CHP Sözcüsü Faik Öztrak, milli gelirin, asgari ücretin ve emekli maaşlarının katlandığını söyleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yanıt verdi. Öztrak, “Cumhurbaşkanı makamında oturanların önce hesap bilmesi gerekir. Biz kendisine nelerin milli gelirden daha hızlı arttığını, neyin şaha kalktığını söyleyelim: Borç. 2002’nin sonundan 2021’in üçüncü ayına kadar, reel sektörün borcu 45’e katlandı. 3 trilyon 384 milyar lira oldu. Vatandaşın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu, öyle beşe, ona değil; tam 128’e katlandı, 847 milyar lira oldu. Devletin, şirketlerin ve ailelerin borçlarının toplamı ise 19’a katlandı, 6 trilyon 334 milyar lira oldu.  Bunlar öyle alelade rakamlar değil, insanlar bugün bu borçları yüzünden hayatlarına son veriyor” dedi.

Faik Öztrak, CHP Genel Merkezi’nde bugün basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından öne çıkanlar özetle şöyle:

‘ÇIRAKLIK’, ‘KALFALIK’, ‘USTALIK’ DEDİ, MİLLETİN 20 YILINI ÇALDI: “AK Parti Genel Başkanı, Cumhuriyet’imizin 100. yılı olan 2023 için ulaşmayı taahhüt ettiği hedefleri, 2011 seçimlerine giderken bu seçim beyannamesiyle ilan etti. Yetmedi, bu taahhütlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 10. Kalkınma Planı’yla resmileştirdi. 11 yıl geçti, Erdoğan iki hafta önce, kendi imzasıyla açıkladığı Orta Vadeli Program’da millete verdiği 2023 taahhütlerinin yalan olduğunu açıkladı. Söz verdiği hedeflerin yarısına bile ulaşamayacağını itiraf etti. Ne söylediyse ne vaat ettiyse altında ezildi. Şimdi aynı Erdoğan, milletten özür dilemek yerine, müflis bezirgân misali, eski vaatlerine kulp takıp, allayıp pullayıp, yeniden milletimize yutturmaya kalkıyor. İsmi bile kalmayan 2023 hedeflerinin ismini sayıklayarak ortalarda dolaşıyor ama milletimize 2023’te 2 trilyon dolara çıkarmayı taahhüt ettiği milli geliri neden 925 milyar dolara düşürdüğünü, ‘25 bin dolar olacak’ dediği kişi başına geliri neden 10 bin 703 dolara düşürdüğünü, ‘500 milyar dolar olacak’ dediği yıllık ihracatın ne olup da 242 milyar dolara gerilediğini, yüzde 5’e indirmeye söz verdiği işsizliğin nasıl olup da yüzde 11,4’e sıçradığını anlatmıyor, anlatamıyor. Sözlerini tutamayan Erdoğan, ‘Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükümetten’ diyemiyor. Onun yerine büyük ve güçlü Türkiye’nin siluetinin ufuktan göründüğünü söylüyor. 19 yıllık yönetimlerinin sonunda milletimize, ‘hedefleri tutturamadık, yalan oldu’ demek yerine, ‘size 2023 hedefleri yerine silüet verelim, sesinizi çıkartmayın’ diyor. Yetmiyor, hiç sıkılmadan 2023’te yeniden şahlanıştan bahsediyor. Sanırsınız beyler tazecik hükümet. Beyefendi ‘çıraklık’ dedi, ‘kalfalık’ dedi, ‘ustalık’ dedi; milletin 20 yılını çaldı. Şimdi çıkmış hala şahlanmaktan konuşuyor. En son 2003’te cihan isimli bir küheylan, şahlanıp Erdoğan’ı üstünden atmıştı. Şimdi de asil milletimiz sandıkta şahlanıp, Erdoğan’ı attan düşmekten beter etmeye hazırlanıyor.

