Berkay VAROL

Bursa'nın Yenişehir ilçesine bağlı Kirazlıyayla köyünde yapımı süren Çinko-Kurşun-Bakır Zenginleştirme Tesisi ve Atık Barajı'na karşı 1 yıldan uzun süredir mücadele veren köylüler, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'nde ANKA Haber Ajansı'na konuştular. Evlere 100 metre mesafede yapılan tesisin köyde huzur bırakmadığını, yaşamın zorlaştığını söyleyen köylüler, "Biz insan değil miyiz? İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyorlar, insan olmayan yerde devlet olur mu? Sen buradaki insanları öldürürsen devleti nerede bulacaksın" dediler. 

Kirazlıyayla'da geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlayan köylüler, köylerinde yapımı süren zenginleştirme tesisi ve atık barajına karşı 1 buçuk yıldır mücadele veriyor. Köyde çalışmaların başlamasıyla iş makinelerinin önüne geçen köylüler, gözaltına alındılar. Konuyu yargıya taşıdılar. Mahkeme, inceleme yapmak üzere atadığı bilirkişi heyeti, 'deprem ve heyelan bölgesi, tesis kurulamaz' yönünde rapor hazırladı. 

Bursa 1'inci Bölge İdare Mahkemesi, köylülerin yürütmeyi durdurma ve projenin iptali üzerine açtığı davayı reddetmesi üzerine konuyu Danıştay'a taşıdılar. Hukuk mücadeleleri devam ediyor. 

Köyde, ağaçlar kesilirken, Kamışlı Gölü ise kurudu. Köylüler yaptıkları eylemlerle suyun önemine dikkat çektiler. Kuruyan Kamışlı Gölü üzerinde Dünya Su Günü'nde seslenen Kirazlıyaylalı köylüler, adalet istediklerini söylediler. 

Dünya Çevre Günü'nde ANKA Haber Ajansı'na konuşan köylüler, Kirazlıyayla'da son yapılan "yüksek gerilim hattı"nın köye zarar verdiğini, içme sularının kesildiğini belirttiler. 

"YOLDA ÖNÜME GEÇTİLER, KAÇTIM"

Doğası için mücadele verirken jandarma tarafından iki kez gözaltına alındığını söyleyen Fatma Karasu, "Arabaya bindirip götürdüler. Bir kere de yolda önüme geçtiler, kaçtım ben. Nüfus kağıdımı (nüfus cüzdanı) istediler, 'benim cebimde nüfus kağıdı mı var da size vereceğim' dedim" sözleriyle yaşadıklarını anlattı.

"BAHÇEYE GİDEMEDİM, DÜŞTÜM HENDEK İÇİNE"

Karasu, Kirazlıyayla'da elektrik hattı çekmek için evlerin önünde yapılan kazıları anımsatırken, "Kaç kere kazdılar, tarlaya, bahçeye gidemedim, düştüm hendek içine. Ne uğraştık oralarda. Jandarma 'siz içeri girin, çıkmayın dışarı. İçeride durun, ne çıkıyorsunuz dışarı' diyerek hep bizi sıktılar" sözleriyle sitem etti. 

Zenginleştirme tesisi ve atık barajı için enerji hattı çekimi sırasında yapılan kazılarda, Kirazlıyaylalılar'ın içme suyu boruları patladı. Köylüler, uzun bir süre susuz kalırken, evlerini de su bastığını, çamaşırlarını, bulaşıklarını yıkayamadıklarını ifade ettiler. 

"BİR KADINA 10 ASKER DİKTİLER"

Çalışmaların başlamasıyla iş makinelerini engellemek istediklerini belirten Kirazlıyayla köyünden Emine Toy, "Makinelerin önünde oturduk, bizi sürükleyerek kaldırdılar. Bir kadına 10 tane asker diktiler. Bursa'nın kızı başka, Yenişehir'in başka, İnegöl'ün başka... Hepsi başımıza geldi, dikildi. Bizi sokaklarda sürükleyerek eve soktular" dedi. 

