TAMER ARDA ERŞİN

Hak İnisiyatifi Derneği Konya’da aynı aileden 7 kişinin ölümü ile ilgili olarak rapor hazırladı. Raporda, konu ile ilgili olarak görüştükleri Konya Cumhuriyet Başsavcıvekili R.O.’nun, “Olayın ırkçı saikle işlendiği kanaatinde değiliz ancak arada ırkçı birtakım sözler vardır, hatta küfürleşme de olabilir, bu da halk arasında yaşanan her husumette karşılaşılabilecek derecede normaldir” dedi.

Konya’nın Meram ilçesinde Dedeoğulları ve Keleş aileleri arasından çıkan kavganın ardından 30 Temmuz 2021 günü Dedeoğulları ailesinden 7 kişi yaşamını yitirmişti. Olayın “ırkçı saldırı” olduğu ileri sürülürken, katliamı gerçekleştiren Keleş ailesinin akrabası Mehmet Altun, olaydan 6 gün sonra yakalanmıştı.

Hak İnisiyatifi Derneği katliama ilişkin olayın tarafları ve tanıklarıyla görüşerek “Konya Meram’da Kürt Bir Aileden Yedi Kişinin Katledilmesine İlişkin İnceleme ve Araştırma Raporu” hazırladı. Raporda görüşüne başvurulan Konya Cumhuriyet Başsavcıvekili R.O.’nun olay hakkında söyledikleri de şöyle aktarıldı:

“Olayın ırkçı saikle işlendiği kanaatinde değiliz ancak arada ırkçı birtakım sözler vardır, hatta küfürleşme de olabilir, bu da halk arasında yaşanan her husumette karşılaşılabilecek derecede normaldir. Bu küfürleşme ve hakaretleşme; kızgın tarafın karşı tarafın ayıbı olarak gördüğü bir eksikliğini, lakabını dile getirmek suretiyle kendini tatmin etme amacı gütmesi gibi bir durumla aynıdır. Yoksa olayda salt bir ırkçı saik aranamaz, soruşturma sonucunda şayet nefret suçuna dair herhangi bir izlenim ve kanaate varılması durumunda elbette bununla yüzleşmeliyiz. Yine gerek Hakim Dal olayı gerekse de Dedeoğlu ailesi olayları ile ilgili olarak etkin tutuklamaların olmaması hususunda biz bir inisiyatif alamayız. Buna Sulh Ceza Hakimlikleri karar verir.

“DERİN AMAÇ İHTİMALİNİ GÖZ ÖNÜNDE TUTUYORUZ”

Katliamı gerçekleştiren şahsın ifadesine bizzat katıldım. Şahıs dengesiz; ancak akli dengesi bozuk değil. Savunma makamının adli rapor alma girişimleri olmayacaktır, olsa bile bir sonuç alamazlar. Olayın perde arkasında daha gizli daha derin bir amacın güdülmüş olabileceği ihtimali üzerinde şimdilik durmuyoruz ancak olayda azmettiricilerin olduğu ihtimalini değerlendiriyoruz. Ancak soruşturmanın selameti açısından şimdilik bu konuda edinmiş olduğumuz bilgileri kamuoyuyla paylaşamıyoruz.”

“ÖLMEDEN ÖNCE BAKAN SOYLU’YA YAZMIŞ”

Raporda Dedeoğulları ailesinin avukatı Abdurrahman Karabulut’un olaya ilişkin anlatımına da yer verildi. Karabulut, Dedeoğulları ailesinin kızlarından birinin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya tehlike altında olduklarına ilişkin sosyal medya hesabından yazı yazdığını, aynı zamanda CİMER’e de başvurduğunu aktararak, “Öldürülen kızlardan Sibel ya da Serpil ikisinden biri (tam olarak hangisi olduğu bilinmiyor) Süleyman Soylu'ya ulaşmaya çalışmış ve CİMER'e yazı yazmış, tehlike altında olduğuna dair Süleyman Soylu’ya yazmış olduğu mesaj kayıtları bulunuyor” dedi.

MUHTAR: ARABULUCULUK YAPAN KİŞİLERİ DUYDUM

Katliamın yaşandığı Bahçeşehir (Hasanköy) Mahallesi Muhtarı Hidaye Küçük raporda olaya ilişkin “Burada her bölgeden insan vardır. Kız alıp verdik, Türk-Kürt kavgası olmaz. Yaşar Dedeoğulları devlete bağlı biriydi. Çok detaylı bir bilgiye sahip değilim. Mahallemiz çok büyük, herkesi birebir bilme şansım yok. Ama iki aile de mükemmeldi. Benim haricimde arabuluculuk yapan kişileri duydum, ama kim olduklarını bilmiyorum. Olay günü ilk ihbarı yapanların kim olduklarını bilmiyorum” dedi.

