MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Başbakanlığın varlığını bir an fiilen kabul edelim... Ancak ortada ne hukuken böyle bir yetki, ne de makam sahibi bulunmaktadır. O hâlde ‘olmayana ergi’ metoduna göre, ‘ben başbakan olacağım’ demek absürt, yani saçma bir iddiadır ve ulaşılamayacak bir hedeftir” açıklamasını yaptı.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine dair yazılı bir açıklama yaptı. Semih Yalçın’ın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:

“BAŞBAKANLIĞIN GERİ GETİRİLEBİLMESİ İÇİN TBMM’DE YETERLİ ÇOĞUNLUK VE HALKIN OYUNA BAŞVURULMASI GEREKİR: Son günlerde gerek kamuoyunda gerek hassaten medyada tartışılarak kafa karışıklığı yaratılmaya, algı oluşturulmaya çalışılan iki iddiayla ilgili hakikatlerin vuzuha kavuşması bakımından, bazı çarpıcı ayrıntıların altını çizmekte fayda mülahaza ediyoruz. Münakaşaya açılan iki husustan biri, bilhassa zillet ittifakı ve ateşli savunucuları tarafından sık sık dillendirilen cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin terk edilerek arızalı parlamenter sisteme dönüleceği; diğeri de arızalı sistemin icra makamı olan başbakanlığın yeniden ihdas edileceği iddiasıdır. Hatırlanacağı üzere, hem cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yürürlüğe konması hem de başbakanlığın kaldırılması, bir Anayasa değişikliğiyle mümkün olmuştur.  İktidardaki Ak Parti’nin TBMM’de Anayasa’yı değiştirecek yeterli çoğunluğu bulunmadığından, yeni yönetim modelinin hayata geçirilmesi için MHP’nin desteğiyle referanduma gidilmesi kararı alınmıştır. 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşen referandumda, halkın oylarıyla kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 9 Temmuz 2018 tarihinde uygulanmaya başlanmıştır. Yani, mevcut yönetim modelinin değiştirilmesi ve başbakanlığın geri getirilebilmesi için TBMM’de yeterli çoğunluğun bulunması veya en azından referanduma gidilerek halkın oyuna başvurulması gereklidir. Bu durum karşısında, yamalı bohça niteliğindeki muhalefetin öncelikle Mecliste bir Anayasa değişikliğine gidebilmesi için, 400 milletvekilinin oyunu alması lazımdır.  Anayasa değişikliğini halkın oylarıyla gerçekleştirmek üzere referanduma gitme kararı alınabilmesi için de 360 oy gereklidir.

ALACAKLARI OY BELLİ: Görünen köy kılavuz istemez. CHP’nin de yancılarının da 2023’te alacakları oy belli, elde edecekleri milletvekili sayısı mahduttur. Çok parçalı, çok başlı muhalefetin TBMM’de bırakınız yeterli çoğunluğu sağlamayı, salt çoğunluğa bile ulaşması mümkün değildir.  Dolayısıyla zillet ittifakının cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini değiştirme ve başbakanlığı yeniden ihdas etme şansı kesinlikle yoktur. Hâl böyleyken zillet ittifakının sözcüleri ve destekçileri kamuoyunda mevcut yönetim modelini değiştirebilecekleri ve parlamenter sisteme dönebilecekleri algısı yaratmaya çalışıyor. Bu, siyaseti alenen yalan üzerine kurmak ve halkı aldatmaktır. Bu kez hafıza-i beşer nisyan etmeyecektir. Millet; parlamenter sistemin ürettiği siyasi kriz ve istikrarsızlıkları, koalisyon açmazlarını unutmamıştır. Millet, sözde siyasi cinayet duyumu paylaşıp FETÖ yöntemiyle kamuoyunu paniğe sevk etmeye çalışan sorumsuz bir zihniyetin ellerine iktidar sorumluluğunu bırakmayacaktır. Diğer taraftan, bugünlerde yalan rüzgârının ılık okşamalarına kendini kaptırarak ısrarla ‘gaip’ bir başbakanlığa talip olan parti başkanlarının sayısında artış gözlenmektedir.

BAŞBAKAN OLMA HAYALLERİ İLMEN SUYA DÜŞMÜŞ GÖRÜNMEKTEDİR: Başbakanlığın varlığını bir an fiilen kabul edelim. Bu görevi mevcut Anayasa’ya göre birine tevdi etmeyi mümkün kılacak hak ve yetkiye, olmayan bir görevi olmayan yetkilerle birine verecek makama ihtiyaç duyarız.  Ancak ortada ne hukuken böyle bir yetki, ne de makam sahibi bulunmaktadır. O hâlde ‘olmayana ergi’ metoduna göre, ‘ben başbakan olacağım’ demek absürt, yani saçma bir iddiadır ve ulaşılamayacak bir hedeftir.  Kısacası, İP Müdiresi’nin başbakan olma hayalleri ilmen suya düşmüş görünmektedir.   Gerçek böyleyken İP Müdiresi Akşener, 15 Temmuz 2016 ihanet kalkışmasından kısa süre önce verdiği mesajı şu sıralar neden papağan gibi tekrarlamaktadır?  Yoksa kulağına Pensilvanya’dan meşum bir taktik mi fısıldanmıştır?”

Kaynak: anka