MİLLET DEVLETİNİ SOKAKTAN TOPLADI, ERDOĞAN ‘ALLAH’IN LÜTFU’ DEDİ: 2004’te Pamukova’da treni devirdiler, 41 vatandaşımız yaşamını kaybetti. 2008’de Kütahya’da treni devirdiler, 9 vatandaşımız öldü. 2018’de Çorlu’da treni devirdiler, 25 vatandaşımız aramızdan ayrıldı. Raylarda çarpıştırıp devirdikleri trenleri saymıyorum bile. Beceriksizliklerinin bedelini hem canıyla hem de malıyla milletimiz ödedi. Şimdi de ucube şahsım vesayet rejimiyle devlet trenini raydan çıkarıp devirdiler. Trenin altında koskoca bir millet kaldı. Bu beceriksiz makasçı, yargı trenini devirdi. 2010’da Hâkimler ve Savcılar Kurulu’nu FETÖ’ye teslim etti. Ordumuza kumpas kurdurdu. Ordumuzun harim-i ismetini, kozmik odasını, suç ortaklarına açtı. Sonra aynı yağmurda ıslandığı eski dostları darbeye kalkıştı, Meclis’i bombaladı. Millet, o gece devletini sokaklardan topladı. Erdoğan, yolunu açtığı bu hain darbe girişimine de ‘Allah’ın bir lütfu’ dedi. Bu darbe girişimini vesayet rejimini kurmak için kullandı.

LİYAKATİN YERİNİ SARAYA SADAKAT ALDI: Beceriksiz makasçılar devlette liyakat trenini de devirdi. Büyükelçilikler rüşvetten aklanmamış eski bakanlara, rektörlükler tekaüt milletvekillerine arpalık yapıldı. Liyakatin yerini, saraya sadakat aldı. Erdoğan, bir imzayla devletin tepesine istediğini atama yetkisini aldı ama onu bile beceremedi. Devlet Demiryolları’na yeni atadığı Genel Müdür, 10 gün dayanabildi. Atanan müdür hapisteki Adnan Oktar yapılanmasıyla iltisaklı çıktı. Öncesinde de aynı kişiye, Devlet Demiryolları’ndan 40 milyon avro tutarında ihale verildiği anlaşıldı. Böyle beceriksiz yönetim dünyanın neresinde var? Erdoğan’ın atadığı Ticaret Bakanı, kendi firmasından bakanlığına usulsüz olarak mal sattı ama bu bakan hakkında hiçbir şey yapılmadı. Teşekkürlerle uğurlandı. Eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, ‘17-25 Aralık tapeleri doğru’ dedi. ‘Bağımsız bir savcı istiyorum. Yüce Divan’dan korkmuyorum’ dedi. Ne savcılar ne de Cumhur İttifakı’nın vekilleri gıkını çıkarabildi. Devlet yönetimi çürüdü, kokuştu.

HER KÖŞEDE LİSEDEN BOZMA ÜNİVERSİTELER AÇIYORLAR: Beceriksiz makasçı Erdoğan, eğitimde de treni devirdi.  Her gelen bakanla eğitim sistemi değişti, her gelen bakanla sınav sistemi değişti. Öğrencilerin de öğretmenlerin de velilerin de başı döndü. Bugün öğretmen sayısı yetersiz, okullarda hizmetli yetersiz, derslik sayısı yetersiz, öğretmenlerin aşı sorunu sürüyor. Veliler çocuklarının sağlığı için çok endişeli ve üniversiteler açılırken devlet yurtları yetersiz. Özel yurtlar ateş pahası, kiralar ise uçuyor. Eğitimin kalitesi de ortada; PISA gibi uluslararası yarışma sınavlarında, OECD, yani Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı ülkeleri içerisinde son sıralardayız. Eğitimde fırsat eşitliğinde de son sıralardayız. Dün OECD, ‘Bir Bakışta Eğitim 2021’ raporunu açıkladı. Sınavlarda yüksek puan alan öğrenciler, sosyo-ekonomik durumu iyi olan ailelerden geliyor. Türkiye, tüm OECD içinde fırsat eşitsizliğinin en yüksek olduğu ülke. Cumhuriyetin en büyük devrimi, çalışkan bir çobanın cumhurbaşkanı olmasının önünü açan fırsat eşitliğini sağlamasıydı. Erdoğan’ın eğitim sisteminde artık yoksulluk, babadan evlada miras kalıyor. Ülkede nitelikli eğitimi katlettiler. Bir yandan bilim yuvası Boğaziçi Üniversitesi’yle uğraşıyorlar. Diğer yandan, her köşede liseden bozma üniversiteler açıyorlar. Buralardan mezun olanlar, işsiz ordumuza katılıyor. Resmi verilere göre üniversiteli işsiz sayımız 1 milyonun üzerinde.

