CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bizim yapmamız gereken toplumsal olaylara sert müdahale değil, müzakere odaklı yaklaşmaktır” sözlerine tepki gösterdi. Özel, “Köyünü, merasını, deresini savunanlara cop vurduran, ters kelepçe takan, gaz sıktıran sen değil misin? Bu lafı ettiği gün ne var? Milli Beka Hareketi diye kendisi adına onu bunu tehdit eden, en son marifeti Sezen Aksu’yu tehdit edenler, gittiler Sezen Aksu’nun evinin önünde 20.30’da basın açıklaması yaptılar. Ey Süleyman Soylu, sen izin alarak gündüz vakti bunu yapanlara saldırıyorsun. Murat Şahin, açıklamayı yapan zat, daha geçen gün kameralara yakalandı mı? Yakalandı. Üstünden ne çıktı? Sahte polis kimliği, sahte basın kartı, bir tane polis telsizi. Kalpazan adamlar, Süleyman Soylu’nun himayesinde. Milletimize şikâyet ediyoruz” dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Özgür Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“DAMAT BİR KERE DAHA KABİNEYE DÖNEBİLİR: Ekonomide ikince damat dönemi yaşandığını hepimiz biliyoruz. Yine kamu bankaları arka kapıdan milyarca doları satıyorlar. İkinci damat dönemi, birinci damat döneminin yarattığı tahribattan fazlasını yaratmaya aday bir dönem. Recep Tayyip Erdoğan, son günlerde damadın dönemini övmeye başladı. O kadar iyiyse, neden istifa etti, istifasını kabul ettiniz, uygun gördünüz? O kadar iyiyse damat gidince neden birden bütün göstergeler iyiye döndü? Damadın kontrolünde Nebati konuşuyor, bunlar yaşanıyor ve ihtimal o ki damat bir kere daha kabineye dönebilir. Örneğin Sayın Nebati’nin bulunduğu bakanlık, ikiye bölünebilir. Bir etkin konuma damat tekrar gelebilir. Bu da Türkiye’nin olası yeni bir felaket senaryosudur. Bu konudaki riske de dikkat çekmek isteriz.

TÜRKİYE, DÜNYANIN 21. EKONOMİSİNE GERİLEDİ: Merkez Bankası, Katar ile yaptığı swap anlaşmasını duyurdu, dolar üzerinden. Diğer bazı ülkeler ile Çin ile, Güney Kore ile Birleşik Arap Emirlikleri ile Swap anlaşmalarını duyuruyorsunuz, TL üzerinden. Katar’a gelince dolara geçiyorsunuz. Doların yükselmesi menfaatimize yalanını atıyorlardı. Faizi garibana çaktırmadan, zenginlere örtülü faiz vererek doları kontrol altına aldılar. Swap anlaşmasını, birkaç tane bize uzattığımız eli, bin bir tavizle tutan ülkelere karşı TL olarak açıklarken; Katar’ın dayatması ile dolar olarak swap anlaşması açıkladılar. Çin, Kore, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar… Geldiklerinde Türkiye’yi ilk 10 ekonomi içine sokacağız diyordu, Erdoğan. İlk 20’nin dışına çıkardılar. Türkiye, dünyanın 21. ekonomisine geriledi, AK Parti döneminde. Yani 5 sıra geriledi, ‘7 sıra ileri gideceğiz’ diyorlardı. Ancak bu, tek adamların, şuurunu kaybetmiş, kendinden başkasını düşünmeyen tek başına aldıkları kararları zorla uygulattıkları ülkelerde oluyor. Türkiye, bu tip ülkeler arasındaki yerini almış durumda.

HER GEÇEN BİR ÖNCEKİNİ ARATTI: Erdoğan, ‘2022 bizim en parlak yılımız olacak’ demiş. Oysa 2021’ye de böyle girmiştik. 2021 için de aynı şeyleri söylemiştiniz. Hatta Tayyip Bey’in damadı ‘mart şubattan, şubat ocaktan iyi olacak’ diyordu. Ama her gelen bir geçeni arattı. Bal, bal demekle ağız tatlanmıyor. Ekonomistlere güvenmek lazım. Körü körüne saplandığın bir hipoteze değil. Bağımsız kurumlara karışmamak lazım, onların görevlerini senden korkmadan yapmalarına izin vermek lazım. Beş yılda bir değişecek Merkez Bankası’nı 2 yılda 3 kez, 3 yılda 4 kez değiştirirsen, ‘söz dinlemiyorlardı’ dersen, o bankaya kimse ‘bağımsız’ demez. Bağımsız olmayan, enflasyonla mücadele konusunda görevini yapmak yerine senin gösterdiğin istikamette karar alan bir Merkez Bankası demektir. Türkiye için parlak yıl sandığın gelmesidir. Türkiye için parlak bir yıl, sandığın geleceği yıldır. Millet kendi geleceğini parlatır. Sandığın gelmediği ve liyakatsiz kadroların milleti meşgul ettiği her yıl, daha karanlık bir yıl olmaya adaydır.

