Eğitim-Sen “Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi zorunlu ders olarak okutulsun" talebiyle kampanya başlattığını duyurdu. Yapılan açıklamada, "Milli Eğitim Bakanlığı tarafından koordine edilen ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ kapsamında 162 okulda eğitim emekçilerine verilen eğitim süreci tamamlanmıştı. Uygulama aşamasına geçilecek proje İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasına paralel olarak, vesayet mekanizmalarının devreye girmesiyle iptal edildi" denildi. 

Eğitim-Sen, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimlerinin okullarda ve üniversitelerde zorunlu ders olması gerektiğini belirterek bu duruma ilişkin kampanya başlattığını duyurdu. Sendikanın Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısına, KESK Mali Sekreteri Gönül Kural Şimşek, Kadın Sekreteri Döne Gevher Koyun ve Hukuk-TİS Sekreteri Zeynep Korkmaz ile Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım ve Genel TİS-Hukuk Sekreteri Arzunur Şimşek katıldı.

Toplantıda, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu aracılığıyla uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğinin yapılması, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin üniversitelerin tüm kademelerinde ve bölümlerinde ders olarak okutulması gerektiğinin altı çizildi.

Eğitim-Sen’in Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım şunları söyledi:

“DERS KİTAPLARINDA ÖĞRENCİLERİN CİNSİYET ROLLERİNE UYGUN DAVRANIŞ KALIPLARI BEKLENMEKTEDİR: Cinsiyet eşitsizliklerini ‘’doğal’’ ve ‘’var olması gereken’’ bir durum olarak aktaran ders kitapları, uygulamalı dersler ve veli-öğretmen-idareci ilişkileri ile öğrencilerin cinsiyet rollerine uygun davranış kalıpları ve kazanımlar elde etmesi beklenmektedir. Geleneksel cinsiyet rollerini destekleyerek buna uygun bir içerikle hazırlanan ders kitaplarında, kız çocukları daha çok ev içi alana ya da bu rollerine uygun olan mesleklere yönlendirilmektedir. Kız çocuklarına öğretmenlik, doktorluk, hemşirelik gibi meslekler önerilirken, yöneticilik, tamircilik ve güç gerektiren işler erkeklere uygun meslekler olarak gösterilmektedir. Geleneksel kadınlık rollerini İslami kurallar ile meşrulaştırmaya çalışan Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin en önemli unsuru olan ders kitaplarıyla, aile yaşamını kutsayan ve kadını yok sayan politikaların sürdürücüsü olmaktadır.

MESLEK LİSELERİNDE, MESLEKİ BÖLÜMLER CİNSİYETE GÖRE AYRIŞTIRILMAKTADIR: Özellikle meslek liselerinde, mesleki bölümler cinsiyete göre ayrıştırılmaktadır. Cinsiyet eşitsizliğinin yoğun bir şekilde yaşandığı bu okullarda, genç kadınlar kadın işi olarak değerlendirilen çocuk bakımı, moda tasarımı gibi alanlara yönlendirilmekte, kendilerine anne ve eş gibi kalıp roller dayatılmaktadır. İmam hatip liselerinde ise devletin din eğitimini kendi tekeline alan yaklaşımının sonucu olarak, verilen eğitimi sorgulamayan, itaatkâr bireyler yetiştirilmesi amaçlanmaktadır.

'TOPLUMSAL CİNSİYETE DUYARLI OKUL PROJESİ' HAYATA GEÇİRİLMEDİ: İstanbul Sözleşmesi’nin gereği olarak 2014 yılında başlatılan Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü tarafından koordine edilen ‘Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi’ (ETCEP) kapsamında 162 okulda eğitim emekçilerine verilen eğitim süreci tamamlanmıştı. Uygulama aşamasına geçilecek proje; dönemin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından bir televizyon programında ‘Toplumsal cinsiyete duyarlı okul projesini hayata geçireceğiz.’ açıklamasından sadece iki gün sonra İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmasına paralel olarak, vesayet mekanizmalarının devreye girmesiyle iptal edildi.”

 

Kaynak: anka