ANKA Haber Ajansı, Anadolu Ajansı (AA), Demirören Haber Ajansı (DHA) ve İhlas Haber Ajansı (İHA); Meclis Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu'nda, kadına yönelik şiddet haberlerindeki ilkelerini anlattı.

Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, bugün; RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Anadolu Ajansı Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Özhan, Demirören Haber Ajansı Genel Müdürü Celal Korkut, İhlas Haber Ajansı Ankara Haber Müdürü Beyazıt Cebeci ve ANKA Haber Ajansı Haber Editörü Sinan Tartanoğlu'nu dinledi.

RTÜK: 2011 YILINDAN BU YANA 1842 MÜEYYİDE

RTÜK Başkanı Şahin, "Medyada Yer Alan Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet İçerikleriyle Mücadelede RTÜK'ün Rolü" başlıklı sunumunda; Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Kanun'un yürürlüğe girdiği 2011 yılından bu yana, televizyon ve radyo kanallarına verilen ceza rakamlarını paylaştı. Şahin, şunları söyledi:

"Aile içi ve kadına yönelik şiddetle mücadele edilmesi, kadın istismarının önlenmesi, küçük yaşlardan itibaren çocuk ve gençlerde farkındalık sağlanması, cinsiyet temelli ayrımcılıkla ve kadınlara yönelik baskılarla mücadele edilmesi kapsamında Üst Kurul tarafından 2011 yılından itibaren bin 842 müeyyide uygulanmıştır. Bu rakam, gerçekten övünülecek bir rakam değil, benim de anlatırken övünerek anlattığım ve ilettiğim bir rakam değil ama Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından bu konuya verilen önemi, bu konuyla ilgili olarak yapılacak olan ihlallerle ilgili Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun mücadelesini anlatan bir veridir."

ANKA: KADININ ÜSTÜN YARARI ÖNE ÇIKARILMALI

ANKA Haber Ajansı Haber Editörü Sinan Tartanoğlu da komisyonda "Kadına yönelik şiddetle ilgili haberlerde dili kurarken, tıpkı çocuğun üstün yararı gibi, kadının üstün yararını öne çıkarmamız gerekiyor" dedi. Tartanoğlu, şunları söyledi:

"ANKA Haber Ajansında, kadınlara yönelik şiddeti özendirecek ya da meşru gösterecek yayın yapılamaz. Şiddet mağduru kadınların kimliği unvanı, adresi gibi kişisel bilgiler gizlenir. Bu kişilerin isimleri kodlanarak bile verilmemelidir. Bir mağdurun röportaj vermeyi kabul etmesi, onun tüm anlattıklarının tüm detayları ile haberleştirilebileceği anlamına gelmez.

Haberlerde kolaj, arşiv fotoğraf ve görüntüsü kullanılmaz. Yaşamını yitirenlerin isim, fotoğraflar ve kişisel bilgileri yayınlarken ölenin anısının lekelenmemesine özen gösterilir. Köşeye sıkışmış bir kadını veya sinirlenmiş, kaslarını sıkmış bir erkeği temsil eden fotoğrafların da kullanılmaması gerekiyor.

Haberlerde eril bir dil kullanılamaz. Şiddeti meşru gösterecek 'aşk cinayeti', 'sevdiği için yaptı', 'töre cinayeti' veya 'namus cinayeti', 'kıskandığı için yaptı' gibi ifadelerin kullanılmaması gerekiyor. Bu tip gerekçeler ima bile edilemez. Haberler verilirken fail için iyi hal gerekçesi sayılabilecek ifadeler kullanılmaz. 'Cani', 'akli dengesini yitirmiş' gibi ifadelerin kullanılması, olayı sanki tekil, münferit gibi bir olaymış gibi gösterir. Toplumsal bir sorunun münferit bir olaymış gibi görülmesine neden olur. Haberlerde 'Hak etti' imajının verilmemesi gerekir. Şiddetin yöntemi ayrıntıları ile anlatılmaz. Yol gösterilmez."

AA: MAĞDURUN HAKKINI ALMASINA ENGEL OLACAK YAYINLARDAN KAÇINILIR

Anadolu Ajansı (AA) Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Özhan ise şunları söyledi:

"Suçun önlenmesine, kamu düzeninin korunmasına, mağdurun hakkını almasına, suçlunun cezalandırılmasına engel olacak yayınlardan her şekilde kaçınılır. Mağdur ve yakınlarını rencide edecek ifadelerden kaçınılması her zaman haberlerimizde takip ettiğimiz ilkelerden biri olmakta. Şüphelinin bakış açısını yansıtan, şüpheliyi koruyan ya da haklı çıkaran dilden de uzak durulması yine aynı şekilde takip ettiğimiz önemli ilkelerden. Toplumda panik ve korku, yılgınlık oluşturacak şiddet görseline ve bilgilere yer verilmemesi, yeri geldiğinde haberin telaşı ve hızı içerisinde kaybolmaması için bilhassa altını çize çize takip ettiğimiz, bu gibi sonuçlara yol açmaması için gayret sarf ettiğimiz konulardan bir tanesi.

