DİLAN KUTLU 

Tatile girmeye hazırlanan okullarda pandemi sürecinde yüz yüze yapılan eğitimin ilk yarıyılında temizlik personeli yetersizliği yaşandı. Birçok ilde okul başına en fazla bir veya iki temizlik personeli düştüğünü söyleyen Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, "Geçtiğimiz yıllara oranla bu yıl daha az personelin istihdam edildiğini görmüş olduk. İki personelin çalışması gereken okulda bir personel olduğunu, bazılarında hiç temizlik personeli olmadığını, okul idaresinin velilerden topladığı ücretlerle bu işi yapmaya çalıştığını görüyoruz" dedi. Eğitim Sen Genel Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu ise Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in "Ne ihtiyacınız varsa karşılamıyor muyuz? Ödenek aktarmıyor muyuz" sözlerine ilişkin, “Milli Eğitim Bakanlığı yeterli ödeneklerle ayırıyor ise bu velilerden toplanan paralar, bağışlar neyin nesidir" diye konuştu.  

Eğitim Sen şube başkanları, 21 Ocak’ta tatiline girmeye hazırlanan ve salgın döneminde yüz yüzü eğitim yapılan okullardaki temizlik personeli yetersizliğini ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

"HİJYEN KAPLARINA BASTIĞIMIZ ZAMAN BOŞ OLDUĞUNU GÖRDÜK" 

Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, eylül ayından önce sendika olarak il milli eğitim müdürlüklerine temizlik personeli ihtiyacının bir an önce giderilmesi çağrısı yaptıklarını, ancak okulların büyük bir bölümünün hala temizlik personeli ihtiyacıyla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Sönmez, eylül ayında Antalya yerelinde yaptıkları ankette göre, okulların yüzde 60’nda temizlik personelinin yeterli, yüzde 40’nda yetersiz olduğunu, bazı okullarda ise hiç temizlik personeli bulunmadığını belirtti. “Geçtiğimiz yıllara oranla bu yıl daha az personelin istihdam edildiğini, okulların ihtiyacının bu istihdam edilen personelden çok fazla olduğunu görmüş olduk” diyen Sönmez, şöyle konuştu:

“Temizlik için personelin gönderilmediği bazı okullarda, okulun çeşitli farklı görevlilerini üzerine yıktılar. Bazı okullarda, velilerin çağrılarak okul temizliklerinin yaptırıldığı görülmüştü. Bazı okullar da velilerden toplanan paralarla kendisi yardımcı personel tutarak bu hizmeti yapmaya çalışmıştı. Gittiğimiz okulların çok büyük bir bölümünde, koridorlarda aslı olan hijyen maddesi kaplarına bastığımız zaman boş olduğunu görüyoruz. Sadece görüntüyü kurtarmaya dönük çalışmaların olduğunu görüyoruz. Maskeyi büyük oranda öğrencilerin kendileri getiriyor. İki personelin çalışması gereken okulda bir personel olduğu, bazılarında hiç temizlik personeli olmadığını, okul idaresinin velilerden topladığı ücretlerle bu işi yapmaya çalıştığını görüyoruz.

Meslek liselerindeki bazı okullarda ihtiyaçları gidermek adına mesleki eğitime dönük bir payın ayrıldığını görebiliyoruz. Bir de imam hatip okullarına kaynakların çok fazla aktarıldığını görebiliyoruz. Onun dışındaki okullar, gelirlerini velilerden aldıkları bağışlarla gideriyorlar. Eğitimde okullara dönük bir bütçenin, öğrenci başına ve okulun bulunduğu sosyoekonomik bölgeye göre farklılıklar gösterecek şekilde yeniden düzenlenmesi gerekiyor.”

“3 OKULDAN 1’İNE PERSONEL ALIMI OLMUŞ”

Eğitim Sen Diyarbakır 1 No’lu Şube Eş Başkanı Zülküf Güneş ise “Her yıl düzenli olarak İŞKUR üzerinden yardımcı hizmetlilere destek amaçlı temizlik personeli alınırdı. Önceki yıllarda sayı yaklaşık iki bin rakamıydı. Ama bu yıl Diyarbakır genelinde 599 İŞKUR personeli alındı. 8 ay sözleşmeli olarak çalışıyorlar. Bin 755 okula 599 personel; düşündüğümüzde, üç okuldan birine neredeyse personel alımı olmuş. Çok sınırlı kadrolu çalışan hizmetli personeli var” dedi.

Güneş, Diyarbakır’daki okullar için 399 temizlik personeli daha alınacağını, ancak sınıf mevcutlarının kalabalık olması nedeniyle bu sayının da yeterli olmayacağını söyledi.

