Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, “Yasakları kaldıracaktınız, her şey yasaklandı. Yolsuzlukları kaldıracaktınız, Türkiye yolsuzluk cenneti oldu. Yoksulluk, daha beter hale geldi, hayatımızın bir parçası oldu. İşte bu ülkenin şartlar ne olursa olsun gerçeği söyleyen bir anlayışa, bir akla, bir vicdana ihtiyacı var. Bu vicdanın adı Milli Yol’dur, Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşlarıdır" dedi.

Milli Yol Hareketi Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, partisinin genel merkezinde gündeme ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Çayır, HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’in dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili olarak, TBMM'nin ve hukukun gereğini yapmasını, bu işin de takipçisi olacaklarını belirtti.

Çayır konuşmasının ardından, Umut Partisi Abdulkadir Bozkurt ve Cesur Düşünce Partisi Genel Başkanı Samet Elçi'nin Milli Yol Partisi'ne katıldığını söyledi. Diğer yandan Çayır, Büyük Birlik Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi’nden kendi partilerine üye katılımı olduğunu açıkladı ve bu kişilere rozetlerini taktı. Çayır şunları söyledi:

"O KADIN VEKİLİN DERHAL VEKİLLİĞİNE SON VERİLMELİ"

"Çifte standardı yok edeceğiz. Duruma göre, şartlara göre, güne göre hareket etmeyeceğiz. Menfaatlere göre hareket etmeyeceğiz. Benim teröristim, senin teröristin ikilemini de ortadan kaldıracağız. Bu ülkeye kim ihanet ediyorsa karşılığını bulacaktır. Kim bu topraklara bıçak sokuyorsa, kim bu millete silah doğrultuyorsa karşılığını bulacaktır. Kim ki teröristlerle iç içeyse, kim teröristlerle iş tutmuşsa, kim teröristle resim çektirmişse, kim teröristle koyun koyuna yatmışsa icabını TBMM yerine getirmelidir, hukuk yerine getirmelidir. Siz dağda PKK ile iş tutacaksınız, iş birliği yapacaksınız, PKK’nın militanlığına soyunacaksınız, elinize silahı alıp Türk milletine silah sıkacaksınız sonra da dönüp TBMM’de milletvekili sıfatını alıp milletin parasıyla zevk-ü sefa içinde yaşayıp yine kendi istikbalimizi yok etmeye çalışacaksınız. Buna hiçbir millet, hiçbir toplum izin vermez. Türk milleti de izin veremez. Aynı şekilde şu an bu durumda olan o kadın vekilin derhal vekilliğine son verilmeli, gereken yapılmalı. Aynı şekilde bugüne kadar teröristlerle iş birliği yapmış; ister FETÖ olsun, ister PKK olsun, ister IŞİD olsun… Kim ki şiddeti metot kabul etmiş, teröristlerle iş birliği yapmışsa; diz dize oturmuşsa, beraber yürümüşse bunun icabını yerine getirmek hukukun da Meclis’in de işidir. Bu konuda bu hareket çok hassastır ve bunun takipçisi olacaktır, bunu gereğini de yapacaktır.

"ENES DEVLETSİZLİĞİN KURBANI OLDU"

Enes’i burada rahmetle anıyorum. O bir masumdu, bu sistemin kurbanı oldu. Daha doğrusu devletsizliğin kurbanı oldu. Devlet, genci yetiştirmek ve onun hayatını teminat altına almakla mükelleftir. Devlet gençleri gelişigüzel birilerinin insafına terk ederek; birilerinin hukuka da uymayan, vicdana da uymayan zeminlerde yaşamasına izin veremez. Bunun için özel yurtlar da olsa, tüzel yurtlar da olsa devletin denetimi altındadır. Ancak devlet ne yazık ki bu konuda yetersiz kalmıştır, ödevini yerine getirmemiştir. Şu an üniversiteli gençler arasında yüzde 100 yurt ihtiyacı olan gençlerimizin sadece yüzde 12’sinin ihtiyacı karşılanmaktadır.

"BU ÜLKEDE MAAŞLARI ASGARİ ÜCRETİN ALTINDA KALAN EMEKLİLER ORDUSU VAR"

Hala bu ülkede maaşları asgari ücretin altında kalan emekliler ordusu var. Bu insanların yaşları 60’ın üzerinde. Bu insanlar hayatlarının son demlerinde hayatlarını idameye çalışıyorlar. Modern devletlerde, sosyal devletlerde, adil devletlerde; bu ülkeye, bu devlete hizmet etmiş insanların gelecekleri garanti altındadır. Tek garanti altında olmayan ülke Türkiye’dir. Emekli mi oldun; ne yaparsan yap, kendi geleceğine kendin bak. Türkiye bu meseleyi çözemediği sürece sosyal devlet olamaz hatta devlet olma icabını da yerine getirmemiş olur.

