HES'i yaptırılmak istenmesinin hukuk dışı olduğunu söyledi. Elçiçek yeni karara ilişkin hukuk mücadelesi vereceklerini belirterek şunları söyledi:

“Burası Zorava'nın iki kaynağından birinin başlangıç noktası. İptalini istediğimiz ÇED raporunun da projesinin başlangıç noktası buradan başlıyor. Boru hatları ile beraber toplama noktası ilerleyen yerde toplanacak buradaki suyun kaynak noktası ve şelalesi burada. Buranın florası, faunası, balıkları olsun projesinin faaliyete geçmesi ile birlikte çoğu tehlike altına girecektir. İnsanlar buraya 2015 yıllarında köye dönüş yasası sonrası köylerine geldiler. Tazminatları ile birlikte yeni evler kurdular. Tarlalarını işletmeye başladılar. Projenin faaliyete geçmesi ile beraber tarım noktasında fıstıklar bu yapılmış HES bile fıstıkları kuruma noktasına getirmiş. Bu projenin hayata girmesi ile birlikte belki onlar da yok olacak. İnsanlar burada hayvancılıkta yapamayacak. Sonra hiçbir yasa buradaki köylüleri vatandaşları bir daha buraya geri getiremeyecektir.”

“BÜTÜN DOĞA HARİKASI YOK EDİLDİ, YAPILMAMASI İÇİN HER ŞEYİ YAPACAĞIZ”

Birinci HES'in yapıldıktan sonra verdiği zararları çıplak gözler ile net görüldüğünü ifade eden Mustafa Kurt’da şöyle konuştu:

“Yapılan birinci HES barajı şu an görüldüğü üzere sadece bir çölmüş gibi görünüyor bütün doğa harikası yok edildi. Orayı mahvettiler. Çölleştirdiler orayı, mahvettiler. Yeşil alan olsun, oradaki güzelliler olsun, orayı mahvettiler. Şimdi bu HES'in yapılması ile bu bölgenin nefesi olan Zorava Çayı'nı kesmeye çalışıyorlar. Birinci HES'te gördük bunları. Bunun yapılması, Zorava Çayı'nın ölmesi demek. Yok olması kuruması bu halkın nefesinin kesilmesi demektir. Biz de bu yüzden buna karşıyız. Halk olarak çevre köyleri olsun şehir merkezindeki yaşayan insanlar olsun herkes buna karşı. Şu an yapılmaması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Demokratik yasal yollarla bu işi çözmeye çalışacağız.”

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: 

* Kuşdalı Köyü Görüntüleri

* Köy Sakini Ayaz Sevilgen

* Avukat Fatma Elçiçek

* Mustafa Kurt

 

Kaynak: anka