Haber: EDDA SÖNMEZ -  Kamera: ADEM KARABAYIR

Küçükçekmece Belediyesi, çevre temizliği, atık yönetimi konularında vatandaşları bilgilendirme, farkındalık yaratma hareketi başlattı. Belediyenin Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü iş birliği ve Güzel Sanatlar Akademisi organizasyonuyla Sıfır Atık Atölyesi gerçekleştirildi. Katılımcıların atık malzemelerle oluşturduğu sergi ise vatandaşlardan ilgi gördü.

Küçükçekmece Belediyesi, artan çevre kirliliğine karşı vatandaşlardaki bilinç düzeyini yükseltmek ve gelecek nesillere daha temiz bir dünya bırakmak adına katkıda bulunmak için harekete geçti. Bu çerçevede, belediyenin ilgili birimleri Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü, Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü iş birliği ve Güzel Sanatlar Akademisi organizasyonuyla bir Sıfır Atık Atölyesi gerçekleştirildi. İlgiyle karşılanan atölye çalışmasının sonucunda atık malzemelerden oluşan bir sergi hazırlandı. 10 kişilik gönüllünün desteğiyle sergi, yaya trafiğinin yoğun olduğu ve pilot bölge olarak seçilen Cennet Mahallesi’ndeki Hürriyet Caddesi'ne yerleştirildi. Ekipler tarafından, atıkların nasıl ayrıştırılması gerektiğine dair bilgilendirme yapılarak mahalle genelinde başlatılan bilinçlendirme çalışmaları da devam ediyor. 

“HER ŞEYE EN ÇOK ZARAR VEREN İNSAN, AMA BUNDAN EN ÇOK ZARAR GÖREN DE YİNE İNSAN”

Proje hakkında konuşan Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi Eğitmeni İçmimar Büşra Hamzaoğlu şunları söyledi:

"Küçükçekmece Belediyesi ile sıfır atık projesi kapsamında bir atölye yürütmek istedik. Ben de eğitmen olarak bu atölyenin yürütücülüğünü üstlendim. Aslında en temelinde ileri dönüşüm kavramını ele aldık. Çok da bilmediğimiz, aslında bilmeden uyguladığımız da bir kavram. Her şeye çöp gözüyle bakmadan önce ‘onları dönüştürebilir miyiz’i sorgulamak için aslında bu kavramı ele alıyoruz. En basitinden evde bir yoğurt kovasına çiçek ekmeniz bile bir ileri dönüşüm olabilir. O yüzden atölyenin yöntemi olarak aslında topladığımız atıkları ileri dönüştürmeyi ve yeni bir şeye dönüştürmeyi hedefledik. Bununla beraber bazı atıkların çevreye nasıl zarar verdiğiyle ilgili belgeseller izledik ve oluşan eserlerin aslında metinlerini, kavramsal çerçevelerini bu süreç oluşturdu. Evlerimizde topladığımız, akademide topladığımız bazı atıklarla bu sergiyi oluşturduk. En temelinden, aslında başından alırsam bütün bu tartışmalarımızla verdiğimiz kanı şu: Her şeye en çok zarar veren canlı insan, ama bunlardan en çok zarar gören yine insan. Buradan aslında iletmek istediğimiz şey, çok küçük değişimlerle çok büyük etkileri başlatabiliriz. O yüzden aslında her şeye bir çöp gibi bakmamak ya da en basitinden karton bardak yerine daha dönüştürülebilir sürdürülebilir bir şeyleri kullanmaya çalışmak bile güzel bir başlangıç olur." 

"ÇOK FAZLA PLASTİK TÜKETİLİYOR"

Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi'nin sıfır atık projesine katılan Nesibe Keşir, kendi farkındalığını geliştirmek için bu projeye katıldığını söyledi. Keşir, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu yapmamdaki amaç canlıların çok fazla plastik tükettiğine dikkat çekmekti. Çoğu plastikte ileri dönüşüm yapılamıyor maalesef. Geri dönüşüm de olmuyor. Bu şekilde doğada kaybolmuyorlar da. Aynı şekilde maalesef canlılar çok fazla tüketiyor. Canlılar tükettiği için de onlar sayesinde biz de tüketiyoruz. O yüzden çok fazla zararı var. Bu atıkların bitirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bundan dolayı bu şekilde bir çalışma yaptım. Bu çalışmamızın çok dikkat çekeceğini düşünüyorum. Tek kullanımlık malzemelerin, özellikle plastiklerin artık kullanılmaması gerektiğini, kullansak bile çöplere atılmaması gerektiğini düşünüyorum. Çok fazla plastik atık olduğu için etrafta, bunların ileriki zamanlarımız için, geleceğimiz için artık bitirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Buna dikkat çekmek istedim, farkındalık oluşmasını istedim."

“DÖNÜŞÜM ASLINDA HAYATIMIZDA OLAN BİR ŞEY AMA..."

