CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, organize sanayi bölgelerinde (OSB) yapılan üç günlük doğalgaz kesintisinin Cumhuriyet tarihinde ilk defa yaşandığını belirterek, “Düşünün 2018 Ocak’ında yüzde 73 depolar dolu, şimdi yüzde 32 seviyesinde. Ne için? O dönemin iradesiyle bugünün iradesi arasında ciddi bir fark var. O dönem kısmen de olsa yönetilebiliyor muydu diye ülke. En azından kısmen de olsa liyakatli kadrolar vardı. Şimdi kimse yok. Yüzde 32 seviyesine inmiş. Fatura sanayiciye çıkıyor” dedi. Babacan da “Merkez bankası rezervlerini tüketen hükümet aynı savruklukla ülkenin doğalgaz rezervlerini de düzgün yönetmemiş. Doğalgaz depoları varken hele hele kışa girerken bu depoların tam kapasiteyle kullanılmamış olması affedilebilir bir hata değil” diye konuştu.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı parti Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Görüşmede Kılıçdaroğlu'na Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile Genel Başkan Yardımcıları Oğuz Kaan Salıcı ve Muharrem Erkek eşlik etti. Görüşmenin ardından iki genel başkan basın toplantısı düzenledi.

“SON DERECE VERİMLİ VE GÜZEL BİR GÖRÜŞME GERÇEKLEŞTİRDİK”

Kılıçdaroğlu özetle şunları söyledi:

“Son derece verimli ve güzel bir görüşme gerçekleştirdik. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem dolayısıyla altı siyasi partinin bir araya gelip, Türkiye’nin ufkunu açması, yeni bir yol haritası açması, son derece değerli. Bizim siyaset tarihimiz açısından da son derece değerli bir çalışma. Bu çalışmayı önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşacağız. O konuda da liderler olarak bir araya gelip kamuoyuyla paylaşacağız. Bizim için, bizleri dinleyen vatandaşlar için son derece değerli. Türkiye’ye yeni bir ufuk açma kararlılığımızı gösteriyor.

Neyi nasıl yapacağımızı, bugünden düşünmek. Toplumun önüne sağlıklı bir yol haritası koymak bizim sorumluluğumuz. Bu sorumluğun gereğini de inşallah Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde nasıl bir başarı sağladıysak ve kamuoyuyla paylaşacaksak, yol haritasıyla da bütün siyasi partiler bir araya gelerek yapacaklardır.

“ÜRETİMİN AKSAMASI CUMHURİYET TARİHİMİZDE KARŞILAŞTIĞIMIZ İLK OLAYDIR”

Bu arada tabii sayın genel başkan ile ekonomiyi de konuştuk. Ekonomideki tabloyu da konuştuk. Özellikle enerji konusu, elektrik, doğalgaz fiyatları. Bu fiyatların sanayiye getirdiği maliyet. O maliyetin vatandaşa yansıması. Bunlar da elbette görüşüldü. Organize sanayi bölgelerinde üç günde doğalgazın kesilmesi, üretimin aksaması Cumhuriyet tarihimizde karşılaştığımız ilk olaydır. Bu kadar vahim bir tabloyu Türkiye hak etmiyor. Bu şunu açık ve net olarak gösteriyor. Türkiye yönetilmiyor, savruluyor. Sorunları çözme iradesi yok ortada. Sorunların arkasına takılıp giden ve savrulan bir iktidar var. Her açıdan kaygı verici bir tablo. Hiçbir öngörülerinin olmadığını da net ortaya koyan bir tablo.

“NE İÇİN DEPOLAR DOLDURULMUYOR?”

Size şu rakamları vereyim. Bakın 2021 yılının Ekim ayında depolama kapasitemiz yüzde 54. 2018’in Ocak ayında depolama kapasitemiz, depoda bulunan doğalgaz miktarı yüzde 73. 2019 Ocak’ında yüzde 72. 2020’nin Ocak’ında yüzde 60. 2021’in Ocak’ında açıklanmadı ama Ekim’inde yüzde 54. 2022’nin Ocak ayında depolama kapasitesi değil var olan doğalgaz yüzde 32 seviyesini bulmuş durumda. Devleti yöneten irade şunu görmek zorunda ‘Ya bu kışın doğalgaz kesilirse ne olacak?’. Var olan depolar doldurulmuyor, ne için doldurulmuyor? Neden sanayi üretiminde bu kadar ciddi bir aksaklığın oraya çıkmasına izin veriyor. Bu Türkiye’nin yönetilmediğini gösteriyor.”