Rapora göre, katliamı gerçekleştiren Keleş ailesi üyelerinin eski avukatı ise olaya ilişkin şunları aktardı:

“Hem 12 Mayıs, hem de sonrasındaki menfur olay kesinlikle ırkçı saikle patlak vermemiştir. Evet, belki ilk olayda ve sonrasındaki sürtüşmeler esnasında kalabalıktan birileri ırkçı söylemde bulunmuş olabilirler. Dedeoğlları ailesi de aşiret bağlarını öne sürmüştür. Olay aslında kedi meselesinden tevarüs etmiştir. Yaşar Dedeoğulları, karşı ailenin kedisi kendi bahçesinde yavrulayınca, karşı komşunun ev hanımına küfür ve hakaretler etmiştir. Olayın çıkış sebebi olarak gösterilen şehit aileleri rivayeti kanaatimce doğru değildir.”

Raporda katliamda yaralı kurtulan Dedeoğulları ailesinin köpeği Cesur’un fotoğrafına da yer verildi.

NE OLMUŞTU?

Yirmi yıldır Meram ilçesine bağlı Çarıklıköy'de yaşayan Dal ailesine 21 Temmuz'da 60 kişilik bir grup saldırmış, silahlı saldırıda Hakim Dal öldürülmüştü. Yine 24 yıldır Bahçeşehir Mahallesi’nde yaşayan Dedeoğulları ailesi, Keleş ailesinin de içinde bulunduğu yaklaşık 60 kişilik grup tarafından 12 Mayıs'ta saldırıya maruz kalmıştı. 10 kişi gözaltına alınmış ve Keleş ailesinden isimlerin de bulunduğu 6 kişi tutuklanmıştı. Tutuklulardan 4’ü daha sonra serbest kalmıştı.

HAK İNİSİYATİFİ DERNEĞİ

Mazlum-Der'den ayrılan insan hakları savunucularının bir araya gelerek oluşturduğu Hak İnisiyatifi Derneği, 20 Nisan 2017'de kuruluşunu duyurdu. İnsan hakları alanında faaliyet gösteren dernek tüzüğünde amacı şöyle tanımlanıyonr:

"Dernek, insan haklarının evrensel haklar olduğunu kabul eder ve bu hakların korunması için faaliyet gösterir. Dernek, tüm insanların; eşit, adil, özgür ve onurlarıyla barış içinde yaşama hakkına sahip olduğu inancını esas alır. Bu hakların adaletle ikamesi için hukukun evrensel ilkeleri ve kadim değerler ışığında, şiddet içermeyen ve şiddet teklif etmeyen, eşitler arası bir katılımı, yönetişimi ve dayanışmayı önceleyen bir iradeyle sivil bir mücadele yürütür. Herhangi bir ülkenin vatandaşı olsun ya da olmasın tüm insanların; din, dil, ırk, renk, cins, siyasi görüş, inanç veya diğer kanaatleri sebebiyle hak ve adalet taleplerinde bir ayrımcılığa maruz bırakılmasını zulüm olarak görür. Haksızlığa uğrayan veya haksızlık yapan her kim olursa olsun adaletle şahitlik etmeyi ve hakkı ayakta tutmayı vazgeçilemez temel bir ilke olarak kabul eder. Tüm devletlerden ve devlet dışı, siyasal iktidar hedefleyen her türlü silahlı, silahsız örgütlü yapı ve iktidar odaklarından bağımsız olarak faaliyetlerini yürütür ve hiçbir siyasal iktidar odağının bileşeni olmayı benimsemez. İktidar aygıtlarının her türlüsü ile vesayet ve ortaklık ilişkisine girmeyi reddeder. Bir iktidar talebi olmadığı için, herhangi bir siyasal iktidar odağının ortağı ve muhalifi değildir. Bu temel ilkeleri ve amacı etrafında, hak olanın korunması, olması gereken hakların ikamesi ve herkes için özgür, adil ve barışçıl bir geleceğin inşası için sivil ve bağımsız bir mücadele yürütmeyi gaye edinir."

 

Kaynak: anka