KALPAZAN ADAMLAR SÜLEYMAN SOYLU’NUN HİMAYESİNDE: Süleyman Soylu, şöyle bir ifade kullanmış. Bu ifadeleri okuduğumda ben Türkiye’nin ‘suç işleri bakanı’ değil de İsviçre’nin İçişleri Bakanı konuşuyor sandım. ‘Toplumsal olaylara sert müdahale değil, mümkün olabildiğince müzakereci bir yaklaşımı benimsiyoruz.’ Daha cuma akşamı öğrencilere Taksim’de gaz sıktılar, sürüklediler. Bu kanunsuz emri veren kim? Süleyman Soylu. Boğaziçi öğrencilerine yaptıkları sert müdahaleyi herhalde Bulgar polisi yapmamıştır. Dün Meclis önünde kadınlara yapılan Suriye’nin polisi değil herhalde. Bunların hepsini sizinkiler yaptı. Sayın ‘suç işleri bakanı’, Soma’dan gelen madencileri durdurdunuz. ‘Burada yürüyemezsin.’ Yürürken Salihli’de durdurdun. Onlara namus sözü verdin, şeref sözü verdin. Bütün madenciler öyle söylüyor. Ama sorunlarını çözmedin. ‘1 Ocak bilemedin 15 Ocak’ dedin, mart oldu, sözler hiç oldu. Yürüyüp geldiler, Ankara girişinde karşılarına polisleri dizdin. Onları benzin istasyonunda yatırdın. 36 saatlik yorgunluğun sonunda, memleketlerine dönerken Ali Faik hayatını kaybetti, Tahir Çetin hayatını kaybetti, o trafik kazasında. Sözlerini tutaydın, haklarını verseydin ölmezdi o kardeşlerimiz. Bir de ‘en müzakereci şekilde davranıyoruz’ diyorsun. Köyünü, merasını, deresini savunanlara cop vurduran, ters kelepçe takan, gaz sıktıran sen değil misin? Bu lafı ettiği gün ne var? ‘Milli Beka Hareketi’ diye kendisi adına onu bunu tehdit eden, en son marifeti Sezen Aksu’yu tehdit edenler, gittiler Sezen Aksu’nun evinin önünde 20.30’da basın açıklaması yaptılar. Ey Süleyman Soylu, sana sorarlar. İzin alarak gündüz vakti bunu yapanlara saldırıyorsun. Bunların güvenliğini alıyorsun. Kim bunlar? Bunlar ‘siyah gömlekliler’ mi? Hangi rejimin? Kim adına kimleri tehdit ediyorlar? Vicdanı olan bütün büyüklerimize, kardeşlerimize soruyoruz. Milli Beka Hareketi’nin başkanı, Murat Şahin, açıklamayı yapan zat, daha geçen gün polis çevirmesine yakalandı mı? Yakalandı. Üstünden ne çıktı? Sahte polis kimliği, sahte basın kartı, bir tane polis telsizi, arabada kaçak çakar. Kalpazan adamlar, Süleyman Soylu’nun himayesinde. Milletimize şikâyet ediyoruz.

Yapmaya çalıştıkları şu: 2017’de bestelenmiş, söylenmiş bir şarkıyı; ‘2022’de biz fark ettik, Adem babamıza, Havva anamıza saldırı var’ diyenler, mevzu köpürtenler, bunun adı faşizmin bayrağını yükseltmektir. Bunun adı Türkiye’yi yasaklar ülkesi yapmaktır, işlenmeyen suçları işlenmiş gibi gösterip nefreti körüklemektir. Bu pazar yerindeki yangının din istismarıyla bastırılmaya çalışılmasıdır. Süleyman Soylu’dan korkmayız. Milli Beka Hareketi’nden korkmayız. Tehditleri vız gelir tırıs gider. Size teslim olmayız. Cürmünüz kadar yer yakarsınız.

