Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Öğretmenlerimizi de kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Bunun üzerinde tabii çok spekülasyonlar yapılıyor. Ana muhalefetin başındaki zat, ‘bu sözü ben verdim’ filan, falan… Sen neyin sözünü veriyorsun ya. Bu iş bizim işimiz. Biz kuru kuruya söz vermeyiz, biz yaparız. En önemli bizim özelliğimiz bu. Kuru kuruya söz vermek değil, icraat” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı’nda düzenlenen “Mesleki Eğitimde 1000 Okul Projesi ve 50 Ar-Ge Merkezinin Açılış Töreni'nde” konuştu.

Eğitime erişime ilişkin Erdoğan, “Ülkemizde artık herhangi bir okul türüyle ilgili ayrımcılık, ötekileştirme veya adaletsizlik yoktur. Hangi lisede okursa okusun devletimizin nazarında evlatlarımızın tamamı eşittir, aynı hak ve imkanlara sahiptir" dedi. 

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“EĞİTİM FAALİYETLERİMİZ CİDDİ BİR SORUNLA KARŞILAŞMADAN DEVAM EDİYOR: Eylül ayı itibariyle yüz yüze eğitime geçtik. Yaklaşık 1 buçuk yıl sonra evlatlarımızı, çok özledikleri okullarıyla, öğretmenlerimizi de öğrencileriyle buluşturmanın sevincini yaşadık. Geçen hafta salı günü yine bul salonda üniversitelerimizin 2021-2022 Akademik Yıl Açılış Töreni’ni düzenledik. Böylece 81 vilayetimizin tamamında okulöncesinden üniversiteye kadar eğitim öğretimin her seviyesinde yüz yüze eğitime başlamış olduk. Beşinci haftasını geride bıraktığımız eğitim faaliyetlerimiz, hamdolsun ciddi bir sorunla karşılaşmadan başarı ile devam ediyor. Millî Eğitim Bakanlığımız ve Sağlık Bakanlığımız, sürecin sorunsuz bir şekilde ilerlemesi hususunda gereken her türlü tedbiri alıyor. Aynı şekilde illerde mülki idare amirlerimiz konuyu yakından takip ediyor. Eğitim tüm paydaşlarında oluşan bu iş birliği ruhundan büyük bir memnuniyet duyuyoruz.  

HEM İNSAN HEM DE MÜSLÜMAN OLARAK BİZİM GÖREVİMİZDİR: İnancımıza göre taktir, tedbire mani değildir. Salgınla mücadelede, bilimin ve tıbbın sunduğu araçlardan faydalanmak hem insan hem de Müslüman olarak bizim görevimizdir. Devletimiz, insanı yaşat ki devlet yaşasın prensibiyle birçok gelişmiş ülkeden bile önce, gereken her imkânı vatandaşlarına sunmuştur.

OKULLARA BİR YILDA 1 MİLYAR TL YATIRIM YAPTIK: Hükümet olarak eğitim, öğretimin kesintiye uğramaması için çalışırken aynı zamanda yeni yatırımlarla eğitim altyapımızı tahkim ediyoruz. Bugün burada, son bir senede tamamlanan Mesleki Eğitimde 1000 Okul vesilesiyle bir araya gelmiş bulunuyoruz. Mesleki eğitimi güçlendirme gayesiyle hayata geçirdiğimiz bu proje ile belirlenen okullara bir yılda 1 milyar TL yatırım yaptık. Proje kapsamında 1000 okula 1000 kütüphane kazandırmanın yanı sıra toplam 10 bin akıllı tahta ve 1000 fizik, kimya, biyoloji laboratuvarı kurduk. Ayrıca mevcut mesleki alan laboratuvarı, atölyelerini güçlendirdik.

EKONOMİK BİR DEĞERE DÖNÜŞTÜRMESİ: 1000 okul projesinin yanı sıra 24 ilde mesleki ve teknik eğitim veren okullarımızda kurulan 50 AR-GE merkezimizin de açılışını yapıyoruz. Öğretmen ve öğrencilerimizin yeni ürünler tasarlaması ve bu ürünlerin fikri mülkiyet haklarını alarak ekonomik bir değere dönüştürmesi amacıyla hayata geçirdiğimiz AR-GE merkezlerini son derece önemli buluyoruz.

