HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, “Yolsuzluk, hırsızlık, usulsüz harcama, haksız kazancın bu kadar arttığı bir ülke ve iktidarda, gerçekten yolsuzluk ve hırsızlık karşısında samimi tutuma sahipseniz, ‘Nereden Buldun Yasası’nı hep birlikte çıkartalım. Bürokratlar ve siyasiler başta olmak üzere herkes bu kanun kapsamına alınsın. ‘Nereden buldun’ sorusunun cevabını vermek zorunda kalsın. Bu kanun teklifini Meclis’e veriyoruz” dedi.

HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, TBMM’de basın toplantısı yaptı. Oluç’un açıklamaları özetle şöyle:

“BİR CÜMLENİN İÇİNDE KAÇ TANE YANLIŞ OLABİLİR?: Halkla alay ediyorsunuz, halkı kandırmaya çalışıyorsunuz, halkı aptal yerine koyuyorsunuz. Bütün bu söylediklerimizin son cisimleştiği kim? Dün itibarıyla, Sayın Akbaşoğlu. Gerçek olduğu ortaya çıktı, tüm söylediklerimizin. Sayın Akbaşoğlu, ne beklerdik biliyor musunuz sizden? Halkı aldatmaya ve kandırmaya çalıştığınız için halktan özür dilemenizi beklerdik. Burada çıkıp basın toplantısında, ‘Halkı aldatmaya teşebbüs ettim, özür dilerim’ demenizi beklerdik ama sizde böyle bir şey yok. 20 kelimeye bile varmayan cümlenin içinde kaç tane yanlış olabilir?

BÜTÜN VERİLER YANLIŞ: Bu soruyu sorsam yanıt veremezsiniz. Akbaşoğlu, dün televizyonda; ‘Fransa’da 150 euroya yapılan alışveriş yüzde 7’lere varan enflasyon nedeniyle artık 750 Euro. Yüzde 7, yani 7 kat’ dedi. Buradaki yanlışlara bakın. Yüzde 150 euronun 7 katı 750 değil. Matematik bilmiyor, birincisi bu. Yüzde 7 artış demek, 7 kat artış demek değil. Yine matematik bilmiyor. Üçüncüsü, Fransa’daki enflasyonla ilgili bilgi veriyor. Fransa’daki enflasyonla ilgili gerçek bilgiye sahip misiniz de bunu veriyorsunuz? Fransa’da TÜİK’in muadili olan, Fransa Ulusal İstatistik ve Ekonomik Çalışmalar Enstitüsü, ocak ayı enflasyonunu yüzde 0,1 artarak yüzde 2,9’a yükseldi, demiş. O verisi de yanlış. Gıdada yüzde 1,5 enflasyon var, mamul ürünlerde yüzde 1,2. Bütün verileri yanlış. Euro bölgesindeki enflasyona baktık acaba çok büyük bir artış mı olmuş, diye. Yüzde 5,1 yıllık artış. O da yanlış. Almanlar 2015’te 100 euroya aldıkları gıdayı 2022 Ocak ayında 117,7 euroya alabiliyormuş. Almanya için de bu geçerli değil, o veriler yanlış. Peki niye yanlış veriler kullanılıyor? Dert ne? Dert halkı aldatmak, kandırmak. 

MATEMATİK BİLMEYEN ZİHNİYETLER KARAR ALIYOR: Bu ülkede yaşayan insanların, işçinin, emekçinin, çiftçinin, kadının, gencin, esnafın kaderine dair bu matematik bilmeyen zihniyetler karar alıyorlar. Gençlerin yüzde 76,7’si ‘politikacılara hiç güvenmiyorum ve güvenmiyorum’ demiş. Kimin sayesinde? İşte Akbaşoğlu ve arkadaşları sayesinde. Akbaşoğlu, çıkıp halktan özür dilemelidir. Sizi kandırmaya çalıştım, bir cümlenin içinde 4 tane yanlış ve yalan veri kullandım, bundan dolayı özür diliyorum, demelidir. Ama biraz evvel basın toplantısı yaptı. Bu konuda herhangi bir şey var mı? Yok.

KRİZİ YARATAN SİZSİNİZ: Tayyip Erdoğan, ‘istikrara kavuştu’ dediği dolarla ilgili 12 Şubat 2020’de, muhalefeti kastederek; ‘Bunlara göre dolar 10 lira olacak. Enflasyon yüzde 30’u aşacak. Hazine iflas edecek. Ne oldu? Bunların hiçbiri oldu mu?’ demişti. E ne oldu? Dolar çıkmış 13,6’ya. ‘İstikrara kavuştu’ dediği 13,06’da istikrara kavuşmuş. Muhalefet enflasyon yüzde 30’u aşacak demiş. Muhalefet insaflı davranmış. Enflasyon ne oldu? TÜİK’in sahte verilerine göre bile yüzde 50’ye geldi. Bağımsız kuruluş araştırmaları yüzde 100 diyor. Hazine iflas edecek dedi. Etmedi mi? Hazine’nin durumu nedir? Bütün ekonomistler bunu konuşuyor. İstikrar dedikleri şey, aslında muhalefetin ‘içine düşeceğiniz durum budur’ dediği şey. Orada istikrara kavuştuğunu söylüyor. Tayyip Erdoğan, ‘Bu fiyatlar gelip geçici’ diyor. Tabii, bu fiyatlar gelip geçici onu biliyoruz. Daha zor günlerle karşı karşıya kalacağız onu biliyoruz. Ama hayal ticareti yapmayın. Hayal satmanın peşinde koşmayın. Krizi yaratan sizsiniz, ekonomik ve sosyal krizi. Bunu söylememek için aylarca direndiniz şimdi direniyorsunuz artık. Bu krizi yaratan sizsiniz, enflasyonu yaratan sizsiniz. Engin ekonomi bilginizle tabi. Hiçbir taneniz çıkıp da AKP Genel Başkanı’na bu faiz-enflasyon tezi zırvadır, bunu bir kenarı koyalım, ekonomiyi yangın yerine çeviriyorsunuz bu ileri sürdüğünüz tezle ve atılan adımlarla diyemediğiniz için, biat kültürüne sahip olduğunuz için Londra’da finans çevrelerine nasıl anlatacaksınız, ‘kültürel’ deyip geçtiniz. Ama onlar kültürel olmadığını biliyor.

