Gazeteci, yazar ve eski Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Mustafa Ekmekçi, vefatının 25’inci yıldönümünde mezarı başında anıldı. Eşi Aldoğan Ekmekçi, Mustafa Ekmekçi’nin hep emeğin ve emekçinin yanında olduğunu belirterek, “Kalemini özgür tutan, bütün insanları eşit gören biriydi” dedi. Mustafa Balbay, “Hukukun, hakkın sonuna kadar takipçisi bir insandı” derken Rahmi Yıldırım da “Ekmekçi, aydın bir insan olarak cumhurbaşkanından en sade insana kadar herkese eşit yakınlıkta bir gazeteciydi, örgütlü mücadeleye inanan emekçi bir gazeteciydi” diye konuştu.

Mustafa Ekmekçi, vefatının 25’inci yıl dönümü dolayısıyla Ankara’da bulunan Cebeci Asri Mezarlığı’ndaki mezarı başında bugün anıldı. Anmaya, Ekmekçi’nin ailesi, birlikte çalıştığı gazeteciler ve ÇGD üyeleri katıldı.

“KALEMİNİ ÖZGÜR TUTAN, BÜTÜN İNSANLARI EŞİT GÖREN BİRİYDİ”

Ekmekçi’nin eşi Aldoğan Ekmekçi, şöyle konuştu:

“25 yıl oldu. 26 Haziran işçi yürüyüşünde karar verdik biz evlenmeye, böyle bir anısı var. İnsan olarak çok iyiydi, insan arasında ayrım yapmadı. Bir gece saat 03:00’te kalktı, gidiyor; ‘Hayrola nereye gidiyorsun’ dedim. Hayat kadınlarında biri, ‘Polisler bizi rahatsız ediyor’ diye telefon etmiş, gece 03:00’ta kalktı ve oraya gitti. O hanım sonradan emekli oldu. Çünkü ‘Onlar da bir iş yapıyor, emek harcıyor’ diye bakabilen biriydi. Yine sağcı gazetecilerden biri, ‘Nataşa’nın oğlu’ diye yazdı. Uğur (Mumcu) da daha ölmemişti. Bize gelip, ‘Abi bana vekalet ver, bunlardan tazminat alayım’ dedi. ‘Vermeyeceğim Uğur, eğer Nataşa da bir anaysa, kadınsa benim ona saygım sonsuz, herkes benim Fatma Hanım’ın oğlu olduğumu bilir, Nataşa’ya saygısızlık edemem’ dedi. Kalemini özgür tutan, bütün insanları eşit gören biriydi. Kadınlara ayrı bir sevgi duyuyordu, çünkü onların okutulmadığını düşünüyordu. Kendisi beş kardeş; babası üç oğlanı okutmuş, iki kızı okutmamış. Kendini hep onlara karşı borçlu hissetti.”

“ZOR DURUMDAYIM DİYEN HERKESİN YANINDA OLMAYA ÇALIŞTIĞINI BİLİYORUM”

Mustafa Ekmekçi’nin kızı Özlem Ekmekçi, babası ile ilgili şunları söyledi:

“Biz onun eksikliğini her gün hissediyoruz ama biliyoruz ki herkes onu aynı şekilde hatırlıyor. Ben, 25 yaşımdaydım onu kaybettiğimde, şimdi 50 yaşımdayım. Babamla geçirdiğim yıl kadar onsuz geçirdiğim yıl oldu. Üç yıldır Almanya’da yaşıyorum, orada da babamın çok farklı dostları ile karşılaştım. Çok farklı ve özel bir insandı. Bir kere bile babamın şüpheye düştüğünü, bir insana yardım etmek için ‘acaba bu doğru değil midir’ diye düşündüğünü bilmem. ‘Zor durumdayım’ diyen herkesin yanında olmaya çalıştığını biliyorum. Bana da babam yaşamıyormuş gibi gelmiyor, biliyorum yanımızda. Onu torunlarında yaşatmaya çalışıyoruz.”

