Haber: ÖZGÜR EREN YILMAZ - Kamera: AŞKIN ÖZDEMİR

Konya’da iş dünyası temsilcilerine seslenen CHP Sözcüsü ve Ekonomi Masası Başkanı Faik Öztrak, “Son 19 yılda değişik adlarla 18 mali af çıkarmışsınız. 6 tane de varlık barışı yapmışsınız. İyi niyetle vergisini ödeyeni cezalandırmışsınız, kötü niyetlileri mükafatlandırmışsınız. Ama bu kadar vergi affı yaptıysanız, varlık barışı yaptıysanız o zaman bu ekonomide insanlar vergi ödemekte zorlanıyor demektir. 2018 yılından bu yana sürekli cebimiz boşalıyor. Bunun da tek nedeni var, bu ucube tek adam vesayet rejimi” dedi.

CHP Ekonomi Masası heyeti Konya’da iş dünyası temsilcileri ile bugün bir araya geldi. Toplantıya CHP Sözcüsü ve Ekonomi Masası Başkanı Öztrak, Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın ile CHP’li milletvekilleri Çetin Osman Budak, Akif Hamzaçebi, Orhan Sarıbal, Bedri Serter, Özkan Yalım, Abdüllatif Şener, İlhami Özcan Aygun ve eski milletvekili ve Ekonomi Masası Sekreteri Rahmi Aşkın Türeli katıldı.

Burada konuşan Faik Öztrak, Konya’nın da Türkiye’deki ekonomik sorunlardan nasibini aldığını belirterek, “Kişi başına gelirde 2018’den 2019’a geçerken 400 dolar düşmüş. Çalışan sayısı 21 bin kişi azalmış. İşsiz sayısı da 71 bine çıkmış” dedi.

Öztrak’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“20 BİN KİLOMETREDEN FAZLA YOL KAT ETTİK: Ekonomi Masası olarak 21 ile misafir olduk, 20 bin kilometreden fazla yol kat ettik ve buna devam edeceğiz. Ekonomi iyi gitmiyor. 2014 yılından beri ekonomi hükümetlerin öngördüğü rotadan çıktı. 2011 yılında hükümet, ‘Türkiye’nin Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası 2023’te 2 trilyon dolar olacak’ dedi. 2014’ten itibaren Türkiye bu patikadan hızla uzaklaşmaya başladı. Bu sapmanın millete maliyeti 892 milyar dolar oldu. Aslında bu küçülmeden Konya ekonomisi de nasibini almış. Kişi başına gelirde 2018’den 2019’a geçerken 400 dolar düşmüş. Daha sonraki veriler yıl bazında yok elimizde, ama böyle baktığımızda Konya’nın da Türkiye’de yaşanan krizler nedeniyle nasibini aldığını görüyoruz.

EN ÇOK KAZANANLA EN AZ KAZANAN ARASINDAKİ FARK 30 KAT: Türkiye’de iş kayıplarının salgın öncesinde başlayıp, salgın sırasında da devam ettiğini görüyoruz. 2 yılda iki milyondan fazla insan işini kaybetmiş. İşsizler 10 milyonu geçmiş. Konya’da da çalışan sayısı 21 bin kişi azalmış. İşsiz sayısı da 71 bine çıkmış. Bir başka önemli konu, gelir dağılımı. Yoksul sayısının ülkede 18 milyon kişiye dayandığını görüyoruz. En çok kazanan yüzde 5 ve en az kazanan yüzde 5 arasındaki fark 30 kata çıkmış. Borç yükü hızla yukarı doğru gidiyor. Hem devletin hem şahısların hem firmaların borç yükü artıyor.

MERKEZ BANKASI’NA SABAH AKŞAM MÜDAHALE EDİYOR: Bir yandan da risk artıyor. Şu an rezervlerimiz eksi 40 milyar dolar. Devlet krizinin en ciddi görünümü, Merkez Bankası’nın durumu. Merkez Bankası’na sabah akşam müdahale ediliyor. Türkiye’de, Merkez Bankası Başkanı dayanmıyor. Neredeyse her 9 ayda bir Merkez Bankası Başkanı değişmiş. Dünyada merkez bankası başkanları en kısa 5 yılda bir değişir. Yeni başkan 100’den fazla Merkez Bankası personelini işinden etmiş.

KRİZİN FATURASINI HEP BERABER ÖDÜYORUZ: Baktığınız zaman dünyanın 7’inci en yüksek politika faizi bizde. Faizi sevmediğini söyleyen, faizi enflasyonun nedeni olarak gören bir partinin genel başkanı tarafından, ülke yönetiliyor. Bu genel başkan bunları tekrarladı tekrarladı, sonunda en yüksek faiz veren ülkeler arasına girdik. Bütün bunlar yaşanırken bir de Merkez Bankası’nda çalışan uzmanlar tedirgin ediliyor. Bu devlet krizinin faturasını hep beraber ödüyoruz.

