İzmir'de 30 Ekim'de meydana gelen depremde yıkılan Rıza Bey Apartmanı'na ilişkin davada tutuklu sanıklar savunma yaptı. 36 kişinin yaşamını yitirdiği apartmanın statik betonarme proje müellifi ile sürveyanı, inşaat alanına hiç gitmediklerini söyledi.

İzmir'de 4'ü tutuklu 9 sanığın ''bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçuyla yargılandığı davanın ikinci duruşması 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuklu sanıklar sürveyan Durak Kayar ile statik betonarme proje müellifi inşaat mühendisi Tamer Peker, savunmalarını yaptı.

Tamer Peker savunmasında, projeyi kendisinin hazırladığını belirterek şöyle konuştu:

"Projeyi hazırladım ve teslim ettim. Daha sonra kontrol için inşaat alanına hiç gitmedim. Projeyi bitirdikten sonra inşaat alanına kontrol için gitmem için bir talep olmadı. Böyle bir zorunluluğum ve sorumluluğum da yoktu. Fenni mesul olarak sorumlu bir arkadaş vardı. İmzaladık, projeyi verdik, inşaatı nasıl yaptılar bilmiyorum. O dönemdeki kanunlara göre bundan fenni mesul sorumludur. Her yaptığım projede, kendim veya akrabalarım oturacakmış gibi çalıştım. 'Müteahhidin cebinden para çıkmasın' diye ben neden uğraşayım? Her malzemeyi bir üst kaliteden yazdım.”

Peker, müşteki avukatının "İnşaatın projeye uygun yapılmadığını görüp uyarsaydınız sonuç farklı olur muydu?" sorusuna sanık "3 bin proje hazırlamışımdır. Hepsini kontrol etme imkanım yoktur. O inşaatın fenni mesulü, müteahhidi vardır. Telefonum hep açıktır. Sorsalardı" diye yanıt verdi.

Binanın yıkılışını televizyondan izlediğini belirten Peker, savunmasında şunları söyledi:

"Binanın üzerinde projesine uygun olmadan yapılan, binaya ek yükler getiren balkon kapatmaların olduğunu gördüm. Bunlar tehlikeli olabilir. Ciddi inşaat hataları var. Yıkılmasındaki sebep binanın 1999 ve 2005 depreminde hasar almasına rağmen gereği yapılmamış. Suçlu olmadığımı düşünüyorum. O yıllarda 27 sene önce deprem fay hattıyla ilgili bilgimiz yoktu. O zamanki deprem yönetmeliği bugünküne göre çok farklıydı, ilkokul kitabı gibiydi."

''İNŞAAT ALANINA HİÇ GİTMEDİM''

Projede binanın sürveyanı olarak imzası bulunan Durak Kayar ise "Görevim masa başında çalışmayı gerektiriyordu. Binaya ruhsat alabilmek için birisinin sürveyan olarak imza atılması gerekiyordu. Ben attım. İnşaat alanına hiç gitmedim'' dedi.

Sürveyanın inşaat alanında bulunması gerektiğinin hatırlatılması üzerine ise Kayar , "Sürveyanlık için imza atmadan önce, bu görevin ne anlama geldiği konusunda yarım bilgim vardı, tam bilgim yoktu" şeklinde konuştu.

Müşteki avukatları, inşaatı yapan şirket hakkında tüm avukatların katılımıyla suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

 

Kaynak: anka