“HUKUKUN, HAKKIN SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ BİR İNSANDI”

Gazeteci ve siyasetçi Mustafa Balbay da şöyle konuştu:

“Önceki gün Başkent Üniversitesi’nde bir konferanstaydım. Konferanstan sonra Mehmet Haberal, ‘Üniversiteyi gezdireyim’ dedi ve söze şöyle başladı; ‘Bu inşaatlar, biz harç kararken Mustafa Ekmekçi, ne yaptın göreyim diye geldi’ dedi. ‘Ana binanın önüne geldi, bu ne zaman bitecek dedi’. ‘3 ay sonra eğitim yılı başlıyor, burada ders vereceğiz’ demiş. Ekmekçi, ‘Sen bunu başarırsan ben de burada kağıt kalemle öğrenci olacağım’ demiş. Üç ay sonra bina bitmiş, Ekmekçi de gelmiş bir öğrenci gibi burada oturmuş. Haberal, ‘Bu adam verdiği sözü tuttu’ demiş. Ekmekçi, bugün Ankara’daki binalarda, parklarda, bahçelerde, emekliliğini kazanmış insanlarda, öğrencilerde, gözaltından çıkan insanlarda yaşamakta. Sadece yazı yazmakla ilgilenmezdi, fikri takip deyince ilk akla gelen isimlerdendi, bırakmazdı peşini. Ben Ankara temsilciliğim döneminde insan ilişkilerimi, haber kaynaklarımı Mustafa Ekmekçi ile zenginleştirdim. Çünkü odasında biri varsa ‘Mustafa gel, tanışman lazım’ derdi. Gazetecilik biraz bireysel bir meslek ama Ekmekçi bunu bir takım oyunu olarak yapardı. Son olarak; bir kişi gözaltına alınmış gece yarısı, Ekmekçi gazeteyi arar, ‘Bunları haber yapın’ diye. Emniyeti, ‘Niye orada tutuyorsunuz’ diye arıyor. Ailelerini, ‘Merak etmeyin’ diye arıyor. Baroyu, ‘Avukat yollayın’ diye arıyor. Hukukun, hakkın sonuna kadar takipçisi bir insandı.”

“MUSTAFA ABİ’NİN BÜTÜN DUYARLILIKLARINI, BÜTÜN ÖNCELİKLERİNİ AYNI ŞEKİLDE SAHİPLENDİK”

Cumhuriyet Gazeteci Ankara Temsilci Sertaç Eş de şunları söyledi:

“Öğretmenler, köy enstitüleri onun için çok önemliydi. Hatta birçok öğretmen, onu öğretmen bilirmiş. Onunla çalışırken buna ben de tanık oldum. Bizim öğretmenlerimiz var; Yunus Nadi, Nadir Nadi, İlhan Selçuk gibi. Geleneğimiz çok sağlam. Mustafa Abi’nin bütün habercilik, gazetecilik, demokrasi arayışlarında duyarlılıkları hepimizin duyarlılığı. O dönemde bize hem yaşadı hem bazı şeyleri öğretti... Mustafa Abi’nin bütün duyarlılıklarını, bütün önceliklerini aynı şekilde sahiplendik ve bu bayrağı taşımak bizim görevimiz, yere düşürmeyeceğiz.”

“BİZLERE DE DEĞERLİ TECRÜBELER BIRAKMIŞ BİRİDİR”

Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Can Güleryüzlü, şöyle konuştu:

“Her yıl buraya gelişimizde, burada şahit olduğumuz özel duygular paylaşılıyor. Benim de şahsen yaşadığım özel duygu şu; Mustafa Ekmekçi gibi örgüt bilincini, toplumsal hayatı aydınlanma, demokrasi ve emek çerçevesinde örgütlemeye çalışan bir şahsın genel başkanlığını yaptığı bir örgütün parçası olmak, orada emek vermek ve mücadelesini devam ettirmek çok özel bir duygu… Mustafa Abi, öngörülü ve bu alanın aslında özgür ve bağımsız bir toplum, yaşam için var olması gerektiğini; basının küçük hesaplar, karlar, çıkarlar için değil özgürlükler uğruna yapılması gerektiğini, gazeteciliğin ve bu yönde de bir örgütün varlığını önemseyip, ileri yaşında bunun sorumluluğunu alıp ve bizlere de değerli tecrübeler bırakmış biridir.”