18 MALİ AF ÇIKARDIYSANIZ İNSANLAR VERGİ ÖDEYEMİYOR DEMEKTİR: Polatlılı bir çiftçimizin sözü vardı, ‘kral istemiyoruz kural istiyoruz.’ Biz onu biraz değiştirdik kral varsa kural olmaz. Giden sermaye gelen sermayeden çok daha fazla. Türkiye’ye doğrudan sermaye yatırımı gelmiyor. Dünyada artık itici faktörler yerine çekici faktörler ön plana çıkıyor. Yani kurallı ekonominiz olması lazım. Fazla para kazanmak yerine neresi güvenliyse oraya gidecek sermaye. Dolayısıyla risk iştahı yerine sermayeyi çekebilecek doğruları yapmanız lazım. Hükümete sorarsanız işler iyi gidiyor. Son 19 yılda değişik adlarla 18 mali af çıkarmışsınız. 6 tane de varlık barışı yapmışsınız. İyi niyetle vergisini ödeyeni cezalandırmışsınız, kötü niyetlileri mükafatlandırmışsınız. Ama bu kadar vergi affı yaptıysanız, varlık barışı yaptıysanız o zaman bu ekonomide insanlar vergi ödemekte zorlanıyor demektir. Yolunda gitmeyen bir şeyler var demektir. 2018 yılından bu yana sürekli cebimiz boşalıyor. Bunun da tek nedeni var, bu ucube tek adam vesayet rejimi.   

PARİS İKLİM ANLAŞMASI HALA İMZALANMADI: Merkez bankalarının normalde görevi enflasyonu kontrol altına almaktır. ABD’de Merkez Bankası Saint Louis İktisadi Eşitlik Enstitüsü kurmuş. Bugüne kadar merkez bankalarının hiç ilgilenmediği bir konu. Dünyada bir başka konu prekaryalaşma. Küresel sosyal huzuru ve politik istikrarı bu konular tehdit ediyor. Bir başka önemli konu değer zincirlerinin farklılaşması, kopmaya başlaması. Değer zincirlerinin kısalacağı öngörülüyor. Bu bizim için bir avantaj. Ama bu yeterli değil. Mesela Paris İklim Anlaşması’nı bu hükümet hala imzalamadı. AB’ye Konya’dan mal satabilmek için yeşil mutabakata uymamız lazım.

TÜRKİYE YENİ TİCARET MANTIĞINA UYUM SAĞLAMALI: Eskiden serbest ticaret anlaşmaları vardı şimdi onların yerini derin ticaret anlaşmaları aldı. Mesela geçen gün Gaziantep’te tekstilcilerle konuşurken, geri dönüşümden kazanılanları belli oranlarda kullanmalısınız. Çocuk işçi çalıştırırsanız malınızı almıyorlar. Dolayısıyla Türkiye bu yeşil ticaret ve derin ticaret anlaşmaları arkasındaki mantığa uyum sağlaması gerekiyor.

SEÇİM YASASI YENİLENMELİ: Bir stratejimiz olmalı bunu da 3 yeni ile uygulanabilir hale getirmeliyiz. Yeni kurallar, yeni kurumlar, yeni kadrolar. Bu 4 sütundan biri hukuk devleti ve demokrasi. Siyasi ahlak yasası bir an evvel çıkarılmalı. Son günlerde yaşananları görüyorsunuz. Türkiye’de kara para aklayan biri 10 yılla neredeyse hapse girmekten kurtulurken ABD’de 224 yılla yargılanıyor. Seçim yasası yenilenmeli. Bir kere seçim yapacaksınız sonra bir daha sormayacaksınız. Bu olmuyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanacak.  Ulusal Vergi Konseyi ve Kesin Hesap Komisyonu kurulacak. Ayrıca Ortadoğu Barış ve İşbirliği Teşkilatı kurulacak.

STRATEJİK PLANLAMA TEŞKİLATI KURACAĞIZ: Üreten Türkiye... Türkiye artık borçlanarak büyümemeli şişmemeli imkanlarını üretime yatırıp üretimle büyümeli. Dijital ve yeşil ekonominin sunduğu fırsatlardan yararlanmalıyız. İnsan gücü planlamasını kuvvetlendirmeliyiz. Türkiye uzun zamandır boş işleri tartışıp duruyor ama ekonomik sorunlar orada duruyor. Türkiye yıllar önce Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde aşı üretiyordu şimdi hala yerli aşı üretemedik. İhale Kanunu önemli bir gösterge ne kadar açık ve şeffaf olduğunuzu gösterir. Yeni bir ihale yasası çıkaracağız. Stratejik Planlama Teşkilatı’nı mutlaka kuracağız.”

 

Kaynak: anka