Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birilerinin sürekli ‘peşkeş çekiyorlar’ diyerek karaladığı projeler, esasında savunma sanayinin geleceğine yapılan en kritik yatırımlardır” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Kayseri’de düzenlenen A400M Fasbat Uçak Bakım Tesisleri’nin açılışı, Retrofiti (güçlendirme) yapılan ilk A400M uçağının teslimi ve stratejik iş birliği anlaşmaları sertifika törenine canlı bağlantı ile uzaktan katılarak konuştu. Erdoğan özetle şunları söyledi:

“AMBARGOLARI, TEHDİTLERİ UNUTMAYACAĞIZ: Ülkemizi savunma sanayisinde dışa bağımlılıktan kurtarıncaya kadar bu yatırımlara devam edeceğiz. Geçmişte; silah, mühimmat, askeri teçhizat bakımından dışa bağımlılığın bedelini ağır ödemiş bir ülkeyiz. Kıbrıs Barış Harekâtı sebebiyle maruz kaldığımız ambargoları, keyfilikleri, baskıları, hatta tehditleri unutmadık, unutmayacağız.

MÜTTEFİKLİK RUHU İLE BAĞDAŞMAYACAK DURUMLAR: Neredeyse 40 yılı bulan terörle mücadelemiz sırasında, müttefiklik ruhu ile asla bağdaştıramayacağımız durumlarla karşılaştık. Ülkemiz talep ettiğinde 40 dereden su getirilen silahlar, DEAŞ’la mücadele kisvesi altında Suriye’deki teröristlere teslim edildi.

BUGÜN DE BENZER ADIMLAR ATILIYOR: Vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirdiğimiz harekatlarda sözde dostlarımız bizi zaafa düşürmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı. Terör örgütünün ele başları meşru bir siyasetçi gibi, kırmızı halı serilerek, en üst düzeyde ağırlandı. Bugün de benzer adımların atılmaya devam ettiğini görüyoruz.

KENDİ GÖBEĞİMİZİ KENDİMİZ KESEREK: Bu iki yüzlülükleri esefle takip ederken kendi hazırlıklarımıza hız veriyoruz. Vatan savunmasında karşılaştığımız tüm haksızlıkları, hukuksuzlukları kendi göbeğimizi kendimiz keserek aşmakta kararlıyız. Savunma sanayi durağanlığı kabul etmeyen, atalete tahammülü olmayan, sürekli yüksek tempolu çalışmayı gerektiren bir sektördür. Başarının en temel şartı rakiplerden daima bir adım önde olmaktır.

ÖZEL SEKTÖRÜN DİNAMİZMİNDEN FAYDALANMAK: Bunun yolu, kamu kaynaklarının etkin kullanımının yanı sıra özel sektörün dinamizminden faydalanmaktan geçiyor. Savunma sanayinde mesafe kaydetmiş devletler, daha çok strateji belirleyen, istikamet çizen, sipariş veren konumundayken, özel şirketler ise geliştiren, üreten, teslim eden konumundadır. Aksi taktirde, dünya ile rekabet etmek, bu alanda özgün, yenilikçi, ileri teknolojiye sahip ürünler geliştirmek mümkün değildir.

BİRİLERİNİN KARALADIĞI PROJELER, GELECEĞE YAPILAN YATIRIM: Ülkemizin bir süredir yaptığı tam da budur. Birilerinin sürekli ‘peşkeş çekiyorlar’ diyerek karaladığı projeler, esasında savunma sanayinin geleceğine yapılan en kritik yatırımlardır.  Hisseleri, doğrudan veya dolaylı olarak kamuya ait savunma sanayi şirketlerinin her biri dünya markası haline geliyor. Savunma Sanayi Başkanlığı rehberliğinde, özel sektör kuruluşları, sınırlı imkanlarla çok büyük başarılara imza atıyorlar.

HEM KAMU HEM ÖZEL ÜRETİMİYLE TEDARİKLERİ GERÇEKLEŞTİRİYORUZ: Harekatlarımızda kullandığımız SİHA ve uçak bombalarından, tank ve top mühimmatlarına kadar hepsini de hem kamu ve hem özel sektör üretimiyle tedariklerini yollarını gerçekleştiriyoruz.

DÜNYANIN 3-4. ÜLKESİZİYİZ: Savunma sanayi alanında deneyim sahibi, uzmanlaşmış, nitelikli bir insan kaynağımız da oluşuyor. İHA, SİHA ve TİHA yönetiminde artık dünyanın 3.- 4. ülkesiyiz. Tek icraatları fabrika kapatmak olanların bunları anlamasını beklemiyoruz. Biz işimize bakıyoruz, hedeflerimize odaklanıyoruz. Savunma sanayide güçlü bir eko-sistem oluşturmaya çalışıyoruz.”

 

Kaynak: anka