"KURTARAMADIK, HER YERİ KAZDILAR"

Toy, bahçelerden geçerek yine iş makinelerinin önüne geçerek mücadele ettiklerini hatırlatarak, "Ama kurtaramak, her yerini kazdılar, mahvettiler köyümüzü" diye eleştirdi. 

"HAKİM, KENDİSİNİN ATADIĞI 7 BİLİRKİŞİNİN VERDİĞİ KARARI ONAYLAMADI"

Kirazlıyayla köyünden Ahmet Karasu... Bursa'da çalışıyor ve hafta sonlarını köyünde geçiriyor. Karasu, zenginleştirme tesisi ve atık barajı için çalışmaların başlamasının üzerinden 1 buçuk yıl geçtiğini ve huzurlarının kalmadığını söylüyor. Konunun hukuki sürecine ilişkin ANKA Haber Ajansı'na konuşan Karasu, "Hakim, kendisinin atadığı 7 bilirkişinin verdiği kararı onaylamadı. 7 bilirkişi dedi ki, 'buraya bu tesis yapılmaz. Burası birinci derece deprem bölgesi, heyelan bölgesi. Buraya bu tesis yapılırsa daha sonra bir deprem veya heyelanda sonuçların daha büyük olacağını, en yakın köy olan Bağcın köyünde felaketin çok büyük olacağını' söylemesine rağmen hakim durdurma kararı vermedi" dedi. 

"BİZLER İNSAN DEĞİL MİYİZ?"

Tesisin köye 100 metre mesafede olduğunu belirten Karasu, "Buranın yüksek gerilim hattı, köyün içinden geçiyor. Yüksek gerilim hatları, yerleşim yerinden uzakta olması gerekiyor. Çünkü bunlar radyasyon yayıyor. İlerde alzheimer, kanser ve beyin felçlerine neden oluyor. Bunları bildikleri halde, TEDAŞ ve BUSKİ buna onay verdi. Hangi gerekçeyle? Burada yaşayan insanlar, insan değil mi? Bizler insan değil miyiz?" diyerek tepki gösterdi. 

"BURADA YEŞİL, TEMİZ HAVA, OKSİJEN BOL, FAKAT TOZ YIĞININA VE ZEHİRLİ BİR HAVAYA ÇEVİRİYORLAR" 

Karasu, tesisin yapılmadan önce köyün huzur ve güven içinde olduğunu söyleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı: 

"Bu köyün şu an huzur ve güveni kalmadı. Ben Bursa'da çalışıyorum, hafta sonları gelip bir iki gün de olsa burada kendime huzur buluyordum. Bu yeşil, temiz hava, oksijen bol, fakat şu an burayı toz yığınına ve zehirli bir havaya çeviriyorlar. Son dönemde meydana gelen olaylara bakarsak, Marmara Denizi, yok olma noktasında. Buna da bir çare bulunmuyor. Şu anda da bizim köyümüz de aynı şekilde yok olma derecesine getirildi. Bu yüksek gerilim hattını bilerek buradan geçiriyorlar. Benim görüşüm, buradaki insanları yok edip, öldürmek, huzur bırakmayıp, köyü kaldırmak istiyorlar." 

"İNSANI YAŞAT Kİ DEVLET YAŞASIN DİYORLAR, İNSAN OLMAYAN YERDE DEVLET OLUR MU?"

Kirazlıyayla'da eşlerin, anne ve babaların mücadele ederken gözaltına alındığını anımsatan Karasu, "Benim eşim, bir gün karakolda savcı ve hakim karşısına çıkıp mahkeme edildi. Ama bir maden şirketinin, 1 sene oldu, daha ne yargılandığını ne sorgulandığını hiçbir şekilde duymadık. Bunları ne gerekçeyle, hangi sebeple yapıyorlar? Biz insan değil miyiz? İnsanı yaşat ki devlet yaşasın diyorlar, insan olmayan yerde devlet olur mu? Sen buradaki insanları öldürürsen devleti nerede bulacaksın" diye konuştu. 

Görüntü Dökümü: 

-Fatma Karasu 

-Emine Toy 

-Ahmet Karasu 

Kaynak: anka