"SİZİN MİLLİ PARANIZA BAŞKASININ PARASI KEFİL OLUNCA GEÇİCİ BİR NORMALİTE KAZANIYOR"

Akaryakıta zam, doğal gaza zam, elektriğe zam… Siz temel ihtiyaç maddelerine zam yaptığınız an, tedricen bütün hayatın farklı alanlarında hayatı pahalılaştırmış oluyorsunuz. Enflasyonla mücadele edeceklermiş… Nasıl edeceksin, ne ile edeceksin, hangi kafayla? Senin ekonomik sistemin yok. Senin bir aylık, bir yıllık, beş yıllık ekonomik bakış açın yok. Günübirlik tedbirlerle, günübirlik söylemlerle Türkiye’de ekonominin düzeleceğini sananların akıllarına şaşıyorum. Türkiye’nin kaybettiği nokta; hükümet inandırıcı değil, millet hükümete inanmıyor artık. Milletle hükümet arasında güven ilişkisi bitti, en kötüsü bu. Bir idareyle idare edilen arasında güven ilişkisi bittiyse oradan artık siz gelecek beklemeyin. Türk parasına döviz kefil. Sizin milli paranıza bir başkasının parası kefil olunca ancak Türkiye geçici bir normalite kazanıyor. Bunun doğuracağı ne olabilir, hiçbir şey. Onun için ben artık Türkiye’nin yeni bir ufka, sese, anlayışa ihtiyacı olduğunu görüyorum. Bu hareket, bu ihtiyaçtan doğdu.

"BUNUN ADI EMEK HIRSIZLIĞIDIR"

Şu an 130 bin civarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğretmen ihtiyacı varken, gelecekte bir 10-15 bin tane öğretmen almak üzere planlama yapılmış. Peki geri kalan ihtiyaç nasıl karşılanacak? Yedek öğretmenlik üzerinden asgari ücretin altında çalıştırarak, sınıfları yedek öğretmenlerle dolduracak. Bunun adı emek hırsızlığıdır, bunun adı hukuksuzluktur, yani insanlara değer vermemektir.

Bir yılda 1.500 doktorluk mesleği yapan insan yurt dışına gitmiş. Şu an Almanca ve İngilizce kurslarının doluluk oranlarını hat safhaya vardığı söyleniyor. Gençler istikbalini yurt dışında arıyor. Adam mühendis, adam iyi bir eğitim almış, gerçekten teknik bir eleman ama burada mühendislik yapamayacağını bildiği için Almanya’da garson olmayı, Belçika’da pompacı olmayı, bir başka ülkede temizlik işçisi olmayı göze alarak yola çıkıyor. Böyle bir hayalin peşinde, Türk milletinin ‘İstikbalim’ dediği Türk gençliği… Eyvah ki ne eyvah, siz istikbalinizi şimdiden bitirmişsiniz.

"YOLSUZLUKLARI KALDIRACAKTINIZ, TÜRKİYE YOLSUZLUK CENNETİ OLDU"

‘3Y ile iktidar olmak istiyoruz’ diyen siz değil miydiniz? Yasakları kaldıracaktınız, her şey yasaklandı. Yolsuzlukları kaldıracaktınız, Türkiye yolsuzluk cenneti oldu. Yoksulluk, daha beter hale geldi, hayatımızın bir parçası oldu. Yoksulluk, pahalılık bu ülkenin 150 yıldır kaderi oldu. 20 yıldır iktidar, duvara çarpmışız; gerçeği milletle paylaşmak yerine masal anlatılıyor. İşte bu ülkenin şartlar ne olursa olsun gerçeği söyleyen bir anlayışa, bir akla, bir vicdana ihtiyacı var. Bu vicdanın adı Milli Yol’dur, Muhsin Yazıcıoğlu’nun arkadaşlarıdır.

Şu ana kadar 51 ilin üzerinde teşkilata kavuştuk, bir ay içerisinde bu sayı 70’i geçecek ve muhtemelen bu hareket Mart ayı içerisinde kongresini yapıp seçime giren ve milletle buluşan bir bağımsız hareket olacaktır."

 

 

Kaynak: anka