İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Her yerinden basiretsizlik akan bir zihniyetin keyfine bu ülkeyi terk etmeyeceğiz” sözlerine; "Vardır ya; çok imrenirsen tırnaklarını yer gibi izlersin, sanki beni öyle izliyor Ankara’dan. Ne mutlu bana. Yanlış bilgiler de var, uyaralım ama dediğim gibi davet ediyorum gelsin gezelim, yaptıklarımızı gösterelim, yapacaklarımızı anlatalım burada yerinde gösterelim bize mutluluk verir” dedi.

İmamoğlu, Erdoğan'ın haziran ayının sonunda Kanal İstanbul için ilk temelin atılacağına yönelik açıklaması ile ilgili de "Temel atma töreni diye bir şey yok. Şu anda yapılmak istenen; bir abur cubur işle, henüz izni alınmamış, doğru dürüst kurumlarla yazışma yapılmamış bir biçimde bir başlangıç yapılmaya çalışılıyor" değerlendirmesini yaptı.

İBB, Maltepe Orhangazi Şehir Parkı’nda bulunan Maltepe Sahil Spor Tesisi’ndeki yenileme çalışmalarını tamamladı. Tenis kortlarındaki dönüşüm faaliyetleri kapsamında, kortların üzeri ve çevresi tamamen kapatıldı. Zeminin genişletilerek yenilendiği tesiste, ulusal ve uluslararası müsabakaların izlenebilmesi için bin 56 kişilik bir tribün yapıldı. Bu eklemeyle birlikte kortlar, her türlü hava koşulunda yılın 365 günü kullanılabilir duruma getirildi.

Yenilenen tesisler, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımıyla açıldı. İmamoğlu'na törende Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Murat Yazıcı, İBB Spor Kulübü Başkanı Fatih Keleş ve Spor AŞ Genel Müdürü Renay Onur eşlik etti.

“CUMHURBAŞKANI İCRAATLARIMIZI VE BİZİ TAKİP ETMEYİ ÇOK SEVİYOR”

İBB Başkanı İmamoğlu, yaptıkları hizmetleri anlatmaktan çok heyecan duyduğunu söyledi. Halkın da kendisini, İBB’nin hizmetlerini yakından takip ettiğini anlatan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Açıkçası; beni Sayın Cumhurbaşkanı’nın takip etmesi mutlu ediyor. İcraatlarımızı ve bizi takip etmeyi çok seviyor. Bundan da gerçekten çok mutlu oluyorum. Şunu da hissediyorum: İçten içe sempati duyduğunun da farkındayım. Bu sempatisini de çok beğeni ile karşılıyorum. Hatta bir hayranlık duygusunun oluştuğunu hissediyorum. Aklından çıkmıyor. Biraz da sanki imreniyor gibi. Yani imrenerek izlediğinin de farkındayım. Vardır ya; çok imrenirsen tırnaklarını yer gibi izlersin, sanki beni öyle izliyor Ankara’dan. Ne mutlu bana. Bundan mutluyum. Gerçekten sıkı bir takipçimiz olduğunu düşünüyorum.

“İSTANBUL’U GEZDİRMEK İSTERİM”

Bazen bedava süt dağıtıyoruz; onu anlatıyor. Metroları yapıyoruz, on tane metroyu harekete geçiriyoruz; dayanamıyor onu anlatıyor. Gerçekten ilgisine teşekkür ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız bir düşünürse, bir gün İstanbul turunu onunla yapmak isterim. Yani şu İstanbul’u bir gezdirmek, ona, bilmediği hatta bazen yanlış anlatılan icraatlarımızı bizzat yerinde anlatmak isterim. İsterse halı sahada bir maç bile yaparız kendisiyle. Tenis de oynarız. Bu keyifli geziye kendilerini davet ediyorum. İlgisini lütfen kaybetmesin. İmrenerek izlemeye devam etsin. Bu yönüyle esas olarak hoşuma giden halkımızın bu sıkı takibi. Hepinize yürekten teşekkür ediyorum. Bizi izlemeye devam edin. Çünkü sizlerle üretiyoruz, sizin paranızı, sizin bütçenizi, kuruşuna kadar bu şehrin hayrına, bu şehrin en güzel işlerine, bu şehrin geleceğine, bu şehre asla zarar vermeden zarar veren unsurları da bertaraf ederek hizmet etmeye devam edeceğiz.”

