İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı olarak Türk Hava Kurumu (THK) uçaklarının bakımına talip olmaları konusunda, “Dün aldığımız karar gereği, mevcut uçaklarımızın tadilatı, tamiratı, bakımı, onarımı; hatta filonun genişletilmesi ve bu filodan hizmet alma noktasında belediyelerimizin talebi olduğunu dile getirdik. Resmi başvurumuzu da bugün hazırlayıp sunuyoruz. 11 büyükşehir belediyesinin imzasıyla görüşmeleri başlatmak adına, bugün süreci başlatıyoruz” dedi.

İBB Başkanı İmamoğlu, plakaları taksi plakasına dönüştürülen minibüs ve dolmuşçuların teşekkür ziyaretinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanı olarak hükümete, THK’nın yangın söndürme uçaklarının aktif hale getirilmesi konusundaki çağrılarıyla ilgili olarak şunları söyledi:

"GÖZ BEBEĞİMİZ THK'NIN DÜŞTÜĞÜ DURUM HEPİMİZİ ÜZMEKTEDİR"

“Bu konuyu hükümetle belediyelerin ilişkisi üzerinden tartışmak, konuşmak, şu anki ülkenin yaşadığı bu sorunu görmemek, kendi kişisel hırsına yenik düşmek anlamına gelir. Bir kere çok içimiz yanıyor. Yani tarifsiz bir şey. Herkes eminim ki evinde başı önde, ‘Ne yapsam’ diye kara kara düşünür durumda. Biz de bu noktada ‘ne yapabiliriz’ çabası içindeyiz. Muğla'da olsun, Antalya'da olsun 300’e yakın personelimiz, en yetkin araçlarımızla İstanbul olarak, 16 milyon adına oradayız. Mücadelemiz sürüyor. Oradaki bütün mücadele eden vatandaşlarımıza, orman teşkilatına, itfaiye erlerine minnet duyuyoruz. Hayatını kaybedenler oldu; rahmet diliyorum. Ama günün sonunda, çare üretmeliyiz. Göz bebeğimiz THK, her çocuğun zihninde vardır bu ülkede. Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca en etkin, en saygın kurumlarımızın başındadır. Düştüğü durum hepimizi üzmektedir. Yani THK demek, Kızılay demek, hepimizin göğsünü kabartan kurumlar olmalı. Bu yönde atılan bu yanlış adımlarla geldiği bu durumda, biz etkin olmak istiyoruz.

"RESMİ BAŞVURUMUZU BUGÜN SUNUYOR, SÜRECİ BAŞLATIYORUZ"

11 büyükşehir belediye başkanı olarak dün aldığımız karar gereği, mevcut uçaklarımızın tadilatı, tamiratı, bakımı, onarımı; hatta filonun genişletilmesi ve bu filodan hizmet alma noktasında belediyelerimizin talebi olduğunu dile getirdik. Resmi başvurumuzu da bugün hazırlayıp sunuyoruz. 11 büyükşehir belediyesinin imzasıyla görüşmeleri başlatmak adına, bugün süreci başlatıyoruz. Bütün bu gelişmelerle ilgili de bugün Ankara'da Sayın Genel Başkanı’mızla da toplantımız olacak ve kendileriyle bu süreci, belediye başkanlarımızla beraber paylaşacağız. THK iyi olsa; THK’nın onlarca uçağı olsa hangarlarında; hele bu tür sıcak dönemdeki, küresel ısınmanın etkisi vesaire gibi birçok unsur üzerinden takip edilmesi gereken bir yaz döneminde onlarca uçağımız olsa, bir duman tüttüğünde oraya müdahale eden uçaklarımız olsa… ‘Yangın olmaz mı’ diyoruz; olur. Hep oldu, oluyordu. Ama bugün şu düştüğümüz durumu yaşamazdık. O bakımdan kararlıyız. Bugün de başvurumuzu yapacağız.”

"BU TÜR ULUSLARARASI ÇAĞRININ AYIBI YOKTUR”

İBB Başkanı İmamoğlu, yangın söndürme konusunda uluslararası yardım çağrıları ile buna verilen tepkiler konusunda ise “Dünyada nerede yangın olsa, bize çağrı yapılsa koşa koşa gitmeyi bir insanlık vazifesi olarak görürüz. Bu tür uluslara çağrının ayıbı yoktur. Yani hangi afet olsa, bazen işte Japonya'dan deprem için bize koşa koşa gelenler oldu veya başka afetlerde; bunun ayıbı olmaz. Yani bunun sıkıntılı hali olmaz" dedi.

"TABİİ Kİ SORUMLULAR SORGULANMALI, KİM BİZİ BU HALE GETİRDİ, GEÇ Mİ MÜDAHALE EDİLDİ" 

