Muğla'nın Milas ilçesine bağlı İkizköy'deki Akbelen Ormanı'nda açılmak istenen kömür ocağına karşı mücadele veren ve yaklaşık üç aydır doğa nöbetinde olan köylüler, iki gün önce bilirkişi heyetinin bölgeye keşif için geldiği sırada avukatlarının ve dernek üyelerinin engellenmek istediklerini söylerken, "Bütün bu haksız müdahalelerin ve hakaretlerin İkizköy halkının haklı davasında kömür madenini yarattığı çıplak gözle görülebilen ekolojik yıkımı bilim insanlarının dikkatinden kaçırma çabası olduğuna inanıyoruz" dediler. 

Milas'a bağlı İkizköy'de yer alan 700 dönümlük Akbelen Ormanı'nda termik santrallerde kullanılmak üzere kömür ocağı açılmak isteniyor. Muğla 1'inci Bölge İdare Mahkemesi'ne ormanda ağaç kesiminin iptali üzerine açtıkları dava kapsamında geçtiğimiz salı bilirkişi heyeti bölgeye gelerek keşfi tamamladı.

Muğla 1'inci Bölge İdare Mahkemesi'nin atadığı hakimin, bilirkişi heyetinin keşfi sırasında köylülerin avukatları İsmail Hakkı Atal ve Arif Ali Cangı'ya "ruh hastası" dediği ileri sürüldü. Avukatlar Atal ve Cangı ile birlikte keşfi gözlemci olarak izleyen Adana Barosu avukatı Şiar Rişvanoğlu, dilekçe yazarak reddi hakim talebinde bulunurken keşfin yenilenmesini talep ettiler. 

"NEDEN ORMAN KALMASI GEREKTİĞİNİ BİLİM İNSANLARINA DOĞRUDAN AKTARABİLECEKTİK"

Bugün köylerinde açıklama yapan İkizköylüler, keşfe ilişkin, "Yeniköy – Kemerköy Elektrik Üretim AŞ’ye Akbelen Ormanı’nda kömür madeni işletmesi için verilen iznin iptali istemiyle açtığımız davada aylardır heyecanla beklediğimiz bilirkişi keşfi vardı. Nihayet bilim insanlarından oluşan bir heyet Akbelen Ormanı’nın İkizköy için, biz yöre halkı için ve doğa için ne anlama geldiğini tarafsız bir gözle yerinde gözlemleyecek inceleyecekti. Ormanımızın neden orman kalması gerektiğini bilim insanlarına doğrudan aktarabilecektik" dediler. 

"MAHKEME HEYETİ, BULUŞMA NOKTASINDA DURMADAN GEÇTİ, GİTTİ"

Köylüler, keşfin bekledikleri gibi gitmediğini ifade ederlerken, "Maalesef keşif umduğumuz gibi gelişmedi. Başlangıçta, mahkeme heyeti planlanan buluşma noktasında durmadan geçti, gitti. Buluşma noktasında biz, İkizköylüler ve Akbelen Ormanı’na sahip çıkan yaşam ve doğa savunucusu dostlarımız vardı. Yanımızda durmadılar. Avukatlarımız, heyetin yerini tespit edip alana ulaşıncaya kadar keşif, davacı taraf olan biz İkizköylüler temsil edilmeden başlandı. Avukatlarımızın ısrarlı taleplerine rağmen keşfe KARDOK Derneği Yönetim Kurulu üyelerimiz ve uzmanlarımız alınmadı. Oysa şirketin çok sayıda yöneticisi keşifteydi" sözleriyle eleştirdiler. 

"EKOLOJİK YIKIMI BİLİM İNSANLARININ DİKKATİNDEN KAÇIRMA ÇABASI OLDUĞUNA İNANIYORUZ"

Keşif sırasında Hakim Yüksel'in avukatlara hakaret ettiğini, sözlerinin de sık sık kesildiğini öğrediklerini söyleyen köylüler, şunları dile getirdiler: 

"Maalesef iş bir noktada Murat Yüksel isimli bu hakimin, avukatlarımız Arif Ali Cangı ve İsmail Hakkı Atal’a keşfe gözlemci olarak katılmış Adana Barosu avukatı Şiar Rişvanoğlu’na ve İkizköy Çevre Komitesi gönüllüsü Deniz Gümüşel arkadaşımıza hakaret içeren sözler etmesine kadar varıldı. Bütün bu haksız müdahalelerin ve hakaretlerin İkizköy halkının haklı davasında kömür madenini yarattığı çıplak gözle görülebilen ekolojik yıkımı bilim insanlarının dikkatinden kaçırma çabası olduğuna inanıyoruz. Maddi bir beklentileri olmasınız mücadelemize gönülden ve tüm güçleriyle destek veren değerli avukatlarımıza yapılan hakaretleri İkizköy halkına da yapıldığını düşünüyoruz. Avukatlarımıza yapılan hakaretler biz yurttaşların adalete erişim hakkını ve savunma hakkını kısıtlamaktır. Kabul edilemez, bağışlanamaz."

"HAKARETLER, KISITLAYICI MÜDAHALELER, SALDIRILAR BİZİ DURDURAMAYACAK"

Doğalarına, yaşam alanlarına sahip çıkmaya devam edeceklerini vurgulayan köylüler, "On yıllardır Akbelen Ormanı’nı ve Işıkdere Mahalle’miz gibi pek çok doğal ve kültürel değerimizi yaşamlarımızı yok ederek ilerleyen kömürün önünde avukatlarımızla birlikte insanca yaşam hakkımızı savunmak için duruyoruz. Yaşam hakkı mücadelemizi, yargının önünde yasalar, anayasa ve evrensel insan hakları çerçevesinde avukatlarımızın desteği ile yürütmeye devam edeceğiz. Adalete erişim ve savunma hakkını sonuna kadar kullanacağız. Hakaretler, kısıtlayıcı müdahaleler, saldırılar bizi durduramayacak" dediler. 

 

Kaynak: anka