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde endüstriyel ürün tasarımı okuyan ve aynı zamanda Küçükçekmece Belediyesi Güzel Sanatlar Akademisi'nde sanat endüstriyel eğitimi alan Dilara Akyol da şunları paylaştı:

"İleri dönüşüm aslında hayatımızda olan bir şey ama tekrardan insanlara hatırlatıp kazandırmak istediğimiz bir şeydi. En basitinden geleneklerimize baktığımızda bir yoğurt kovasını saksı olarak kullanmak ya da eski bir ayakkabıyı da saksı gibi kullanmak da ileri dönüşüm ürünüydü. Biz ilk başta belgeseller izledik. Doğa üstüne, yaptığımız şeyler üzerine; ne kadar zarar veriyoruz, ne yapıyoruz? Denizlerin üstü pırıl pırıl gözükse de denizin dibinde hayalet ağ dediğimiz balıkçıların plastikten oluşan ağlarının olduğunu görüyoruz. Bu ağlar canlıların boğulup ölmesine, sonra denizin bitki örtüsünü kopartıp o denizin oksijenini öldürdüğü için buna vurgu yapmak istedim. O yüzden kovayı da bilerek maviye, denizin güzel görünümüne boyadım. Hani dışı güzel ama dibini görmüyorsunuz, atıklar akıyor şeklinde bir vurgu yapmak istedim." 

"BU ATIKLAR SESSİZ BİR ŞEKİLDE ÇOĞALDIĞI İÇİN"

Sıfır Atık Atölyesi katılımcılarından Kocaeli Güzel Sanatlar Fakültesi heykel öğrencisi Serenay Zorlu da kendi çalışması hakkında bilgi verirken, "Daha çok ses üzerine gittim. Bu atıklar sessiz bir şekilde çoğaldığı için aslında buradan bir kelime oyunu oynayarak ilerledim. Sessiz ama sesli gürültü şeklinde bir şey olmasını istedim. Bu gürültü yapması gereken bir şey ama aslında gürültü yapmıyor. Rüzgârla ve doğanın hareketleriyle bir oluşum içerisinde devam ediyor. Ve ipler asarak biraz sesli ve gürültülü bir şey olmasını amaçladım bu şekilde” diye konuştu.

MAHALLE SAKİNLERİNDEN İLGİ GÖRDÜ

Vatandaşlar da sıfır atık konusundaki bilinçlendirme çalışmaları ve sergiye ilgi gösterdi. Vatandaşlar, bu çalışmadan duydukları memnuniyeti dile getirirken, Küçükçekmece Belediyesi'ne de teşekkür etti. Vatandaşlar, şunları söyledi:

"Şahane bir şey. İlk defa oluyor böyle Cennet mahallesinde bir şey. Bravo belediyeye. Belediye bakıyorum çok güzel işler yapıyor. Belediye benim için on numara."

“HERKES KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ GİBİ DÜŞÜNSE TÜRKİYE BU HALLERE DÜŞMEZ”

"Çok güzel bir şey, ne güzel düşünülmüş. Ne mutlu. İyi düşünülmüş. Helal olsun, denizin içi hep böyle. Herkes Küçükçekmece Belediyesi gibi düşünse Türkiye bu hallere düşmez. Her yer temiz olur."

"Çok etkileyici işler çıkartmışlar, geri dönüşümle alakalı. Çok etkilendim, çok güzel."

“EN ÇOK İSTEDİĞİM ŞEYLERDEN BİRİ SIFIR ATIK OLAYI”

"En çok istediğim şeylerden biri sıfır atık olayı. Meydanda yeni açılan çöp kutusuna her gün bir şeyler taşıyorum; soda şişesi olsun, plastik karton olsun. Çok beğendim, devamını diliyorum. O kutulardan birkaç tane daha koyulabilir. En azından kendi mahallem adına söylüyorum. Bunun haricinde bilinç çok önemli. Daha çok bilinçlendirilirsek daha güzel olur." 

“DENİZLERİMİZİ MAHVETTİK ONUN İÇİN İVEDİLİKLE BİR ÖNLEM ALINMASI GEREKİYOR”

"Dikkatimi çekti. Uzun zamandır rahatsız olduğumuz bir konu aslında, son günlerde daha net bir şekilde göz önüne serildiği için dikkatimi çekti. Devam etmeli. Daha farklı şeyler, neler yapılabilir bilmiyorum. Ama tamamen bir kamuoyu oluşturulmalı. Daha fazla ulaşılmalı insanlara. Son zamanlarda daha fazla ağırlık verdim bu konuya. Denizlerimiz için özellikle. Denizlerimizi mahvettik. Onun için ivedilikle bir önlem alınması gerekiyor. Halkın iyice bu konuda uyarılması gerekiyor diye düşünüyorum."

“BU ÇALIŞMANIN BÜYÜMESİ, HERKES TARAFINDAN İÇSELLEŞTİRİLMESİ ÖNEMLİ”

"Orijinal, değişik. Yani burada pek yapılan bir şey değildi aslında. Bu farklı çalışmayı burada görmüş olmak güzel bir şey, hoşuma gitti. Kesinlikle evde kutu var zaten, plastik ve kağıtları ayırıyorum ve geri dönüşüm elemanlarına veriyorum. Öyle olması lazım zaten. Yoksa sıkıntı büyük. Haberlerde izliyoruz bunları. Özellikle Avrupa’dan çok fazla çöp alındığını biliyorum. Ben takip ediyorum. Herkesin bu konuda duyarlı olduğunu düşünmüyorum. Ben bu çalışmanın büyümesi, herkes tarafından içselleştirilmesi önemli. Yoksa sadece sembolik olarak kalacak bu da bir anlam ifade etmeyecek bence."

“BUNLARI BİRİKTİRİYORUM BEN, BİRİKTİRİP HURDACIYA SATIYORUM”

"Bunları biriktiriyorum ben. Biriktirip hurdacıya satıyorum. Bunlar atılır mı, geri dönüşüm. Onun için çok güzel bir şey, ama bizim halkımız zannetmiyorum..."                                                                                                             

 

Kaynak: anka