ÜÇ YIL ÖNCE DEPOLAR YÜZDE 73 DOLU ŞİMDİ YÜZDE 32

Kılıçdaroğlu ve Babacan basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Kılıçdaroğlu, doğalgaz kesintisinin İran’dan kaynaklandığı yönündeki açıklamalara ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“İran hükümetinin yaptığı resmi açıklamaya inanmak zorundayız. Devlet bir açıklama yapıyorsa o açıklamanın doğru olduğuna inanmak zorundayız. Burada yeni bir sorun değil aslında, geçmişte de doğalgazda zaman zaman kesintiler oldu ama depolarımız doluydu. Sorun var olan depoların doldurulmaması. Düşünün 2018 Ocak’ında yüzde 73 depolar dolu, şimdi yüzde 32 seviyesinde. Ne için? O dönemin iradesiyle bugünün iradesi arasında ciddi bir fark var. O dönem kısmen de olsa yönetilebiliyor muydu diye ülke. En azından kısmen de olsa liyakatli kadrolar vardı. Şimdi kimse yok. Yüzde 32 seviyesine inmiş. Fatura sanayiciye çıkıyor.”

“BÜYÜK BİR UYUM VAR. ÖNÜMÜZDEKİ SÜREÇ İÇİNDE KONUŞACAĞIZ VE BÜTÜN GENEL BAŞKANLARIN KATILIMIYLA AÇIKLAYACAĞIZ”

Kılıçdaroğlu, altı muhalefet partisinin çalışmalarını ne zaman açıklayacakları konusunda “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemle ilgili çalışmalar yeni sonuçlandırıldı. Büyük bir uyum var. Önümüzdeki süreç içinde konuşacağız ve bütün genel başkanların katılımıyla açıklayacağız” dedi.

BAKAN NEBATİ’NİN SÖZLERİNE YORUM: “ANAYASA ASKIDAYSA, YASALAR DA ASKIDADIR”

Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Merkez Bankası ve politika faizinin “önemsizleştirildiğini” açıklamış, Merkez Bankası’nın bağımsızlığına ilişkin “Yok öyle bir şey, siyasetçi olarak biz sorumluyuz” demiş ve 2022 sonuna kadar enflasyonun yüzde 30’un altına inmesini beklemediklerini bildirmişti. Kılıçdaroğlu, Bakan Nebati’nin sözlerini şöyle yorumladı:

“Sayın Nebati aslında hepimizin bildiği bazı gerçekleri rahatlıkla dile getiriyor. Merkez Bankası’nın bağımsızlığı yok diyor. ‘Ben sorumluysam ne demek bağımsızlığı, dolayısıyla ben ne talimat verirsem yapmak zorunda’. Yasası öyle değil. Önemli değil Anayasa askıdaysa, yasalar da askıdadır. Dolayısıyla böyle bakıyor.

Politika faizi sorun olmaktan çıktıysa, diyorlardı zaten ‘Faiz doğru değil’ diye. O zaman sıfırlasınlar faizi. Talimat versinler, faizi sıfırlasınlar. Mesele de bitmiş olur.”

“RTÜK’ÜN BİR İNFAZ KURUMU HALİNE DÖNÜŞTÜĞÜNÜ BİLİYORUZ”

Kılıçdaroğlu, RTÜK’ün bugün TV kanallarına verdiği cezalar konusunda da şu yorumu yaptı:

“RTÜK’ün bir infaz kurumu haline dönüştüğünü biliyoruz. Normal gününü bile beklemeden, aldıkları talimatın gereğini yerine getiren, bağımsız iradesi olmayan bir kurum. Yaptığı uygulamalar da bu görüşümüzü haklı kılıyor. Televizyonların yayınlarına müdahale etme, onları cezalandırma. İktidarı eleştiren kanallara bu cezayı verme, iktidarı öven kanallara ise hiçbir yaptırımın uygulanmaması, çiftçe standardın uygulanması orayı infaz kurumu haline dönüştürmüş durumda. Başındaki kişinin de bağımsız iradesi olduğunu düşünmüyorum. Alınan talimatın gereğini yerine getiriyor.”