Konuşmaların ardından İBB Yaz Spor Okulları’nda eğitim görecek çocuklardan oluşan takımlar, gösteri maçı yaptı. Tesisin açılış kurdelesini çocuklarla birlikte kesen İmamoğlu, gazetecilerin sorularını da burada yanıtladı. İmamoğlu’nun sorulara yanıtları şöyle oldu:

“ERDOĞAN'IN ‘BASİRETSİZLİK AKAN ZİHNİYET’ SÖZLERİNE YANIT: Az önce de söyledim; imreniyor, gıpta ediyor. Bizi, iyi takip ediyor. Bundan mutlu oluyorum. Açıkçası bu mutluluğundan herhalde bazen ne söyleyeceklerini şaşırıyorlar. Yanlış bilgiler de var; uyaralım. Davet ediyorum; gelsin, gezelim. Yaptıklarımızı gösterelim, yapacaklarımızı burada anlatalım, yerinde gösterelim. Bize mutluluk verir. Ama yanlışlarını düzeltelim. Yani biz biyolojik arıtmaya ‘hayır’ dedik, ihaleyi iptal ettik falan değil. Biz, biyolojik arıtmanın yapılacağı yere, biçimine karşı geldik ve Silahtarağa’yı kurtardık. Eyüpsultanlılar, Kağıthaneliler; o güzelim Silahtarağa’da 250 bin metrekare, o kadar önemsenen Haliç kıyısında, binlerce ağacın yok olacağı projeyi oradan kaldırdık. Bunun gibi, örneğin yıllardır ihmal edilmiş Şile’yi biz temizliyoruz; yıllardır ihmal edilmiş Beykoz’dan Boğaz’a yapılan atıkları biz bağlıyoruz sisteme. Yüzlerce noktasında İstanbul’daki su baskınlarını biz ortadan kaldırıyoruz. Belki, geçmişteki arkadaşlarının yapamadıklarını, ihmal ettiklerini biz yapınca böyle bir psikolojiye bürünüyorlar. İnsan heyecanlanınca böyle tırnağını yiyerek gıptayla izler; biraz öyle izlendiğimi hissediyorum. Bundan da mutluluk duyuyorum. Dediğim gibi; davetimiz büyüktür. Buyursunlar, gelsinler.

"MİLLET AÇSA SİZ DOYURUN’ YERİNE, ‘BİRLİKTE ÇÖZELİM’ DEMELİYDİ: ‘Millet açsa, onları da siz doyurun’ açıklaması talihsiz açıklama. Yani, ‘millet açsa’ diye bir tarif olmaz. Milletimiz aç, sıkıntısı var. Ama şöyle denseydi daha iyi olurdu: ‘Gelin bu sorunu hep beraber çözelim. Gelin bu soruna hep beraber katkı sunun, milletin işsizliğine, aşı olmayan hanelerin bu sorununa hep beraber çözüm bulalım.’ Bu, çok kıymetli bir söz olurdu. Bu şekilde söylenmesi talihsizlik. Ama, dün Genel Başkan’ımın da ifade ettiği gibi; biz, CHP’li belediyeler olarak gerçekten muazzam işler yaptık. Bu zor günlerde, sadece İstanbul’da milyarlarca lira ile vatandaşımızın yanında olduk. Bunları son faaliyet raporunda da rakam rakam açıkladım. Onun için, iyi ki bu dönemde biz vardık. İyi ki bu dönemde, vatandaşın yanında olan belediyeler vardı. Olmaya da devam edeceğiz. Ama bundan sonra, bu tür sorunların çözümü, ‘Açsa, siz doyurun’ değil, ‘Gelin bu sorunu hep beraber çözüm bulalım’ anlayışıdır. Zaten biz onu temsil ediyoruz.

VATANDAŞIN VATANDAŞA YARDIMINA TAHAMMÜL EDEMEDİLER: (Yardım kampanyasının bloke edilmesi) Bir vatandaşın, başka bir vatandaşa yardım eli uzatmasına dahi bloke kondu bu ülkede. Bu talihsizlik. O paralar, bir yıldır bloke edilmiş şekilde hesapta duruyor. 5 milyona yakın bizim, Ankara’nın ve diğerler belediyelerin var. Buna bile tahammül edemeyen bir anlayışın dile geliş biçimi herhalde bu.

ATILACAK TEMELİN KANALLA İLGİSİ YOK: (Kanal İstanbul için ilk temel bu ayın sonunda atılacak açıklaması) Temel atma töreni diye bir şey yok. Şu anda yapılmak istenen; bir abur cubur işle, henüz izni alınmamış, doğru dürüst kurumlarla yazışma yapılmamış bir biçimde bir başlangıç yapılmaya çalışılıyor. Arkadaşlarımla süreci tahlil ediyoruz. İstanbul’un her metrekaresinden bizim haberlerimiz var. Şu anda araştırma içinde olduğumuz, araziler üzerinde yapılan bazı uygunsuz ve hukuka uygun olmayan işlemlerin içerisinde bulunuyorlar. Yapılan ve söylenen temel atma işi, aslında bir yol yapımı. Kanal ile uzaktan yakında ilgisi yok. Ancak onun bile bile yapılma biçimi uygunsuz, hukuksuz. Süreci analiz ediyoruz. Belki de birkaç gün içerisinde bu anlamda yerinden, nasıl hukuksuz, usulsüz işlemler yapıldığını vatandaşlarımla paylaşacağım. Takip ediyoruz. Bu şehrin teminatı olmaya, bu şehrin koruyucusu olmaya 16 milyon adına söz vermiştim. O tutarlılıkla sonuna kadar, bütün cesaret, mücadele ve azmimizle devam edeceğiz. Tek bir vatandaşımız dahi şüphe duymasın.”

 

 

Kaynak: anka