Saadet Partisi Esnaf Kongresi düzenledi. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu esnafa, "Yardım denildiği zaman borçlu olana banka yolu gösteriliyor" diye seslendi. Kantin işletmecisi Aykut Sunar, pandemi başladığından beri toplamda 12 bin TL destek aldıklarını; vergi, Bağ-Kur, stopaj gibi giderlerinse 20-25 bin lirayı bulduğunu dile getirerek "Devlet alacağı para için bize bir hibe vermiş oldu" dedi.

Saadet Partisi bugün Zoom üzerinden Esnaf Kongresi düzenledi ve Türkiye'nin farklı şehirlerindeki farklı sektörden birçok esnafla bir araya geldi. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Başkanı Bendevi Palandöken ve Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Başkanı Mahmut Çelikkuş'un da katıldığı iki saat süren kongrenin açılış konuşmasında Karamollaoğlu şunları söyledi:

"Biz sizin derdinizi uzaktan duyduğumuz kadarıyla dile getiriyoruz. Her birimin, her sektörün derdi diğerine kadar farklı. Şimdiye kadar ne yazık ki 'esnafımızın dertleriyle dertlenelim' derken Türkiye olarak bu noktada çok gerilerde kaldık. Herhalde dünyada esnafa en az destek veren ülkelerden birisiyiz. Bir sektörden veya birkaç sektörden arkadaşlarımızla konuşmak veya sadece belli illerdeki temsilcilerinizle konuşmak, problemi bütünüyle görmemize fırsat vermiyor. Bugün gördüğümüz, yardım denildiği zaman borçlu olana banka yolu gösteriliyor. Bu destek değil ki. Ben bunların hiçbir faydası yok demem ama sizin problemlerinizi bütünüyle çözecek bir destek değil. Sadece probleminizi zamana yayacak bir tutum oluyor bu."

Kongrede yapılan konuşmalardan bazıları şöyle:

TESK Başkanı Bendevi Palandöken: Pandemi sürecinde esnafa verilecek destekler yeterli değildi. Krediler de istenilen seviyede değildi. Çünkü bir tane kredi kartı ödemeniz daha evvel zamanında olmadıysa kredi alma şansınız yok. Vergi dairesine borcunuz varsa veya kişisel bir borcunuz varsa kredi almanızı engelliyor. Bizim talebimiz zaten bunların kurtarılmasıyla ilgiliydi. İşi düzgün olanın zaten krediye ihtiyacı yok. Netice itibariyle esnafın gerçekten pandemi süresince hem birikmiş bir sermayesi olmadığı için hem de birdenbire hiç kimsenin tahmin edemediği bir şekilde geldiği için bunlar esnafı sıkıntıya soktu.

Esnaf ve Sanatkarlar Derneği Başkanı Mahmut Çelikkuş: Esnaf ve sanatkarlarımızın harekete geçmesi lazım. Ne yapılması lazım? Çatı kuruluşu TESK'in, esnafla ilgili STK'ların zorlaması lazım. Ağlamayan çocuğa meme verilmez. Bugün işçiler, çiftçiler, memurlar aksiyon alıyorlar, harekete geçiyorlar. Elbette hukukun içerisinde hareket etmemiz lazım. Esnafın temel meselesi şu: Eğer diğer kesimlerin geliri artırılırsa esnafın hayatı düzene girer. Üreten bir ekonominin içerisinde ancak esnaf rahatlar. Palyatif çözümlerle bu işi çözemeyiz. Esnafın ehemmiyetini tüm kesimlere anlatmamız lazım. Elbette iktidarın hayırlı hizmetlerine alkış tutacağız ama yanlışına da dur diyeceğiz. Bunu artık dükkanımızda oturup kaderimize razı olacak şekilde beklersek yol alamayız. Beş senede bir bize bir tercih hakkı tanınıyor. STK'lar bugün bunun için var. Hesap soracağız. Bizim beş sene beklemek gibi bir lüksümüz yok. Şu anda gerçekten esnaf son raddesine geldi.