“DEMOKRASİNİN GELİŞMESİ AÇISINDAN ÖNEMSİYORUM”

Kılıçdaroğlu, HDP’nin sosyalist partiler ve oluşumlarla kurmak istediği ‘üçüncü ittifak’ konusunda da bir soru üstüne şu yorumu yaptı:

“Olabilir. Demokrasilerde üçüncü ittifak da olabilir. İki ittifakın dışında kalan diğer partiler bir araya gelebilir, üçüncü ittifakı oluşturabilirler. Demokratik standartlarımızın gelişmesi ve demokrasinin daha sağlıklı zeminde yürümesi açısından önemsiyorum.”

“EĞER BİR ENGEL VARSA GİDERİLMESİ LAZIM”

Kılıçdaroğlu, Kürtçe seçmeli dersle ilgili soruyu da şöyle cevapladı:

“Eğer bir engel varsa giderilmesi lazım. Yoksa insanlar bağımsız olarak herhangi bir yabancı dili, herhangi bir anadili öğrenebilirler. Bu konuda bir engel varsa, bu engelin de kaldırılması gerekir.”

Kılıçdaroğlu, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin Millet İttifakı’nın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’na cumhurbaşkanı adaylığı teklif edildiği iddiasına ilişkin “Sayın İnce’nin yaptığı açıklamayı bilmiyorum. Hangi haber kaynağına dayanıyor onu da bilmiyorum. Yorum yapma şansım da yok. Dolayısıyla öyle bir olay da yok” dedi.

“DİYARBAKIRLILARA SELAM GÖNDERİYORUM”

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine bu hafta yapılması beklenen Diyarbakır programı ile ilgili olarak da “Ayın 27’sinde gideceğim. Diyarbakırlılara selam gönderiyorum. Şuna kesinlikle inanıyorum. Bu ülkeye demokrasi gelecekse, bu ülkede herkes kimliğinden ötürü ötekileştirilmeyecekse, bunun yolu Diyarbakır’dan geçer. Diyarbakırlılara bunu anlatacağım, düşüncelerimi aktaracağım. Onların sorularını da büyük samimiyetle yanıtlayacağım."

BABACAN: GÜNDEMİMİZDE GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEME GEÇİŞİN YOL HARİTASI VARDI

Babacan, güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmalarını, ekonomiyi, RTÜK’ün kararlarını ve Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin Merkez Bankası’nın bağımsızlığı hakkındaki açıklamalarını ve enflasyon oranı ile ilgili söylemlerini değerlendirdi. Babacan, görüşmeye ilişkin, “Bugünkü görüşme gündemimizde ülkemizin sıkıntıları, bu sıkıntılı ortamdan çıkış, güçlendirilmiş parlamenter sistem ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin yol haritası vardı” dedi.

Babacan’ın konuşmasında dikkat çeken noktalar şöyle:

“ÜLKEYİ YÖNETENLERİN ARTIK ÇÖZÜM ÜRETME KAPASİTESİ KALMADI: Ülkemizin çok çok yoğun bir gündemi var her alanda sorunlar ve hepsi büyüyor. Son dönemde çözüm üretilen bir sorun yok. Her alanda krizler çoğalıyor ve şu anda ülkeyi yönetenlerin artık bu ülkenin sorunlarına çözüm üretme kapasitesi kalmadı. Türkiye’nin büyük potansiyelini açığa çıkacak, bu ülkenin demokraside de ekonomide de hak ettiği yer gelmesini sağlayacak bir değişime ihtiyaç var. 28 Ocak 2021 tarihinde CHP genel merkezine ziyaret etmiştim o ziyarette yaptığımız basın toplantısında ‘güçlendirişmiş parlamenter sistemle ilgili ikili bir çalışma sistemini başlattığımızı’ söylemiştik. Bu konuyla ilgili ortak bir çalışma başlatmanın önemli olacağını düşündük. Altı siyasi partiyle de bu konunun görüşülmesi ve geçiş süreci ile ilgili de altı siyasi partinin beraberce çalışacağı bir sürecin başlatılmasının önemli olacağı konusunda görüş birliğine vardık.  Türkiye’nin siyaset tarihinde önemli bir noktadır bu. Altı siyasi partinin mutabakatıyla belli noktaya getirilmesi son derece önemli bir noktadır.  Güçlendirilmiş parlamenter sistemin uygulanması en önemli konu. İlk seçimde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin nasıl çalışacağının yol haritası. Bu konuda da ortak bir çalışma başlatmanın önemli olacağını düşündük. Önümüzdeki süreçte süreç nasıl işleyecek adım adım bunun takibi yapacağız.

