TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Gezi davasından çıkan mahkumiyet kararları ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki onama kararlar için, “İç politikada muhalefeti sindirmeye dönük bir kazanım elde etmek isterken dış politikada ve uluslararası alanda ciddi bir itibar kaybına neden oldular” dedi.  

CHP milletvekili Sibel Özdemir bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi de olan Özdemir özetle şunları söyledi:

“TÜRKİYE’NİN NE AB NEZDİNDE NE DE NATO İÇİNDEKİ STRATEJİK KONUMUNUN TARTIŞMAYA AÇILMASI İSTEMİYORUZ”

“Bugün Rusya Ukrayna Savaşı sonrası, Rusya’nın Ukrayna’ya müdahalesi sonrası yaklaşık neredeyse üç aylık bir süre geçti. Üç ülkenin; Ukrayna, Moldova, Gürcistan’ın adaylığı çok ciddi ve acil bir şekilde AB'nin gündemine geldi. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri konusunda yoğun bir süreç yaşanıyor. Ve bugün de belli bir sürede bizim de ülkemizin içinde bulunduğu bir tartışma sürecini de birlikte takip edeceğiz. Bu süreci yaklaşık 20 yıldır yöneten siyasi iktidarın söz konusu olduğu bu ülkelerin NATO üyelikleri konusunda yaptığı çelişkili açıklamaları görüyoruz. Ve burada tabii ki bizim en büyük temennimizin ülkemizin tekrar, yeninden ve devam eden dış politikadaki güven ve itibar kaybetmesine bir nevi engel olmasını istiyoruz. Bizim en büyük bu yöndeki temennimiz Türkiye’nin ne AB nezdinde ne uluslararası alanda ne de NATO içindeki stratejik konumunun tartışmaya açılması ve tartışmalı bir noktaya gelmesini ülkemiz menfaatleri açısından güvenliğimiz açısından bunu istemiyoruz.”

“ŞU ANDA CİDDİ BİR TARTIŞMALI ÜLKE KONUMUNA GELDİK”

Ukrayna savaşının AB-Türkiye ilişkilerinde yeni bir durum ve süreci ortaya çıkardığını belirten Özdemir, şunları söyledi:

“İktidarın AB ile ilişkilerini daha kısa vadeli, daha öngörüsüz, kişisel siyasi çıkarlara indirgediği bir süreçle karşı karşıya kaldık. Stratejik bir önceliği olmaktan da uzaklaştı bu üyelik sürecimiz… En önemli kritik aşamalardan bir tanesi de… elbette ki 15 Temmuz Darbe girişimi ve o süreç sonrası ilan edilen OHAL sürecinin ülkemizde yarattığı temel haklar, özgürlükler, ifade özgürlükleri, hukuk, adalet sistemindeki o kırılganlıklar ve Kopenhag Siyasi Kriterlerinde ciddi geriye gidişlerdi. Ve maalesef yeniden ülkemiz Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından bir siyasi denetime alındı.  Ve şu anda ciddi bir tartışmalı ülke konumuna geldik. Ama burada temel kurumsal kırılmaları biz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yaşadık…Bunların hepsi elbette üyelik sürecimize ciddi zarar verdi ama en önemlisi ülkemiz gerçekten ekonomik ve sosyal bir maliyetle karşı karşıya kaldı.

Bugün baktığımız zaman Avrupa Birliği’nin ülke raporlarına gerçekten Türkiye işte Avrupa Birliği bir stratejik pusula diye bir gerçekten önemli bir vizyon belgesi ortaya koydu güvenlik odaklı… Türkiye’nin ismi komşu ve üçüncü ülke atfı yapılıyor ülkemize. Yani resmi aday ülkesi olan Türkiye’nin bu atıfta bulunmasını biz kabul etmiyoruz. Bu noktada AB’nin bu yaklaşımını ciddi reddediyoruz. CHP olarak ülkemiz böyle bir muameleyi kabul etmiyor. Ama biz burada tabii ki tartıştığımız nokta ülkemizin bu iktidar dönemindeki o ciddi kazanımlar noktasından, üyelik müzakerelerine başladığı süreçten şimdi komşu ülke, üçüncü ülke statüsüne düşürülmesinde bu iktidarın sorumluluğu neydi?”

“İÇ POLİTİKADA MUHALEFETİ SİNDİRMEYE DÖNÜK BİR KAZANIM ELDE ETMEK İSTERKEN DIŞ POLİTİKADA CİDDİ BİR İTİBAR KAYBINA NEDEN OLDULAR”

Gezi davasından çıkan mahkumiyet kararları ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki hapis cezası onama kararına ilişkin de Özdemir, şu açıklamayı yaptı:

“Alınan bütün bu kararlar gerçekten uluslararası ilişkilerimize, kritik kazanımlarımızı bu iktidarın bir iç siyasal hesaplaşmaya ve gerçekten araçsallaştırmasına ve iç politikada kısa vadeli siyasi çıkarları uğruna heba ettiği bir sürece taşıdı. Yani iç politikada muhalefeti sindirmeye dönük bir kazanım elde etmek isterken dış politikada ve uluslararası alanda ciddi bir itibar kaybına neden oldular.”

 

Kaynak: anka