28 ŞUBAT DÖNEMİNİN TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNE VE EKONOMİMİZE YAPTIĞI EN BÜYÜK KÖTÜLÜKLERDEN BİRİ: Güçlenen altyapısı, gelişen imkanları, modern AR-GE merkezleri, vizyoner ve yetkin eğitim kadrosuyla bu okullarımız yeni çekim merkezleri olacaktır. Nitekim son dönemde mesleki ve teknik eğitimi destekleyici politikalarımızı müspet sonuçlarını birçok alanda görüyoruz. 28 Şubat döneminin Türk eğitim sistemine ve ekonomimize yaptığı en büyük kötülüklerden biri olan kat sayı zulmünün ortadan kalkmasıyla bu okullarımıza yönelik toplumumuzdaki önyargılar da önemli ölçüde kırıldı. Hem gençlerimiz hem de aileleri kariyer planlamalarında mesleki ve teknik eğitime daha fazla önem vermeye başladı.

AYRIMCILIK, ÖTEKİLEŞTİRME VEYA ADALETSİZLİK YOKTUR: Geldiğimiz nokta itibarıyla, gönül rahatlığı ile şu gerçeği ifade edebiliriz. Bir dönem evlatlarımız arasında öz-üvey ayrımı yapan politikaların izleri tamamen silinmiştir. Ülkemizde artık herhangi bir okul türüyle ilgili ayrımcılık, ötekileştirme veya adaletsizlik yoktur. Hangi lisede okursa okusun devletimizin nazarında evlatlarımızın tamamı eşittir, aynı hak ve imkanlara sahiptir. Eğitimde eşitlik ve adaleti tüm yönleriyle tesis etmek hükümetimizin öncelikli meselesi olmayı sürdürecektir.

TÜM BÜTÇELERDE ‘ASLAN PAYINI’ EĞİTİME AYIRDIK: Biz eğitimde günü kurtarmanın değil, istikbalimizi garanti altına almanın derdindeyiz. Türkiye’yi milletimize söz verdiğimiz şekilde eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temelleri üzerinde yükseltmeyi sürdürüyoruz. Bu amaçla son 20 yılda hazırladığımız tüm bütçelerde ‘Aslan payını’ eğitime ayırdık. Mesela 2002 yılında sadece 7,5 milyar TL iken 2021 yılında bu rakam 147 milyar TL'ye yükseldi. Görüldüğü gibi, nereden nereye? Yükseköğrenimi de dahil ettiğimizde bu yılki eğitim bütçemiz 211 milyar TL'yi aşıyor.

3600 EK GÖSTERGE MESELESİNİ ÖNÜMÜZDEKİ YILIN SONUNA KADAR ÇÖZÜMÜ KAVUŞTURMAYI PLANLIYORUZ: İlave 15 bin öğretmen atamasının müjdesini kısa süre önce kamuoyumuzla paylaşmıştık. Aynı şekilde öğretmenlerimizi de kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Bunun üzerinde tabii çok spekülasyonlar yapılıyor. Ana muhalefetin başındaki zat, ‘bu sözü ben verdim’ filan, falan… Sen neyin sözünü veriyorsun ya. Bu iş bizim işimiz. Biz kuru kuruya söz vermeyiz, biz yaparız. En önemli bizim özelliğimiz bu. Kuru kuruya söz vermek değil, icraat. Bizim için asıl olan evlatlarımız ile birlikte geleceğimizi de emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin huzur, esenliği, refahı ve motivasyonudur. Son 19 yılda devletimizin imkanları genişledikçe öğretmenlerimiz de bundan payını almıştır. Diğer kamu görevlilerimizle birlikte eğitim camiamızın da yanında olmayı sürdüreceğiz.”

 

Kaynak: anka