MERKEZ BANKASI REZERVLERİNİ TÜKETEN HÜKÜMET DOĞALGAZ REZERVLERİNİ DE DÜZGÜN YÖNETMEMİŞ: Sadece Merkez Bankası rezervleri tüketilmemiş arka kapıdan ülkenin doğalgaz rezervleri de dikkatli yönetilmemiş. Merkez bankası rezervlerini tüketen hükümet aynı savruklukla ülkenin doğalgaz rezervlerini de düzgün yönetmemiş. Doğalgaz depoları varken hele hele kışa girerken bu depoların tam kapasiteyle kullanılmamış olması affedilebilir bir hata değil. Şu andaki sistemin yürümediğini ülkeyi yöneten sistemin ve zihniyetin bu ülkeyi artık yönetemediğinin bir örneği daha. Stratejik petrol rezervleri doğalgaz depoları bir ülke için çok önemlidir. Dışa bağımlılığın olası risklerine karşı ülkeyi korur. Bunun için o kadar depolama kapasitesi oluşturuldu, yatırım yapıldı. Eğer kışın ortasında elimizdeki doğalgaz depoları boş şekilde kışa girdiysek bu çok ciddi yönetim zafiyetidir. Şu andaki ülkeyi yöneten zihniyetin başka bir vahim örneğidir bu.

DÖVİZ KURU KISA SÜREDE BU KADAR ÇIKMASAYDI NE ELEKTRİK NE DOĞALGAZ BU KADAR ARTARDI: Merkez Bankası politika faizi önemsiz de, eylülden bu yana yüzde 19’dan yüzde 14’e düşmesiyle eş zamanlı olarak vatandaşın faizine ne oldu ona bakmak lazım. Ticari kredilerin, ihtiyaç kredilerinin faizi 6-7 puan arttı. Dolayısıyla MB’nin uyguladığı faiz önemsiz de döviz eylülde 8.30’da şu an 13 buçuk dolaylarında. Bunları hükümetin açıklaması lazım. Yanlış zamanda yanlış iş yapmanın bedelini tüm toplum ödüyor. İnanılmaz yüksek elektrik, doğalgaz olarak toplum ödüyor. Dolar kuru kısa bir sürede bu kadar çıkmasaydı ne elektrik ne doğalgaz bu kadar artardı… Vatandaşlarımız şu anda sabrediyor. Hala bugün itibariyle vatandaşlarımızda pasif bir haykırış varsa bu pasif durumun tek sebebi seçim sandığıdır.

MERKEZ BANKASI KANUNUNU OKUMALARINDA FAYDA VAR: Merkez Bankası kanunu okumalarında fayda var. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor ‘Ben Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymuyorum’ diyor. Anayasayı hukuku hiçe sayan bir yönetim varsa Merkez Bankası bağımsız değil diyen bir bakanın olması çok şaşırtıcı değil.  Bugünkü hükümette hukuk yok keyfilik var. Açsınlar Merkez Bankası Kanunu’nu okusunlar. Bu konu gerçekten herkese zarar veriyor.

BİR ÜLKEDE SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İLE BAŞLAR: RTÜK yoluyla televizyon kanallarına verilen cezaların önemli bir kısmı hükümetin elindeki denetim sopasını kendi istediği çizgide yayın yapmayan kuruluşları yola getirme çabası olarak görüyorum. Bir ülkede sorunların çözülmesi ifade özgürlüğüyle başlar. Sorunları çözmenin yasak olduğu, eleştirel kuruluşların sürekli ceza gördüğü bir ülke hiçbir sorununu çözemeyen bir ülke olur.

ÜÇÜNCÜ İTTİFAK: Her siyasi partinin hür bağımsız kararıdır. Siyasi partiler arasındaki iş birliklerinin farklı boyutları olabilir bu ittifak veya seçim sonrası koalisyon olabilir. Kendi adımıza üçüncü ittifakla ilgili herhangi bir partiyle ilgili görüşmemiz yok.”

 

Kaynak: anka