Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu. Erdoğan, “Uluslararası toplum, elindeki tüm araçlara rağmen salgının yıkıcı etkilerini yönetemedi, maalesef iyi bir imtihan veremedi. Aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir” dedi. Erdoğan, terörle mücadeleye de dikkat çekerek, “DEAŞ ile mücadele kılıfı altında güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Antalya Diplomasi Forumu’nda konuştu. Erdoğan, “Forum vesilesiyle hem Antalya’nın güzelliklerini görme hem de güvenli turizm sertifikası programının uygulamalarına bizzat şahitlik etme imkanı bulacaksınız. 2021 senesinde sistemin kapsamını daha da genişleterek misafirlerimizin ülkemizin her köşesinde huzuru kalple tatil yapabilmelerini mümkün kıldık” dedi. “Aşı”, “terör”, “yenilikçi diplomasi” konularında açıklama yapan Erdoğan’ın konuşmasında dikkat çeken başlıklar şöyle:

"ULUSLARARASI TOPLUM SALGINI YÖNETMEDE İYİ BİR İMTİHAN VEREMEDİ: Karşı karşıya olduğumuz tehditlerin büyüklüğü, uluslararası planda dayanışmayı ve iş birliğini zaruri kılıyor. Korona salgınında bu ihtiyacı bir kez daha hissettik. Uluslararası toplum, elindeki tüm araçlara rağmen, salgının yıkıcı etkilerini yönetmede maalesef iyi bir imtihan veremedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), tarihin en büyük sağlık krizini ancak 10 gün sonra gündemine alabildi. Tropik adalardan Sibirya’ya kadar dünyanın en ücra yerlerine kadar etkileyen salgın karşısında iş birliği yerini rekabetçi politikalara bıraktı. Milyarlarca insanın yükü sadece dayanışmayla hafifleyecekken Afrikalı, Asyalı, Latin Amerikalı dostlarımız kaderlerine terkedildi. Salgının dünya ölçeğine adaletsizlikleri keskinleştirdiğini görüyoruz. Birçok ülkede toplumsal huzursuzlukların nüksetmesi, düzensiz göç yollarının tekrar hareketlenmesi Akdeniz’de ölümlerin artması en çarpıcı örneklerindendir.

YERLİ AŞIYI TÜM İNSANLIKLA PAYLAŞACAĞIZ: Bu süreçte, Türkiye olarak, dost kötü günde çağrılmadan gidendir inancıyla dünyanın dört bir yanındaki dostlarımızın imdadına koşmaya çalıştık. 158 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa sağlık malzemesi gönderdik. Türkiye’de misafir ettiğimiz sığınmacıları vatandaşlarımızdan ayrı tutmadan sağlık hizmetlerine erişimlerini sağladık. Salgın döneminde yapılan hataların tekrar etmemesi için aşı milliyetçiliğine fırsat verilmemesi önemlidir. Aşının şantaj, baskı aracı olarak kullanılması yanlıştır. Yıl sonundan önce bitirmeyi planladığımız yerli aşı çalışmalarımızı insan odaklı evrensel bir yaklaşımla yürütüyoruz. Kullanıma hazır hale gelince yerli aşımızı tüm insanlıkla paylaşacağız.

8 MİLYAR İNSANIN KADERİ 5 ÜLKENİN İNSAFINA BIRAKILAMAZ: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere küresel sistemin üzerine inşa edildiği ana yapılar mevcut halleriyle çözümün değil sorunun bir parçasıdır. İki kutuplu dünya tasavvurunun bize dayattığı kurumsal yapılarla 21. yüzyıldaki yolculuğumuzu devam ettiremeyiz. Türkiye olarak ‘Dünya beşten büyüktür’ sancağı altında yürüttüğümüz mücadelenin gayesi eskinin yüklerinden kurtularak yeniyi kucaklamaktır. 8 milyar insanın kaderi BMGK daimi üyesi 5 ülkenin insafına bırakılamaz. 190 ülkeye bir süreliğine masada oturma hakkı veren ancak kendi kaderleriyle ilgili söz hakkı tanımayan bir sistem adalet üretemez. Adaletin bulunmadığı yerde çatışma gerilim ve zulüm eksik olmaz.

FORUMUN TEMASINI YENİLİKÇİ DİPLOMASİ OLARAK BELİRLEDİK: Forumun temasını yenilikçi diplomasi, yeni dönem yeni yaklaşımlar olarak belirledik. Girişimci ve insani dış politika anlayışımızın gerisinde de bu yenileşme ve dönüşüm ihtiyacı bulunuyor. Türkiye, 2200 yılı aşan mazisiyle dünyanın en köklü devlet geleneğine sahip ülkelerden biridir. Eski devlet geleneği demek eski diplomasi kültürü de demektir. Coğrafi olarak Afro-Avrasya ülkesi olan Türkiye’nin diplomasisi de bu üç kıtayı kuşatan bir vizyonla yürütülmektedir.

TERÖRLE MÜCADELE HERKESİN GÖREVİDİR: Yaklaşık 10 yıldır dört milyona yakın Suriyeli kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz. Suriye’de faaliyet gösteren PKK, PYD, YPG ve DEAŞ gibi terör örgütlerine sahada varlık gösteren ilk ülke biz olduk. Suriye’nin yabancı terörist savaşçıları için bir eğitim ve barınma kampına dönüşmesine müsaade etmedik. DEAŞ’ın Suriye’deki varlığına büyük ölçüde son vererek Avrupa ve dünyanın güvenliğine katkı söyledik. DEAŞ’ın 4500 mensubunu etkisiz hale getirdik. Bugüne kadar 430 bin Suriyelinin güvenli ve gönüllü şekilde topraklarına dönüşünü biz temin ettik.

İSTİKRARSIZLAŞTIRMA ÇABALARIMIZ: Gerek terör örgütleriyle mücadelemizde gerekirse Suriye’yi istikrarsızlaştırma çabalarımızda uluslararası toplumdan beklediğimiz desteği alamadık. Ülkemizde sivilleri katleden caniler, siyasi sığınmacı statüsü verilerek yıllarca korundu kollandı, himaye gördü. DEAŞ ile mücadele kılıfı altında, güney sınırımız boyunca bir terör devleti kurulmaya çalışıldı. PKK’nın her yıl on milyonlarca avro haraç toplamasını engelleyecek birkaç göstermelik operasyonun dışında hiçbir kararlı adım atılmadı. Oysa terörün her türlüsüyle mücadele, dünyaya demokrasi ve hukuk dersi verenler başta olmak üzere herkesin görevidir."

 

 

Kaynak: anka