İzmir'de Tıbbi Cihaz Firması Sahibi Ceren Kara: Çoğunlukla kamu hastaneleriyle çalışıyoruz. Pandemi sürecinde Sağlık Bakanlığı'na bağlı olan ağız ve diş sağlığı merkezleri, diş hastaneleri ve üniversitelerin diş klinikleri görünürde açık olsa da aslında hiçbir işlem yapmadı. Diş hekimlerinin büyük bir bölümü filyasyon ekipleriyle birlikte çalıştı. Benim sattığım bütün malzemeleri yurt dışından ithal ediyoruz. Bu dönemde alışverişlerimiz tamamen aksadı. Ayrıca sağlık sektörü kapsamında çalıştığım için bir kuruş bile pandemi yardımı almadım. Ama her ay iş yeri kirası, aidatı, telefonu, suyu, interneti ödemeye devam ettik. Gerçekten dayanabilecek gücümüz yok. Hükumet tarafından yalnız bırakıldığımıza inanıyorum.

Ankara'da Koltuk İmalatçısı Fahri Karık: Son zamanlarda ham maddeye yüzde 100'e varan zamlardan söz etmek istiyorum. Türkiye'de üretime yönelik yatırım olmadığı için her şey dövize bağlı. Türk lirasının bir itibarı kalmadığı için fabrikalar mallarını ihraç etmek zorunda kalıyorlar, bize mal kalmıyor. Bu yüzden fiyatlar atmış durumda. Geçen sene 1500 liraya aldığımız keresteyi şimdi 2500 liraya alıyoruz. 

Kocaeli'de Kantin İşletmecisi Aykut Sunar: 15 aydır kantin işletmecisi arkadaşlarımız işsiz. Devletimiz pandemi süresince son alacağımız 5 bin lira dahil kantin işletmecilerine hibe, kira ve gelir kaybı desteği altında toplam 12 bin lira para verdi. Ama sonra dedi ki 'Vergin, Bağ-Kur'un, kiran, stopajın devam ediyor.' Bunlar da topladığınız zaman 20-25 bin lira ediyor. Devlet alacağı para için bize bir hibe vermiş oldu.

Sakarya'da Lokanta İşletmecisi Musa Atmaca: Hükümetin verdiği yardımlar yetersiz kaldı. Bir planlama yapılmadı, bu yüzden bizim mağduriyetimiz açıkta kaldı. 15 ayda 70 bin lira kira ödedi. Elektrik, su, hepsi beraber hesaba kattığımızda 120 bin lira cebimizden çıktı. Çalıştırdığımız insanlar var, kendi evlerimiz var. Mağdur olanlar derece derece ayrılsın, yeterli miktarda faizsiz kredi verilsin. 

Ordu'da Gazete ve Matbaa Sektöründen Tülay Demirbaş: Esnafa verilen bir krediyi çektim. İkinci krediyi vermiyorlar. Borcu erteleyebilirsiniz dediler. Biz de haliyle erteledik. Tekrar ödemeye gittiğimizde 1500 lira faiz aldılar bizden. Yani ertelemenin hiçbir anlamı olmadı. Pandemiden önce bir top kağıdı 115 TL'ye alırken şu anda 285 TL'ye alıyoruz. Pandemide biz kapanmadık, o gazeteyi çıkardık ama maliyetlerimiz daha da arttı. Kesinlikle kağıdı dışarıdan ithal etmememiz gerekiyor. Biz esnaf olarak 1 TL bile yardım almadık.

Kocaeli'de Gıda Sektöründen Burçin Çangal: Pandemi başladığında 25 personelle çalışıyorduk fakat şimdi 8'e kadar düştük. Pandemide işçi çıkarmak yasak olduğundan ücretsiz izne çıkardık hepsini. Bazıları pandemi desteğini alıyor, bazıları alamıyor. Bizi en çok sarsan zamlar oldu. En çok ambalajda zam aldık. Şu an benim içine koyduğum çikolatadan daha pahalı olan ambalajlar var. 

 

Kaynak: anka