REZERVİMİZİ HAZİNE BAKANI DAMADINIZIN HAZİNESİNE AKTARDINIZ: Beceriksiz makasçı Erdoğan şahsım hükümeti, tarımda da treni devirdi. Ürün fiyatı ile girdi fiyatı arasında sıkışan çiftçilerimiz perişan. Üzüm üreticisi feryat ediyor, fındık üreticisi feryat ediyor, pancar üreticisi feryat ediyor, yer fıstığı üreticisi feryat ediyor. Çerezlik ayçiçeğinde geçen yıl 13-14 lira olan fiyatlar şimdi 6-7 liralarda. Yüzde 40 yağlı ayçiçeğine 5 lira 10 kuruş avans fiyatı verdiler. El insaf. Mazot uçmuş, gübre uçmuş, ilaç uçmuş, bunun zaten üretim maliyeti en az 4 bin 500 lirayı buluyor. Bu çiftçi ne yiyecek ne içecek, seneye hangi parayla tarlasını sürüp ekecek? Çiftçinin önümüzdeki yıl üretebilmesi için ayçiçeğinde üreticiye kilo başına primi 1 liraya yükseltin.  İndirilen gümrük duvarları yeniden yüzde 27 yapın. 1 buçuk ton ithalat için 1 ton üreticiden alım kotası getirin. Çiftçiye, kanunen hak ettiği 213 milyar liralık tarımsal desteği de ödemediler. Çiftçiyi ithalat sopasıyla dövüyorlar. 19 yılda, tarım ve hayvancılıkta yapılan toplam ithalat, 120 milyar 419 milyon doları buldu. Bu kadar parayı, bizim çiftçimiz yerine, elin çiftçisi, elin yabancı şirketi kazandı. Beceriksiz makasçı, vatandaşın geçim trenini de devirdi. Üretici perişan oldu ama vatandaş da ucuz meyve-sebze göremedi. Hayat pahalılığı aldı yürüdü. Hükümet bu masrafları düşürecek önlemler alacağına şimdi görüntüyü kurtarmaya çalışıyor. Yalandan fiyat etiketlerini denetliyor… Erdoğan, ‘Hayat pahalılığı konusundaki sıkıntıyı biliyorum’ diyor. En kısa sürede enflasyonu kontrol altına alarak, ‘Raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğim’ diyor. Beyefendi herhalde yeni iş başına geldi. Allah aşkına, raflardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının, önüne geçmek için koskoca 20 yıldır ne yaptınız? Hiçbir şey. Onun yerine 128 milyar dolar rezervimizi, Merkez Bankası’nın arka kapısından Hazine Bakanı damadınızın hazinesine aktardınız. Onun talimatıyla da buharlaştırdınız. Paramızı pul ettiniz.

BORÇ ŞAHA KALKTI: Avrupa İstatistik Ofisi’nin rakamlarına göre; 26 Avrupa ülkesi içinde Arnavutluk, Karadağ ve Bulgaristan’dan sonra asgari ücretin en düşük olduğu ülke, Türkiye. Türkiye artık Avrupa’nın Çin’i bile değil. Çin’de 2002’de kişi başına gelir bin 141 dolarken, bizde 3 bin 617 dolardı. Kişi başına gelirimiz Çin’in üç katıydı. Şimdi Çin’de kişi başına gelir 10 bin 483 dolar. Bizde ise 8 bin 548 dolar. Bu tabloyla övünmek mümkün mü? Cumhurbaşkanı makamında oturanların önce hesap bilmesi gerekir. Biz kendisine nelerin milli gelirden daha hızlı arttığını, neyin şaha kalktığını söyleyelim: Borç. Tekrar ediyorum; borç. 2002’nin sonundan 2021’in üçüncü ayına kadar reel sektörün borcu 45’e katlandı, 3 trilyon 384 milyar lira oldu. Vatandaşın tüketici kredisi ve kredi kartı borcu, öyle beşe, ona değil, tam 128’e katlandı, 847 milyar lira oldu. Devletin, şirketlerin ve ailelerin borçlarının toplamı ise 19’a katlandı, 6 trilyon 334 milyar lira oldu.  Bunlar öyle alelade rakamlar değil, insanlar bugün bu borçları yüzünden hayatlarına son veriyor.

