İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), "Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu" düzenledi. Yunus’un hoşgörü dili, Hacı Bektaş’ın tüm insanlığı kucaklayan felsefesi, Ahi Evran’ın birlik ve dayanışmayı merkeze alan anlayışıyla hareket etmeye özen gösterdiklerini belirten İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Ahi Evran’ın ekonomik öngörüleri bugüne de ışık tutuyor. Hele hele bugünün dünyasında, herkesin ‘Ben bilirim’ dediği ortamda, aslında paylaşmanın ne kadar derin bir zenginlik yaratacağına örnek olacağının da altını çizmek isterim. Bizim yöneticilerin, böyle bir derinlikten sürekli ders almaları gerektiğini ifade etmek isterim” dedi.

İBB'nin, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle düzenlediği "13. Yüzyıl Tasavvuf Düşüncesi ve Günümüze Etkileri: Anadolu’da Aşkın, Işığın ve Kardeşliğin Kaynağı Olarak Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu" iki gün sürecek. Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan sempozyumun açılış konuşmasını, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptı.

13. yüz yıl Anadolu’sunun erdem, hoşgörü, barış ve dayanışmanın boy verdiği bereketli bir toprağa benzediğini vurgulayan İmamoğlu, UNESCO’nun 2021’i; Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750. yıl dönümü, Yunus Emre’nin vefatının 700. yıl dönümü ve Ahi Evran’ın doğumunun 850. yıl dönümü olarak kutlamasının da bunun kanıtlarından bir olduğunun altını çizdi. Her 3 ismin de evrensel ve kendi çağını aşan kimlikler olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Bu anlamda 13. yüzyıl; Thomas Aquinas’ı, Dante’yi, William of Ockham’ı (Ockhamlı William) Yunus’la, Hacı Bektaş’la ve Ahi Evran’la yan yana getirmiştir. Bu eş zamanlılık dahilinde barışın ve kardeşliğin diliyle evrensel bir söz inşa edilmiştir” dedi.

Ekrem İmamoğlu'nun konuşması, satır başlarıyla şöyle:

“DEYİŞLERLE, NEFESLERLE YAN YANA DURDUK: İBB olarak, bu kapsamda, festivalden sergilere, yayınlardan sempozyuma dek geniş bir yelpazede çalışmalar yapmaya gayret ettik. Hacı Bektaş ilçesine, imar faaliyetlerinden restorasyon çalışmalarına kadar birçok destek sunduk. Verdiğimiz desteklerle bu kutsal mekânın hak ettiği saygınlığa ulaşması için destek sağladık. Hacı Bektaş’la, İstanbul arasında bir köprü vazifesi gören ‘Serçeşme Hünkâr Hacı Bektaş Veli Festivali’nde kardeşliğin, insanlığın ve adaletin buluşmasını, coşku içinde gerçekleştirdik. Deyişlerle, nefeslerle yan yana durduk.

HERKESİN ‘BEN BİLİRİM’ DEDİĞİ ORTAMDA ERENLERİMİZ BİZE IŞIK TUTUYOR: Restorasyon çalışmalarının bitirilmesiyle beraber, birbirinden değerli eserlerin sergileneceği Feshane’deki 'Tasavvuf Kültürü Müzesi'ni İstanbul’a kazandıracağız. Yunus’un hoşgörü dili, Hacı Bektaş’ın tüm insanlığı kucaklayan felsefesi, Ahi Evran’ın birlik ve dayanışmayı merkeze alan anlayışıyla hareket etmeye özen gösteriyoruz. Ahi Evran’ın ekonomik öngörülerinin bugüne de ışık tuttu. En sıkıştığımız anda, belki de bugünün ekonomi tariflerinin, teorilerinin daha ötesinde bir takım temel zemin ifadelerini, felsefesini oluşturan kavramlarıyla buluşmayı çok değerli buluyorum. Hele hele bugünün dünyasında herkesin, ‘Ben bilirim’ dediği ortamında, aslında paylaşmanın ne kadar derin bir zenginlik yaratacağına örnek olacağının da altını çizmek isterim. Anadolu'nun bu güzelliklerini bir kez daha yaşayalım istiyoruz. Başta bizim gibi yöneticilerin görev yaparken, bu toprakların derinliğini yaşamalarını, hissetmelerini, istendiğinde birkaç yüz sene öncesine gidip, nasıl bir medeniyet, nasıl bir kültürün buluştuğu bir ortamda görev yaptığını düşündüğünde, çok daha titiz, çok daha özenli, çok daha gayretli olacağını hissettiriyoruz. Bizim yöneticilerin, böyle bir derinlikten sürekli ders almaları gerektiğini ifade etmek isterim.

ACABA LAYIK MIYIZ?: Acaba layık mıyız? Acaba hakkını verebiliyor muyuz? Acaba bugün, o dönemden bize aksettirilen ya da nakledilen mirası değerlendirebiliyoruz muyuz? Geleceğe daha güçlü şekilde aktarabiliyor muyuz diye de soru sorarak, cevaplarını uygulamalarımızda bularak, bulamadığımız noktada ya da bunu ifade edemeyen, gösteremeyen kişiler olduğu noktada da buna direnişimizi akılla, ilimle, sabırla göstererek o insanlara karşı da tedbirli davranarak, topluma yakışan ortamları var etme konusunda titizlikle çalışmanın da şart olduğunu ifade etmek isterim bir yönetici sorumluluğuyla. Değerli hocalarımız, araştırmacılarımız ile bugün bu mirası ve tarihsel zemini birlikte düşünmeyi, tartışmayı hedefliyoruz. Anadolu’da aşkın, ışığın ve kardeşliğin kaynağına varmak istiyoruz. Yunus Emre’nin 'Gelin tanış olalım / İşi kolay kılalım / Sevelim sevilelim / Dünya kimseye kalmaz' dediği gibi.  

Etkinlikte, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bülent Bilmez ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat da birer konuşma yaptı. UNESCO Türkiye Milli Komisyon Başkanı Prof. Dr. Öcal Oğuz ise sempozyuma çevrimiçi katılarak, kısa bir sunum yaptı.

SEMPOZYUMDA NELER KONUŞULACAK?

"13. Yüzyıl Tasavvuf Düşüncesi ve Günümüze Etkileri: Anadolu’da Aşkın, Işığın ve Kardeşliğin Kaynağı Olarak Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran Sempozyumu"nda Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran’ı var eden, onlarla yeni bir kimlik kazanan ve Anadolu coğrafyasını yüzyıllar içinde dönüştüren kültürel miraslar ele alınacak. Sempozyum ile aynı zamanda 2021 UNESCO Anma Yılı kapsamında 13. yüzyılın dünyasına ışık tutulacak. Farklı disiplinlerden araştırmacıların katılacağı organizasyonda, kavram ve kişilerin küresel bağlamı ön plana çıkacak. Ahi Evran, Hacı Bektaş ve Yunus Emre’nin düşünceleri, ortaya çıktığı tarihsel bağlamlar ve sonraki yüzyıllar üzerindeki etkileri tartışılacak. 21. yüzyıl için çıkarılabilecek kazanımlar konuşulacak.

Kaynak: anka