CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, “Cumhurbaşkanı kararnameleri… Son üç yılda 83 kararname çıkarmış, madde sayısı 2 bin 515. Biz Meclis’ten 82 kanun çıkarmışız, buradaki madde sayısı 2 bin 96. Yani cumhurbaşkanı daha fazla kanun yapıyor, Meclis’ten daha fazla kanun çıkarıyor. Zaten yargıyı istediği gibi kontrol ediyor. Kanun çıkarma yetkisi de kendisinde, anormal kullanıyor. Böyle bir sistem olmaz. Bu seçimler o nedenle çok önemli. Bu sistemi değiştirmemiz lazım. Bu ‘Erdoğan’ın karşısında kim olacak?’ Bir kere Erdoğan’ın olup olmayacağını bilmiyoruz. Ama konu adayların kim olduğu değil, konu bu sistemin değişmesi gerektiğidir” dedi.

CHP İdari ve Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kuşoğlu, Hatay Büyükşehir Belediyesi’nde düzenlenen "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi" toplantısında konuştu. Kuşoğlu, şunları söyledi:

“BU DEVLET GELENEĞİNDE OLAN BİR SİSTEM DEĞİL: Yeni anayasa talebimiz var. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Neden bu talebimiz var? Bu cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, çevremize bir bakın, şu Rusya’ya, Suriye’ye, Mısır’a, Irak’a bakın, neopatrimonyal dediğimiz, neredeyse babadan oğula geçilen zihniyetin, sürekli aynı kişinin iktidarda olduğu bir rejim. Yani emperyalizmin dayattığı bir sistem. Bizim devlet geleneğimizde hiçbir zaman, padişahın, hakanın, cumhurbaşkanın yanında kimsenin olmaması söz konusu değil. Muhakkak ikilidir, meclisler vardır. Hep böyle olmuştur. Tek kişinin yönettiği bir sistem yoktur. Binlerce yıllık tarihimizde böyle bir örnek yok. Cumhurbaşkanlığı tek yürütme erkindeki kişi. Böyle bir sistem tarihimizde yok ve ilk defa oluyor. Bu bizim sistemimiz değil. Devlet geleneğimize uygun bir sistem değil. Bu bize dayatılmış vaziyette. Dayatıldığı için parlamenter sisteme geçmek istiyoruz.

BÖYLE BİR SİSTEM DÜNYADA YOK: Türkiye’nin rakamlarına bakın, insanların morallerine bakın, ne açıdan bakarsanız bakın hepsi olumsuz. Çok sıkıntılı bir döneme girmiş vaziyetteyiz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi kabul edildi. 9 Temmuz 2018’de bu başladı. Üç yılı geçti. Neler değişti farkında mıyız? Bir kere başbakanlık kaldırıldı. Taşra teşkilatlarında yerel yönetimler dahil tümü cumhurbaşkanlığına bağlandı. Cumhurbaşkanlığı denetlenemez hale getirildi. Bu denetimi doğru dürüst yapamıyoruz. Geçen sene Ulaştırma Bakanlığı bütçesi sırasında Sayıştay raporları vardı. Ulaştırma Bakanlığı’nın hiçbir işi 100 lirayla bitmemiş en az 500 lirayla bitmiş. Bunun hesabını soramıyorsunuz. Orada olumsuz halde vermeniz halde bütçe geçiyor. Bunlar yolsuzluk, hırsızlık, usulsüzlük yapmış, bunları tespitinin hiçbir anlamı yok. Böyle bir sistem dünyada yok. O yüzden değiştirmemiz lazım. Eskiden bir Bakanlar Kurulu vardı. Bu Bakanlar Kurulu, güvenoyu alırdı, şimdi almıyor. Bakanlar seçimle gelmiyor, atanmayla geliyor. Seçimle gelen kişilerde atanması gereken varsa, milletvekilliklerinden istifa ediyorlar, sonra bakan olabiliyorlar. Böyle bir sistem. Seçilmiş kişilerin siyasi idaresi olur. Bunların milletten aldığı bir güç yok. ‘Ben Meclis tarafından seçilmedim, güvenoyuna gerek yok, millete de hesap vermem, sadece cumhurbaşkanına veririm’ diyor. Dünyada böyle bir sistem yok. Sayın Nihat Matkap burada. Bu parlamenter sistemde böyle değerler çıktı. Şimdikilerden Cemil Çiçek Bey var. Bunlar devlete mal olan insanlar. Bakın Turizm Bakanı. En büyük işletmeci zaten. Milli Eğitim Bakanı. Özel okulları olan. Sağlık Bakanı. Çok büyük hastaneleri olan kişi. Anadolu’dan devlet bakanı çıkmayacak bu sistemden. Orada bu işi bildiğini sanan bazı kişilere görev verilecek.