"İSTİSNASIZ HER OKULUMUZ 1 VEYA 2 PERSONELİ KENDİ İMKANLARIYLA KARŞILIYOR"

Zülküf Güneş, “Okulların birçoğunda 70’e kadar çıkan sınıf mevcutlarımız var. Normal bir okulda sınıf mevcudu 60 iken imam hatiplerde sınıf mevcudunun 15 olduğunu görüyoruz” diye konuştu. Okullara ayrılan ödeneklerde de sıkıntı yaşandığını söyleyen Güneş, şunları söyledi:

“Bazı proje okullarında, imam hatip okullarında, bakanlık tarafından kısmı olarak bütçe aktarılıyor. Geri kalan okulların tamamında il milli eğitim üzerinden bir ödenek ayrılıyor. Bu ödenek de bina, tamirat, boya ve işler için harcanıyor. Okulun geri kalan bütün işi öğrencilere, eğitim emekçilerine ve velilere yük ediliyor. İstisnasız her okulumuz, bir veya iki personeli kendi imkanlarıyla karşılıyor. Bir öğrencinin sadece okula gidip gelip, bir çay, bir tost yemenin maliyeti bugün 20 lira. Kalabalık olan ailelerimiz var. Maalesef ciddi yoksul semtlerde yaşıyorlar. Böyle bir durumda velinin okula, aile birliğine destek olması mümkün değil. Kantinden alışveriş yapabilmek lükse dönüştü, bir öğrencinin kantinden alabileceği bir bisküvi bile 4-5 lirayı buluyor. Saha gerçekliğiyle bakanlığın açıkladıkları arasında dağlar kadar fark var.”

"ÖNCEKİ DÖNEMLERDE 3 YARDIMCI HİZMET PERSONELİ VERİLMİŞSE BU YIL 1 KİŞİ VERİLMİŞ"

Eğitim Sen Genel Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu da “Pandemide en önemli konulardan birisi temizlik. Ancak bu hijyen malzemelerini kullanacak personelin ortada olmaması, bu hijyen malzemelerini anlamsızlaştırılıyor” diyerek okullarda yaşanan ödenek sıkıntılarını şöyle aktardı:

“Ekim ayının sonlarına kadar İŞKUR üzerinden görevlendirilen yardımcı hizmet personeli bu yıl geciktirildi. Bir buçuk aydan fazla bir zaman diliminde okullarımız, temizlik personelinden mahrum kaldılar. Bu hangi şekilde giderilmeye çalışıldı? Okul yönetimlerimiz, okul aile birliklerimiz, okullarda yapmış oldukları toplantılarda velilere yapmış oldukları çağrılarda taşeron, dışarıdan özel anlaşmalı temizlik personeli ayarlamaya çalıştı. Ayarlayabilen ayarladı. Ayarlayamayan kendi başının çaresine bakmaya çalıştı.

Peki ekim ayının sonunda ihtiyaç kadar personele ataması gerçekleştirildi mi? Maalesef hayır. Önceki dönemlerde İŞKUR’da 3 yardımcı hizmet personeli verilmişse bu yıl bir kişi verilmiş. Daha önceki yıllarda 2 kişi, 1 kişi verilen okullarda hiç verilmemiş. Geçen yıllara göre okullarda görevlendirilen yardımcı hizmet personeli sayısı 4’te 3 oranında azaltılmış. Milli Eğitim Bakanlığı, okullarımız pırıl pırılmış, öğrenci öğretmen tuvaletlerimiz temizmiş gibi bir yaklaşım içerisinde.

"OKUL YÖNETİMLERİ ÇOK KÜÇÜK MİKTARDA YAPILACAK BAĞIŞLARA MUHTAÇ DURUMDA"

Milli eğitim bütçesi, geçen yıl eğitim bütçesi içerisinde 10,6 idi, bu yıl 10,7. Yani 0,1 düzeyinde bir artış var. Bunun içerisinde mal ve hizmet alımına ayrılan pay sadece yüzde 8. Zaten bütçesinin büyük bir bölümü personel maaşlarına gidiyor. Sayın Milli Eğitim Bakanı, ‘Ne ihtiyacınız varsa karşılamıyor muyuz? Ödenek aktarmıyor muyuz’ diyor. Biz de soruyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı yeterli ödenek ayırıyor ise bu velilerden toplanan paralar, okul aile birlikleri üzerinden toplanan bağışlar neyin nesidir? Eğer il milli eğitim müdürlüklerine yeterli ödenek ayrılıyorsa bu ödenekler okullara nasıl ulaşmıyor? Okul müdürüne fırça atmak yerine ‘Buraya ödeneklerimiz hiç mi gelmedi, bunu soruşturalım’ demesi gerekmiyor mu? Ama kolayı, eğitim emekçisini herkesin içerisinde azarlamak oluyor.

Milli Eğitim Bakanlığı her şeyi toz pembe göstermeye çalışıyor ama okullarımıza yeterli ödenekler ayrılmıyor. Bunun bütün okul yöneticileri ve eğitim emekçileri biliyor. Öyle ki okul yönetimleri çok küçük miktarda yapılacak bağışlara muhtaç durumdadır."

Kaynak: anka