ATEŞ OLSANIZ CÜRMÜNÜZ KADAR YER YAKARSINIZ: Ankara’daki Melike Hatun Camisi’nin imam hatibi Halil Konakçı. Camide dine uygun vaazlarda bulunsa kimse bir şey demeyecek. Ne yapıyor? Sezen Aksu’yu tehdit ediyor. ‘Şeriat gelmeli, şeyhülislamlık makamı gelmeli’ diyor. ‘Bunun için çalışmalıyız’ diyor. Açık açık Sezen Aksu’yu tehdit ediyor. Ben birkaç hafta önce ‘eğitim diyanet değil milli eğitimin işidir’ dedim diye beni tehdit etti. Halil Konakçı, Murat Şahin; cürmünüz kadar yer yakarsınız. Bir tane canımız var. Bir tane korumamız yok. Öyle tehdidinizle yılarsak, siz bu millete diz çöktürürsünüz. 6. filoyu denize dökenleriz. Biz hiç yol değiştirmedik. Karşımızda Damat Ferit hükümeti vardı Sevr’i imzalayan. Karşımızda İstanbul hükümeti vardı teslim olan. Biz Kuvayı Milliye’yiz kardeşiz. Aza çoğa bakmayız. Birer birer de olsak. Biz bu ülkenin cumhuriyetçi evlatlarıyız… Linç kültürüne katılanlar şunu bilsin. Linç edenler madenciye tekme atan Yusuf Yerkel’dir. Yusuf Yerkel gibiler tarih önünde hep utandılar, utanacaklar. Biz Yusuf Yerkel’in değil madencinin yanındayız. Sonuna kadar da öyle olacağız.”

Özel, gazetecilerin sorularını da yanıtladı. HDP’li Semra Güzel’in dokunulmazlık dosyasına ilişkin CHP’nin tavrının sorulması üzerine Özgür Özel, şunları söyledi:

“HDP’li Semra Güzel, büyük bir yanlış yapmış. Cumhurbaşkanı’nın valilere, kaymakamlara, alay komutanlarına ‘teröristlere dokunmayın’ dediği bir zamanda, gitmiş bir teröriste dokunmuş. Bu affedilir bir şey değil. AK Partililer bir kez bunu hatırlasın. O dönemde valiler, kaymakamlar, alay komutanları önlerinden geçen teröristlere dokunmuyordu. Ama biz Semra Güzel’in örgüt kıyafetleri ile çektirdiği fotoğraf, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde elindeki silahla çektirdiği fotoğrafın doğru fotoğraflar olmadığını, milletvekilliği ile bağdaşır fotoğraflar olmadığını, açılacak soruşturmanın yürüyebilmesi açısından, bu dosyaya özel olarak dokunulmazlık kaldırılması noktasında ‘evet’ oyu kullanacağız. Daha sonra da yargılamayı takip edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Edirne’deki İmralı’dakine hesap verecek” sözleri ve MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin sessiz kalmasına ilişkin soruya Özgür Özel, şu karşılığı verdi:

“Tayyip Erdoğan yanlış sularda yüzmeye devam ediyor. İmralı’daki terör örgütü liderine mesaj yollamaktan geri duymuyor. İmralı neresidir? Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde hesabı iki sorma merci vardır. Bir sandık, konumuz o değil. İki mahkemeler. Yargı makamı mı Abdullah Öcalan hesap soruyormuş? Son girebildiği seçimlerde önemli bir seçmen kitlesi tarafından seçilmiş bir milletvekili olan eş genel başkan seçilmiş birisine, ‘hesap vereceksin’ diyor. Hesap soracak olan Abdullah Öcalan. Nasıl oluyor da yüksek güvenlikli İmralı cezaevinde tutulan birisi, seçimlerle gelmiş bir eş genel başkana hesap soruyor. Kendi deyimleriyle de terörist başı değil mi? Hesap soracak konuma getirmek nasıl bir aklın ürünü? Bu nasıl bir mertebelendirme.”

Darbe girişimi sonrası çeşitli suçlamalar yöneltilen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile swap anlaşması imzalanması hakkında Özgür Özel, “BAE dediğiniz; bizim elimizde bir istihbarat örgütümüz yok ama MİT haberiyle ve yalanlanmayan haberlerle, bunların darbenin finansörü olduğu, defalarca manşetleri gösterdim. Şimdi swap ile para geliyor. BAE’ye para için el açılıyorsa. Bir kez daha soruyorum. Darbenin finansörünün size verdiği dolarlar, 251 şehidin bedeli ise bunun bir tarifesi varsa Fetullah Gülen ile barışmanın tarifesi nedir? Sizin Fetullah Gülen tarifeniz nedir? Biden’a ne diyordunuz? Bir şak şak yaptı koştunuz gittiniz. Bunların kahramanlıkları, yiğitlikleri, ABD doları karşısında gerektiğinde özür dileyen hale bürünüyor. Hani diyorlar ya ‘uzun adam dik dur.’ Bu nasıl dik durmak? Yarın kime eğileceğini bilelim de görelim” dedi.

HDP’nin 8 parti ile görüşme yapması hakkında Özgür Özel, “Takip ediyoruz. Esas bunu ‘HDP ile CHP ittifak halindedir’ diyen MHP’ye, AK Parti’ye bunların yazarlarına, çizerlerine, trollerine sormak lazım. Oturmuşlar 8 parti ittifak görüşmesi yapıyorlar. Bu şartlar altında 8 parti varken, CHP bu işin içinde değilken, bugüne kadar Zillet İttifakı borazanı çalanların milletin yüzüne nasıl bakacaklarını görmek lazım” dedi.

 

Kaynak: anka