İmamoğlu, yangınların bu kadar büyümesi, yayılması konusunda sorumluların ortaya çıkarılması ve bunun hesabının sorulması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sorumluları sorgulamalı bu ülke. Kim bizi bu hale getirdi? Geç mi müdahale edildi? Öncesinde alınan tedbirler alındı mı, alınmadı mı? Sorumluluğun kimde olduğu belli. Yani ormandan sorumlu bu ülkedeki bakanlık ve kurumlar belli. Dolayısıyla buradaki ihmal ne? Ne yapılmadı? Bunlar ayrı. Ama hepimizin milli serveti yanan ormanlarımızı kurtarmaksa tabii ki bütün imkanlarımızla orada olacağız. Yetmezse komşu ülkelerimiz gelecek. Dünyanın farklı ülkelerinden insanlar gelecek. Dayanışma için olacağız. Biz çağırırlarsa gitmez miyiz? Gideriz. Yani dolayısıyla bu bir insanlık vazifesidir. Kaldı ki küresel ısınma dediğimiz şey, iklim değişikliği dediğimiz şey bir insanlık mücadelesi haline dönmelidir. Yani bunun İstanbul'u, Türkiye'si, Bulgaristan'ı, Bosna Hersek'i, Almanya'sı olmaz. Bütün dünyanın ortak mücadelesi. Afrika'da bir ateş ortalığı yakıyorsa ve imkanları yoksa, koşacağız. Yetmiyorsa koşacağız. Amerika Birleşik Devletleri olsa ne yazar; yine koşacağız. O bakımdan bütün ülkelerin bu dayanışma içerisinde olması bence alkışlanmalıdır. Bunun üzerinden gurur yapmak değil, ortak nasıl iş birliği yapılır ona bakılır. Benim bakışım bu.”

"SAYIN BAKAN SÖZLERİNDEN PİŞMAN OLMUŞTUR"

Yangın söndürme çalışmaları sırasında bazı müdahalelerde siyasi parti ayrımı yapıldığı iddiasıyla ilgili bir soru üzerine de İmamoğlu, "Bölgeden böyle duyumlar alıyoruz" dedi. İmamoğlu, şöyle konuştu:

“Bu bizim ilk defa yaşadığımız şey değil. Türkiye'nin siyasi ortamının ne yazık ki bürokrasiyi, ilgili kişileri… Bu hatta bakanlara kadar varıyor. Hele hele Sayın Bakan'ın bir talihsiz cümlesi var ki; ‘Belediyeler sorumludur.’ Herhalde söylediğine bin pişman olmuştur. Kanun belli, madde belli, husus belli, sorumlu kim, belli. Yani ‘Bir ateş, bir kıvılcım çıksa dahi sorumluyuz, müdahale ederiz’ diyen cümleleri ortada. Bütün bunlar varken bunu söylemiş olması bile siyasi bakışın odağını gösteriyor. Bundan uzak duralım. Bu iş siyaset meselesi değil. Zaten bu ülkede bürokrasi görevini yapsa, bu ülkenin memurları görevini yapsa, valileri görevlerini yapsa, bakanları görevlerini yapsa, belediye başkanları görevlerini yapsa bu ülkede başka bir şeye gerek yok. Yani her yerde söylüyorum: Siyaset bir araçtır. Partiler bir araçtır; amaç değildir. Yani bu anlayışla hareket ettiğimiz takdirde, zaten bu ülkenin bir sorunu kalmaz. Konuştuğumuz hiçbir konunun üstünde bu kadar tepinmeyiz. Bu bakımdan ne yazık ki bu tür tutumları, bu tür uygulamaları duyuyoruz. Bu da üzücü. Ama bunları çok da yüksek tonda dillendirmiyoruz. Bazen de uyarıyoruz. Çünkü amaç ne? Vatandaşımıza hizmet. Amaç ne? Afetten bir an önce sıyrılmak. Bu tür konuları yürütürken, ya Allah aşkına, siyasi söylem, siyasi dil vesaire yanlıştır. Ama takip ediyoruz tabii. Denetimli bir şekilde takip ediyoruz.”

"BİLİM VE TEKNİK KURULU’NU HIZLICA KURACAĞIZ"

“Şunu da söyleyeyim: Tabii ki şu an tek amacımız yangının söndürülmesi ama, biter bitmez yaraların sarılması, oradaki kentsel hizmetlerin aksayan taraflarının giderilmesi konusunda -ki bütün bu noktalarda hazırlıklıyız- Bilim ve Teknik Kurulu kuracağız hızlıca" diyen Ekrem İmamoğlu, şunları dile getirdi:

"11 büyükşehir belediye başkanının topluma mesaj vermesi, bu mesajın yanı sıra belediyelere yön vermesi, kurumlara çağrı yapması noktasında sıkı bir Bilim ve Teknik Kurulunu, tabanında küresel ısınmayla mücadele olan, ormanların yangınla olan mücadelesini tanımlayan bir Bilim ve Teknik Kurulu. Aynı zamanda, bu yanan alanların bundan sonra en iyi şekilde, o yerin ekolojisine göre en hızlı şekilde nasıl tedavi edileceği, tamir edileceği boyutuyla da takipçisi olacağız. Tek bir metrekaresinin yapılaşmasına müsaade edilmemesi için sıkı bir takibi belediyelerimiz üzerinden -başta Muğla ve Antalya Büyükşehir Belediyemiz ve başkanlarımız üzerinden- yapılacak. Biz de yanlarında olacağız. İnşallah hep birlikte bu sürecin yaralarını en hızlı şekilde sararız. Ama şunu da unutmayalım: Bu işin sorumluları vardır. Bu işin içinde ihmaller vardır. Net gözüküyor. Bu işin soruşturulması, ihmalin sahibi kimse, bunun cezasının hukuk eliyle mutlaka verilmesi konusunda da takipçi olacağız. Tabii ki bunun kurulları var, kurumları var. Biz sadece çağrı yapabiliriz. Mutlaka bunun denetleniyor ve takip ediliyor olmasını istiyoruz.”

Kaynak: anka