CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İzmir İl Başkanlığı binasında düzenlenen silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ın öldürülmesi ile ilgili olarak, TBMM’de "Sokakta muhalefete her türlü şiddeti gösteren güvenlik güçleri büyük bir nezaketle ve şefkatle bu katili kucakladı ve kendisine 'Adın ne abiciğim?' dedi. Bunun arkasındaki güçler kimlerdir, ilişkileri nelerdir?" diye sordu.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanvekili ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Meclis Genel Kurulu’nda bugün yaptığı konuşmada, HDP İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen silahlı saldırıda Deniz Poyraz’ın öldürülmesini gündeme getirdi. Tanrıkulu şöyle konuştu:

"BİRİNCİ ÇERÇEVE SİYASETİN DİLİ: Vahim bir olayla karşı karşıyayız ve bu vahameti doğru değerlendirmek lazım. Ben üç çerçevede değerlendireceğim. Birincisi bu olaydan önceki siyaset iklimi. Siyasetin dili HDP’yi ve bir bütün olarak muhalefeti hedef gösteren, düşmanlaştıran ve bir nefret söylemi içerisinde gelişti maalesef. Son olarak da İzmir’de bu vahim olay gerçekleşti ve bir yurttaşımız, kardeşimiz vahim bir biçimde yaşamını yitirdi. Yani birinci çerçeve siyasetin dili. 

KATLİAMA ZEMİN HAZIRLANMIŞ: İkinci çerçeve bu olay sırasında güvenlik güçlerinin ve yargının aldığı tutum. Herkes izleniyor, takip ediliyor. Onlarca kez o binaya giren çıkan, şüpheli hareketleri olan, kursa yazılan bir şüpheli takip edilmemiş, izlenmemiş ve yaklaşık 15 - 20 dakika adeta orada bu katliamın yapılmasına zemin hazırlanmış.

GÜVENLİK GÜÇLERİ ŞEFKATLE KUCAKLADI: Sokakta muhalefete her türlü şiddeti gösteren güvenlik güçleri büyük bir nezaketle ve şefkatle bu katili kucakladı ve kendisine ‘Adın ne abiciğim?’ dedi. Bunun arkasındaki güçler kimlerdir, ilişkileri nelerdir? Evi bile tutuklandıktan sonra arandı. Ortalama bir yurttaşımıza bir muhalife böyle mi davranılıyor? Bir şüpheliyi cezaevine koyduktan sonra ondan bilgi alamazsınız. Neden 20 saat gözaltında kaldı, neden araştırılmadı bütün bu ilişkiler?

CİNAYET MEŞRULAŞTIRILIYOR: Cinayetten sonra siyasetin ve çevrelerin maktulün ölen kardeşimizin siyasi ve etnik kimliği üzerinden bu cinayeti meşrulaştırmasıdır. Bakın en tehlikelisi budur. Bu meşrulaştırma kimlik üzerinden bir yargı kararı olmadan, bir maktulün etnik ve siyasi kimliği üzerinden meşrulaştırmak ancak bu katile, bu ırkçı faşist katile cesaret verir ve bundan sonra yapacaklara da bir iklim hazırlar. Bu son derece tehlikelidir. Dolayısıyla bu olayın araştırılması lazım. Eğer bu olay İzmir gibi bir yerde gerçekleştirildi, başka yerlerde gerçekleştirilirse kimse bunun önünü alamaz. Adeta ırkçı faşistlere bir zemin hazırlandı."

 

Kaynak: anka