“EKMEKÇİ’NİN ADI ÖLÜMÜN DEĞİL YAŞAMIN ADI, GELECEĞİN ADI DEMEKTİR”

Avukat Halit Çelenk’in kızı Serpil Çelenk Güvenç ise şunları söyledi:

“Ekmekçi’yi anmak, yaşamı, halkı anmak demek. Bu yıl 50’nci yılını yaşadığımız idamlarda Denizlerin halk sevgisini, bağımsızlık düşüncesini anmak demek. Yani geleceği görmek demek. Ekmekçi, böyle bir vefayı; gençlerin, devrimcilerin verdikleri mücadelenin bütün aşamalarını kendine görev edindi ve büyük bir vefa ve inançla yazdı, çizdi, bugünlere aktardı. Şimdi biz mezar başında gibi görünsek de bu mezar, Ekmekçi’nin adı, ölümün değil yaşamın adı, geleceğin adı demektir. Onun için biz, gelecekteki bütün güzel değerlerin, halk için sınıfsız, sömürüsüz, bir toplum kurmak gibi güzelliklerin yaşanmasını aslında hep beraber bir kez daha dillendiriyoruz. Onun için ‘Ekmekçi yaşasın’ değil, ‘Ekmekçi yaşıyor’ diyorum.”

“ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYE İNANAN EMEKÇİ BİR GAZETECİYDİ”

Gazeteci Rahmi Yıldırım da şöyle konuştu:

“Şair her ne kadar ‘Yirminci yüzyılda bir yıl sürer ölüm acısı’ dediyse de her ölüm bir yılda unutulmuyor. Bazı ölümler var ki onu yaşayanlar, son nefesini verene kadar onu özümsemezler. Ekmekçi Abi’mi zamansız kaybettik. Mustafa Ekmekçi deyince yüzüme bir gülümseme yayılıyor, adının bende uyandırdığı duygularla. Örgütsel mücadelede de halefimdi, bunu espri amaçlı söylerim, kendisinden feyz aldığım bir büyüğümdü. Çağdaş Gazeteciler Derneği’nde genel başkanlık görevini ona devretmiştim. Devir teslimde bir tevazu sahibiydi. O tarihte 60’ın üzerinde olmasına ve ben de onun yarı yaşında olmama rağmen benden görevi almak istemedi. Mustafa Ekmekçi, ileri yaşına karşın emek mücadelesinin, kurtuluşunun, zaferinin ancak örgütlü mücadele ile olacağını kabul etmiş biridir. Ekmekçi, aydın bir insan olarak cumhurbaşkanından en sade insana kadar herkese eşit yakınlıkta bir gazeteciydi, örgütlü mücadeleye inanan emekçi bir gazeteciydi.”

“ONU, ANARKEN YAŞATIYORUZ”

Törende konuşan Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Erdal Atıcı, şunları söyledi:

“Onu, anarken yaşatıyoruz. Asıl amacımız, onu anmaktan çok yaşatmak, genç kuşaklara tanıtmak, hatırlatmak. Çünkü bir geçmişiniz yoksa geleceğinizi kurmakta zorlanırsınız. Geçmişe dokunmadığınız zaman gelecekte hiçbir şey yapamazsınız. Sizlere bakarken geçmişi hatırladım; Aldoğan Hoca’mın oturduğu yerde Halit Çelenk, Muzaffer İlhan Erdost, Şekibe Hanım gibi değerler oturuyordu. Her birini kaybettik ama bizlerde yaşıyorlar. Ekmekçi öldüğü zaman, biz öğretmenler için bir pencere kapandı. Ekmekçi’nin öğretmenler yanında çok daha farklı bir yanı vardı. Bizim vakıf sürecini, köy enstitülerini, yaşadıkları dramları, sürgünleri, kıyımları hep köşesine taşıdı ve kamuoyuna onların dertlerini, sorunları taşıdı. Biz de bir öğretmen vakfı olarak bu görevi yerine getirmeye çalışıyoruz.”

“MUSTAFA ABİ NE KADAR HAKSIZLIĞA UĞRAYAN CUMHURİYET OKURU VARSA HEPSİNİN SESİ OLDU, HEPSİNE SES VERDİ”

Ankara Cumhuriyet Okurları Temsilcisi Nejdet Özer de şöyle konuştu:

“Her ne kadar CMOK’ların kuruluş tarihi 1995 yıllı olsa da ilk kurucusu Mustafa Ekmekçi’ydi. Nerede Cumhuriyet okuru varsa mutlaka bilir, hepsini köşesinde yazardı. Biz, onlarla bir araya gelmesek de mutlaka bilirdik. Mustafa Abi, ne kadar haksızlığa uğrayan Cumhuriyet okuru varsa hepsinin sesi oldu, hepsine ses verdi. Bir ilçeye Cumhuriyet gazetesi gitmiyorsa biz onu Mustafa Abi’ye yazardık, o da köşesinde o konuyu gündeme getirir ve o sorunu çözerdi.”

Kaynak: anka