BU BORÇLAR NASIL ÖDENECEK: Dünya, salgında vatandaşlarını paraya boğarken Erdoğan şahsım hükümeti milleti borca boğdu. Dünyada benzer ülkeler arasında vatandaşına en az doğrudan destek veren, buna karşılık en fazla borç veren ülkelerden biri olduk ama Erdoğan dün çıktı, salgında esnafa ne kadar çok kredi verdiklerini ballandıra ballandıra anlattı. Oysa esnaf hem borç ödeyip hem de sattığı malı yarın yerine nasıl koyacağını kara kara düşünüyor. Bankalar, salgın döneminde vatandaşa verilen düşük faizli kredileri üç katı faizle yeniden yapılandırmanın peşine düşmüş. Peki bu borçlar nasıl ödenecek? Erdoğan bunun için bir söz söyledi mi? Hayır.

Öztrak, basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.

"BU KONULAR MİLLET İTTİFAKI İÇİNDE SORUN YARATMAZ"

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “Ben tek adayla gidilmesinin faydalı olacağını düşünüyorum ve o adayın belirlenmesi sürecini ben tıkamayacağımı söyledim” ifadelerinin sorulması üzerine Öztrak, “Genel Başkan’ımız da Sayın Akşener de konunun Millet İttifakı’nın önünü tıkamayacağını söylüyor. Bu konular Millet İttifakı içinde sorun yaratmaz” dedi.

"BU HÜKÜMET EL İYİSİDİR"

Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yabancı öğrencilere daha fazla burs vermesine ilişkin gelen soruya Öztrak, “Bu hükümet, kendi vatandaşına bu ülkeyi cehennem, yabancılara cennet haline getirmek için elinden geleni ardına koymuyor. Bu hükümet el iyisidir” yanıt verdi.

"MİLLETİMİZİN DERDİYLE UĞRAŞSINLAR"

AKP ve MHP'lilerin "çıplak semazen" tepkisine ilişkin soruya Öztrak, “İzmir Büyükşehir Belediye’miz, ‘Bu sema değil modern danstır’ diyor. Çocuklarımız yurt bulamıyor. Hemşerim borç yüzünden canına kıyıyor. Bazılarının derdi de kim nerede çıplak dans etmiş o. Milletimizin derdiyle uğraşsınlar” dedi.

MEMLEKET PARTİSİ'NE "HAYIRLISI OLSUN"

Memleket Partisi’nin yarın yapılacak kurultayını nasıl değerlendirdiği sorusuna Öztrak, “Hayırlısı olsun” dedi.

"DİYANET İŞLERİ BAŞKANI'NI MÜKAFATLANDIRILMIŞ"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın yeniden atanması ve teşekkür konuşmasında Anayasal görev vurgusu yapması için Öztrak, “Aslında bu atama kararı bizim için şaşırtıcı değil ama Ali Erbaş’ın bahsettiği o görev Anayasa’da yazmıyor. Demek ki okumamış. Tavsiye ediyorum; 136. maddesini okusun. Görevini bütün siyasi görüş dışında yerine getireceğini söylüyor. Cumhur İttifakı’na sadakat ile hizmet eden Diyanet İşleri Başkanı, yeniden atanarak mükafatlandırılmış” dedi.

"MİLLETVEKİLLERİ SOKAĞA İNEMİYOR, KORKUDAN SÖYLEYEMİYOR"

Cumhurbaşkanı’nın 2023 için aktif çalışma talimatı vermesi hakkında Öztrak, “Bu konuşmada daha başka söyledikleri var. ‘CHP’li belediyeler yönetemiyor’ gibi değerlendirmede bulunmuş. Şu pandemi döneminde CHP’li belediyeler olmasaydı Erdoğan şahsım hükümeti milleti aç ve açıkta bırakmıştı. Diğer konuya gelince; AK Partili milletvekillerine ‘sahaya çıkın’ diyor da millet de ‘siz hangi yüzle karşımıza geliyorsunuz’ diyor. Tabi Erdoğan sarayından duymadığı için haberi yok. Milletvekilleri korkudan söylemiyor. Kibri, sözünü tutmaması yüzünden milletvekilleri de sokağa inemiyor. Koruma ordusunu bir kenara bıraksın, sarayın içine bir girsin. Unuttuğu milleti bir görsün. Hedef, vizyon meselesi. Yani yalan olunca kendi sözleri altında ezilip kaldı. 10 parmağında 10 kara, muhalefete çalarak atlatmaya çalışıyor. Millet bunların ne yaptıklarını görüyor, sandık gelince tasdiknamelerini ellerine tutuşturacak” dedi. 

Kaynak: anka