Kadını nesneleştiren, edilgen yüklemlerin yerine suçu ve suçluyu vurgulayan etken dil kullanarak, olayın da ilk haberlerinde şüphelinin kimliğini açıklamayarak etik bir prensip çerçevesi uyguluyoruz. Rıza olmadıkça kesinlikle görsellerde mağdurun eşkâlinin tespitine yol açabilecek hiçbir şeyin bizler tarafından oluşmaması için çok dikkatli ve özenli bir şekilde çalışıyoruz."

DHA: SIK SIK AKADEMİSYENLERLE GÖRÜŞÜYORUZ

Demirören Haber Ajansı Genel Müdürü Celal Korkut ise şöyle konuştu:

“Kadına şiddetin önlenmesi açısından yapılan, kadın derneklerinin yaptıkları, diğer kamu kurumlarının yaptıkları, şiddeti önlemek için yapılan çalışmaları takip edip bunu haberleştiriyoruz, kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Şiddetin önlenmesi açısından sık sık akademisyenlerle, uzmanlarla görüşüp eğitici, uyarıcı haberler yaparak bunu yaygınlaştırmaya çalışıyoruz.

Şiddet uygulandıktan sonraki haberin takibinde de kurbanın kadın olduğu cinayetlerde şüphelinin ceza indiriminden yararlanmak için ortaya attığı 'Aldatıyordu, hakaret etti, telefonda mesaj gördüm, çocuk senden değil…' gibi ifadeleri haberin başlığında ya da yapılışında vermiyoruz. Bu konuda mağdur kadının yakınlarıyla görüşüp olayın daha detaylı bir şekilde, yani kadına yönelik şiddetin nereden gelip nerelere geldiğini tespit etmek için özellikle, aileyle, kadının yakınlarıyla görüşüp onu tespit etmeye çalışıyoruz, öyle veriyoruz ama tek taraflı haber vermemek için de mutlaka zanlının ifadesini haber içinde çok fazla büyütmeden vermeye çalışıyoruz. En azından onun da savunma hakkını engellememiş oluyoruz. 

Kadın ile erkek arasındaki ilişkiyle ilgili ifadelere de çok hassas davranıyoruz; işte, 'sevgilisiydi', 'beraber yaşıyordu' ya da bu tür ifadeleri verirken mutlaka ve mutlaka doğrulatmadan vermemeye çalışıyoruz. Haberlerimizde açık adres vermemeye, onun istek ve doğrultusunda yüzünü saklamaya ve sesinin montajla değiştirerek servis etmeye çalışıyoruz. İstismara uğrayan kadının rızası olmadığı zamanlarda kesinlikle adını açık olarak vermiyoruz, mutlaka rumuz olarak veriyoruz. Olay yerinde çekilen görüntülerin çocukları ve aileyi rahatsız edecek boyutu varsa onları servis etmiyoruz ya da yüzlerini mozaikleyerek vermeye çalışıyoruz. Tecavüz iddialarıyla ilgili olarak adli tıp ya da adli tıp raporu olmadan, kesinleşmiş bir rapor olmadığı sürece kesinlikle tecavüzden bahsetmekten kaçınıyoruz.”

İHA: KİŞİYİ ÖNE ÇIKARMADAN SADECE OLAY ANLATILMALI

İhlas Haber Ajansı (İHA) Ankara Haber Müdürü Beyazıt Cebeci ise şöyle konuştu:

"Kişiyi öne çıkarmadan, kesinlikle sadece olayın anlatılması gerektiğini düşünüyorum. Ne yazık ki bazen basınımızda kadın görselliği haberin kendisinin önüne geçebilmekte. Kişinin açığa verilmesinin kadının ilerideki hayatını olumsuz etkilediği ortada. Böyle haberden ne kamu yararı ne de şiddete uğrayan kadına bir fayda olmakta. Bizler de haberi ilk toplayan kişiler olarak yeni mağduriyetlere sebep vermeden haberlerimizi kamuoyuna aktarmakla sorumluyuz.

Bu konuda kadının korunmasının yanı sıra ailenin, çocukların ve toplumun ruh sağlığının da korunmasının üzerinde biz gazetecilerin önemli görevleri var. Bu konuda da Komisyonunuzun yapacağı çalışmalara ileride bir katkı sunabilirsek elimizden geleni yaparız. Bizler gazeteciyiz ne savcıyız ne polisiz ne hâkimiz, sadece haberi doğru olarak müşterilerimize ya da kamuoyuna sunmakla görevliyiz. Bu konuda tabii ki bire bir kadına şiddet olaylarını görmüş, haberleştirmiş bir kişi olarak özellikle çocukların bundan ne kadar etkilendiğini iyi bilen bir insanım."

 

Kaynak: anka