Ankara Barosu Başkanlığı için Demokratik Sol Avukatlar Grubu’ndan aday adaylığını açıklayan eski CHP Milletvekili Şenal Sarıhan, Ankara Barosu’nun mevcut yönetiminde yaşanan işkence raporu krizini anımsatarak, “Yüzüm yere eğildi gerçekten… Bizim baromuz, ‘Fethullahçılara işkence yapılmış, taraf mı oluruz’ diye koymamışlar. İnsan hakları mücadelesinde taraf yoktur. Kim bir ihlalle karşılaşmışsa onun uğradığı haksızlığı biz savunmak durumundayız” dedi.

Şenal Sarıhan, Ankara Barosu Başkanlığı için Demokratik Sol Avukatlar Grubu’ndan aday adaylığını, Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bugün düzenlediği kokteyde açıkladı. Kokteyle CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, birçok sicil toplum örgütü temsilcisi ve avukatlar katıldı.

Sarıhan, 68 öğrenci hareketi önderlerinden Deniz Gezmiş’i anarak başladığı konuşmasında, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Selçuk Kozağaçlı, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Gezi Davası’nda hükümlü olan insan hakları savunucularını selamladı.

Sarıhan, Gezi Davası’nın ardından gittiği Adalet Nöbeti’nde yaşadığı hissi, “Gerçekten yüzüm öne eğildi” diye açıkladı.

Sarıhan, mevcut baro yönetiminin Gezi Davası karşısında aldığı tutumla 68 kuşağı ve 78 kuşağını utandırdığını belirterek, “Hepimizi utandırmıştır. Biz, 68’den bu yana hep Türkiye’nin gençliğine güvendik. Türkiye’nin gençliğine güvenirken onların kadın mı, erkek mi, Kürt mü, Türk mü, Laz mı olduklarına, onların hangi etnik kökenden geldiklerine ya da hangi ırkı temsil ettiklerine bakmadık. İnsan olmalarına baktık. İnsanın adalete olan ihtiyacına baktık, insanın özgürlüğe olan ihtiyacına baktık. O yoldan yürüdük” dedi.

Sarıhan, AKP’nin toplumu baskıladığı süreçte Ankara Barosu’nun başının eğildiğini savunarak, “Oysa biz, başımızı dik tutarak, ayaklarımız üzerine sağlam basarak ancak adaleti sağlayabilirdik. Ne kadar değerli mesleğimiz var” diye avukatlık mesleğinin önemini anlattı.

Sarıhan, haksızlıklara karşı mücadelede en etkin silahın hukuk olduğunu dile getirerek, “Bir ülkede adalet yoksa iktidarların baskısından kurtulmak mümkün değildir. Adalet, bütün kapıları açan anahtardır. Şimdi biz avukatlar olarak bu anahtarın sahipleriyiz” diye konuştu.

Sarıhan, avukatların haksızlığa karşı susmamak gibi bir görevi olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Yüzüm yere eğildi gerçekten. Son dönemde baromuzun bir işkence raporunu yayımlamaması… ‘Teknik eksiklikler varmış da o sebeple yayımlanmamış’. Böyle bir gerekçe olabilir mi? İşkence işkencedir. İşkencenin olduğunu söylemeniz bile baş kaldırmaktır, susmamaktır.

“KİM İHLALLE KARŞILAŞMIŞSA ONUN EYLEMCİLERİNİN CEZALANDIRILMASI İÇİN ELİMİZDEN GELENİ YAPMAK DURUMUNDAYIZ”

Bizim baromuz, ‘Fethullahçılara işkence yapılmış, taraf mı oluruz’ diye koymamışlar. İnsan hakları mücadelesinde taraf yoktur. Kim bir ihlalle karşılaşmışsa onun uğradığı haksızlığı biz savunmak durumundayız. O haksızlığın eylemcilerinin cezalandırılması için elimizden geleni yapmak durumundayız.”

“BALIKÇININ AĞINI HEP BİRLİKTE AŞAĞI DOĞRU ÇEKMEMİZ GEREKİYOR”

Sarıhan, Küçük Karabalık hikayesini hatırlatarak, “Der ki küçük karabalıklar hep birlikte, ‘Balıkçının ağını hep birlikte aşağıya çekersek başarırız’. Hep birlikte o balıkçının ağını aşağı doğru çekmemiz gerekiyor” dedi.

“HUKUK BAŞ AŞAĞI DURUYOR, BİZ ONU AYAKLARI ÜSTÜNE GETİRECEĞİZ”

Sarıhan, 68 öğrenci hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın avukatı Halit Çelenk’in “Hukuk baş aşağı duruyor, biz onu ayakları üstüne getireceğiz” sözünü anımsattı.

Kaynak: anka