ZEHRA DEĞİRMENCİ

Bursa’nın tarihi çarşı ve hanlar bölgesinde, Cumhurbaşkanlığı’nın acele kamulaştırma kararı gerekçe gösterilerek başlatılmak istenen yıkıma konut sahipleri direniyor. Polis, olayı izleyen gazetecilere müdahalede bulunarak görüntü almalarını engellemeye çalıştı.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin, Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi kapsamında Cumhurbaşkanlığı’nın aldığı acele kamulaştırma kararını gerekçe göstererek bölgede başlattığı yıkıma, konut sahipleri bugün de tepki gösterdi.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı yıkım kararına karşı, bölgedeki dükkan ve konut sahipleri Danıştay’a dava açmıştı. Dükkan ve konut sahipleri, proje kapsamındaki binaların açılan dava sonuçlanmadan Cumhurbaşkanlığı’nın acil kamulaştırma kararı gerekçe gösterilerek yıkılmak istenmesine bugün de direndi.

BİNA SAHİPLERİ POLİSE DİRENDİ

Yıkım için bölgedeki bir binaya gelen ekipleri, bina sakinleri içeri almadı. Olay sırasında polise direnen Şebnem Güven, kısa süreliğine polis aracına bindirilirken apartman kapısı ise olay yerine getirilen çilingir tarafından açıldı.

POLİSTEN GAZETECİLERE MÜDAHALE

Polis, bina sahipleri ile yaşanan arbede sırasında, olayı görüntüleyen ANKA Haber Ajansı muhabiri ve diğer gazetecilere müdahalede bulunarak görüntü almalarını engellemeye çalıştı.

“BİNALARI DEĞERİNİN ALTINDA ALMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Olay sonrası konuşan Şebnem Güven, yaşananlara şöyle tepki gösterdi:

“Burası Hanlar Bölgesi olarak geçiyor. Burayı, bizim 12 binayı, bu yol üzerindeki 12 binayı istimlak etmeye çalışıyorlar. Ne yapacaklarına dair bir yarışma yaptılar, fakat ortada hiçbir proje yok. Proje olmadığı halde buraları yıkmak, bir mantığı yok. Bilirkişi bize rapor verdi, bunun kamu yararına olmadığına dair bizim lehimize karar çıktı. Bu karar çıktıktan sonra acele kamulaştırmaya başvurdular. Acele kamulaştırmanın hiçbir şeyine uymuyor kesinlikle. Yani acele kamulaştırmanın bazı kuralları var. İşte termik santral yapılacağı zaman ya da işte ev yıkılmak üzereyken birisinin hayatına zarar verecekse ki öyle bir şey yok. Dolayısıyla bir kere şey değil, punduna uyduruyorlar. Yasal değil diyeceğim, yasal diyecekler. O yüzden punduna uyduruyorlar. Daha sonrasında da tabii zorla, işte bugün gördüğünüz gibi arbede çıkararak; ben şey yapmak istemedim, kapıyı açmak istemedim. Zor kullandılar, size de basına da zor kullandılar. Böyle pislik yaparak, korkutarak, evden çıkarmaya çalışıyorlar; bu bir.

İkincisi; tamam, birisi gelip benimle anlaşsaydı belki evimin değerini verseydi, belki o da yani hani yine de emin değilim ama en azından diyecektim ki benimle birisi anlaşmaya geldi. Evet ya, bunların da yapacağı güzel bir projeleri varmış, tamam ben de buna gönül rızasıyla katlanıyorum. Burada benim iki tane dükkanımı alıyor, 4+1 evimi alıyor, ondan sonra bir çatı katımı alıyor, gerçi çatı katı ortak kullanım, aşağıda iki tane bodrum katımı alıyor ve bana verdiği para eski parayla 2,5 trilyon. Ve ben bugün ev baktım şöyle bir, bir eve daha öncesinde bakmıştım 1 milyon700’dü, şimdi baktım 3 milyon 200’e çıkmış. Dolayısıyla ben ev bile alamıyorum. Ticarethane hiç alamıyorum, bir dükkan alamıyorum. Peki benim ailem kira geliriyle geçiniyordu. Emekli bürokrat benim babam, kira geliriyle geçiniyordu. Şimdi bu adam ne yapsın? Ne ile geçinsin? Ne yesin ne içsin? Ev alsın, duvarları mı yesin?”

“TANIDIKLARA KIYAK GEÇİLİYOR”

Bölgedeki iş merkezlerinden önce kendi konutlarının yıkılmak istenmesine tepki gösteren Güven, “Kaldı ki şurada Boyner binası var. Boyner binası Pirinçhan’ın önünü kapatıyor, ilk başta oradan başlaması lazım. Benim evim Hanlar Bölgesi’nin önünü kapatmıyor. Boyner binası yıkılmadığı takdirde ben hâlâ daha ve hâlâ daha mücadeleme devam edeceğim. Çünkü Boyner binası Torunlar’a ait bir bina. Ve orayı yıkmayı tercih etmiyorlar açıkçası. Bir de şurada Kapan Han var. Kapan Han’ın önünü kapatan bir bina var. Orası da isim vermeyeyim bir gazeteciye ait. Yani daha doğrusu hatırı sayılır birisine ait. Daha önceki projede orası vardı. Sonradan projeden çıkardılar” dedi.

Kaynak: anka