TEK KİŞİYE İSTEDİĞİNİ YAPTIRIYORLAR: Millet seçmiyor. Eski anayasada, bakanların kendi politikalarını tespit etme şansı vardı. Şimdiki bakanların öyle bir durumu yok. Tek yürütme erki, tek kişiden oluşuyor. Her şey cumhurbaşkanına bağlı. Binlerce dosya imza bekliyor. Bunların atılması, yapılması mümkün müdür? Rektör atıyor, değiştiriyor. Bunların ayrımını yapamıyor. Tek kişi sorumluluğu aldığı için kendisine bilgi verilmesi aksıyor. Aksadığı için bu durum söz konusu oluyor. Bizim bir gemimiz Libya Sahili’nden geçerken durduruldu, Türkiye’ye haber verildi, cumhurbaşkanına haber verilmesi lazım, çünkü başka yetkiye sahip olan yok, ulaşamadılar, sonra çıktılar arama yaptılar. Brunson meselesi. ‘O rahip dışarı çıkamaz’ demişti. Hemen büktüler kolunu, o rahip çıktı. Bunu yaptırabildi. Libya’da gemimiz durduruldu, cumhurbaşkanlığından izin alınamıyor. Barış Pınarı Harekâtı. Türkiye kontrol edecekti. Suriyelileri de oraya gönderecekti. 6 gün ordumuzun karşısında kimse duramadı, devam edecekti, geldiler görüştüler, harekât durdu, neden durdu? Çünkü mal varlığını ortaya koydular. Yani bir kişinin yetkili olması, küresel güçlerin işine geliyor. Onun için böyle bir sistem olsun istiyorlar. Devletin sahip olduğu eski sistemde yürütme başbakanlık tarafından yapılıyor, bakanlar istişare ediyor. Bütün bunlara sorulmadan karar almıyorsunuz, dolayısıyla kararlar sağlam alınıyor. Tek kişi sorumlu olunca, büküyorlar, istediğini yaptırıyorlar.

CUMHURBAŞKANI MECLİS’TEN DAHA FAZLA KANUN ÇIKARIYOR: Meclis’in yetkisi azaltıldı, bir faydası oldu mu milletvekili sayısının 600’e çıkmasının? Meclis’in yetkisi de azaldı. Cumhurbaşkanı da kararname çıkarıyor. Cumhurbaşkanı kararnameleri son üç yılda 83 kararname çıkarmış, madde sayısı 2 bin 515. Biz Meclis’ten 82 kanun çıkarmışız, buradaki madde sayısı 2 bin 96. Yani cumhurbaşkanı daha fazla kanun yapıyor, Meclis’ten daha fazla kanun çıkarıyor. Zaten yargıyı istediği gibi kontrol ediyor. Kanun çıkarma yetkisi de kendisinde, anormal kullanıyor. Böyle  bir sistem olmaz. Bu seçimler o nedenle çok önemli. Bu sistemi değiştirmemiz lazım. Bu ‘Erdoğan’ın karşısında kim olacak?’ Bir kere Erdoğan’ın olup olmayacağını bilmiyoruz. Ama konu, adayların kim olduğu değil, konu bu sistemin değişmesi gerektiğidir. Bu sistemi değiştireceğiz. İYİ Parti gibi, Demokrat gibi, Saadet Partisi gibi partilerle bir araya gelip bir milli koalisyon oluşturacağız, bu sistemi değiştireceğiz. Vatandaşımızın oylarıyla.

KANUN YAPMAK ANORMAL HALE GELDİ: Sistemle ilgili önemli değişiklikler söz konusu oldu. Milletvekilleri artık bakan olamıyor. Cumhurbaşkanlığı içinde alternatif birimler oldu. 11 başkanlık var. Belli rakamlar var. Dünya Varlık Fonu gibi kurumlar oluşturuldu, buralardan da borçlanılıyor. Cumhurbaşkanlığı’na bağlı ofisler kuruldu. Birçok sakınca ortaya çıktı. En önemlisi nedir? Biz milletvekilleri olarak kanun yapan bir yerdeyiz, bizim yapmamız gerekiyor. Eski sistemde tasarı vardı, teklif vardı. İlgili bakanlar, işin başında olan insanlar. Bazı eksiklikleri görüyor bakanlar, onları Meclis’e getirebiliyorlardı. Biz de üzerinde çalışıyorduk, bakanlığın ihtiyacını sakıncası olmayacak şekilde çıkarıyorduk. Şimdi teklif bakanlardan gelmiyor, bakanlar Meclis’e gelmiyor. Biz sorunları, sıkıntıları aktaramıyoruz. İktidar milletvekilleri de ulaşamıyor bakanlara. En az iki bakan Meclis’te nöbetçi olurdu. Birlikte yapılırdı. Bürokrasi siyasi iradeye sahip değil. Bürokratlar geldiğinde cevap veremiyor, siyasi iradesi yok çünkü. Böyle bir sistemde kanun yapmak anormal hale geldi, kanun yapamıyor Meclis. Hem yetkisi yok hem iradesi yok. Öyle anormal oldu.”

Kaynak: anka