ÖTV'Yİ KALDIRIN, YURTTAŞA BİR KATKISI YOKTUR: 2022 bütçesine baktığımızda ÖTV’den elde edilen gelir katkısı 220 milyar TL. Biz diyoruz ki, bu toplam bütçe gelirlerinin 7’de 1’i. Yani, bir şey değil. Sadece faiz giderleri ve holdinglerinize, yandaş firmalarınıza sağladığınız vergi istisnalarının yarısı bu bütçe kalemine aktarılsa bütçe gelirlerinde bir kayıp olmuyor. Sizin yandaş şirketleriniz, ortak kasanız kayba uğruyor ama halk kazanıyor. ÖTV’nin kaldırılması, enflasyonun hayat pahalılığının düşmesine katkı sağlar, yurttaşın alım gücü artar ve piyasa canlanır. ÖTV’yi kaldırın, bunun varlığının yurttaşa bir faydası yoktur.

NEREDEN BULDUN YASASI'NI HEP BİRLİKTE ÇIKARTALIM: Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün ‘Yolsuzluk Algı Endeksi’ var. Bu endeksin, 2021 verilerine göre, Türkiye son 10 yılda en çok puan kaybeden ülkeler arasında yer alıyor. 38 puanla 180 ülke arasında 96. sıraya düşmüş vaziyette. Yani Türkiye’de yolsuzluk, usulsüzlük, haksız kazanç, hırsızlık almış yürümüş. Bu endeksi bir kenara koyalım. Geçmişte bir, 'Nereden Buldun Kanunu' vardı. İktidara geldiği zaman AKP, 9 Ocak 2003’te kanunu kaldırdı. Bu yok artık. Yolsuzluk, hırsızlık, usulsüz harcamanın, haksız kazancın bu kadar arttığı bir ülke ve iktidarda, siz gerçekten yolsuzluk ve hırsızlık karşısında bir samimi tutuma sahipseniz, ‘Nereden Buldun Yasası’nı hep birlikte çıkartalım. Özellikle bürokratlar ve siyasiler başta olmak üzere herkes bu kanun kapsamına alınsın herkes. ‘Nereden buldun’ sorusunun cevabını vermek zorunda kalsın. Bu kanun teklifini Meclis’e veriyoruz. İktidarın; haksız kazanç, yolsuzluk, hırsızlık konusunda samimi olup olmadığını göreceğiz. Nereden Buldun Kanun Teklifi kabul edilsin ve herkes, siyasiler ve bürokratlar başta olmak üzere denetlensin. Açıklama yapmak zorunda kalsınlar. Nereden bulduklarını açıklasınlar. Aksi takdirde, bu hırsızlıkların önüne geçmek mümkün değildir.

ESAS OLAN ŞEY, ANADİLDE EĞİTİM MESELESİDİR: UNESCO’nun raporuna göre; dünyada 2500, Türkiye’de ise 18 dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya. Peki, Türkiye’deki iktidarlar 21 Şubat Dünya Anadil Günü için ne yaptılar bugüne kadar? Konuşulan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan 18 dilin korunması için ne yaptılar? Bir şey yapmadılar. Bu iktidar, ana dil önündeki engelleri kaldırmak yerine tam tersine ana dilleri önüne yeni engeller çıkarmaya devam etti. Samimi değiller, iki yüzlü davranıyorlar. Bir taraftan ‘Kürtçeye önem veriyoruz’ diye seçmeli ders meselesini gündeme alıyorlar. Biz diyoruz ki, ‘seçmeli ders olabilir, ama esas olan ana dilinde’ eğitimdir. Esas olan şey, anadilde eğitim meselesidir. Bunu söylemeye devam ediyoruz. Atadığınız kayyımlar, Kürtçe olan her şeyi yasaklıyorlar. Tabelaları indiriyorlar, kursları yasaklıyorlar, enstitüleri yasaklıyorlar. Kamu hizmeti verilmesini ana dilinde, yasak olarak ilan ediyorlar ve vermeyi engelliyorlar. Hani Kürtçeyi seçmeli ders yapıyorsunuz, kayyımlarınız ne yapıyor? Tam tersini yapıyorlar. Çünkü samimi değilsiniz. Bunların hepsini seçim yatırımı olarak düşünüyorsunuz. Türkiye’nin çok dilli ve çok kültürlü sosyolojik yapısı ve anayasal eşitlik ilkesi gereğince, eğitim ve sağlık başta olmak üzere her alanda hizmetler ana dilinde de verilmelidir. Türkiye’de konuşulan tüm dillerin kamusal alanda kullanımına imkan sağlanması gerekmektedir. Dil ve kültür kırımı toplumu ve toprakları çölleştirir, bütün ana diller ve kültürler bir arada ve özgürce ve eşit koşulda yaşamalıdır.”

Kaynak: anka