Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, 183 okul inşaatı ihalesinin iptal edilmesine ilişkin, “Ülkemizde yeni okulların inşası, inşaat sektörünün kâr hesabıyla rafa kalkmıştır. Ülkeyi yönetenlerin topladıkları onca vergiye rağmen kendileri okul inşa etmekten acizmiş gibi meseleyi özel sektörle çözmeye çalışmasının faturası, daha az eğitimli bir Türkiye’dir” dedi.

Kadem Özbay, Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 183 okul inşaatı ihalesinin iptal edilmesine bugün yazılı bir açıklamayla tepki gösterdi. Özbay, açıklamasında şunları kaydetti:

“Türkiye, eğitimin bir kamu hizmeti değil sektör haline getirilmesinin acı sonuçlarıyla her gün yeni biçimlerle karşılaşmaktadır. Okullaşma oranını yükseltmek ve derslik başına düşen öğrenci sayısını azaltmak için MEB’in ihaleye çıktığı 183 okul inşaatının, inşaat şirketleri kârlı bulup tenezzül etmediği için iptal edilmesi bunun son örneği olmuştur.

Basına da yansıdığı üzere; Elektronik Kamu Alımları Platformu (EKAP) verilerine göre, 1 Ocak-12 Mayıs 2022 tarihleri arasında okul yapımına konu olan 114 ihale iptal edilmiştir. Toplam 183 okulu kapsayan ihalelerin 37’sinin iptal gerekçesi, ‘tekliflerin yüksek olması’, 76’sının ‘istekli bulunmaması’, birinin ise ‘ihaleyi alanın sözleşmeyi imzalamaması’ olarak gösterilmiştir.

Durumun vahametini daha görünür kılmak için ayrıntılara girecek olursak: Türkiye’nin en büyük şehri olmasına rağmen binlerce öğrencinin gidebileceği evlerine yakın bir okul olmadığı için her gün saatlerini ulaşımda harcadığı, bu okulsuzluk durumu nedeniyle birçok öğrencinin istemediği okul tiplerine ve özellikle de imam hatiplere mecbur bırakıldığı, birçok okulun tek bir okul binasına sıkışıp ikili ve vardiyalı biçimde eğitim gördüğü, bu ikili eğitim nedeniyle derslik başına düşen öğrenci sayısının ortaokulda 60’ı, liselerde ise ortalama 50’yi bulduğu İstanbul’da 48 okulun inşası iptal edilmiştir.

Daha yakın bir tarihe kadar okul öncesi eğitimde okullaşma oranı bakımından ülkenin en sondaki illeri listesinde yer alan, tarikatların eğitime en kolay tebelleş olduğu illerden Antalya’da 17 okulun inşası iptal edilmiştir.

Kız çocuklarının okula gönderilmesi ve erken yaşta evlendirilmemesi için demokratik kitle örgütlerinin hâlâ yoğun mücadele verdiği, 2020’de ortaöğretim seviyesindeki okullaşma oranı sadece 62,4 olan ve bu oranın azar azar iyileştiği Şanlıurfa’da yapılması planlanan 6 okuldan vazgeçilmiştir.

Meselenin bir diğer acı tarafı da sadece bu okul inşaatları iptal edilmemiştir. Havada kalan ihaleler arasında çok sayıda okul bakım/onarım ihalesi olduğu da kamuoyuna yansıyan bilgilerdendir.

“YENİ OKULLARIN İNŞASI, İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN KÂR HESABIYLA RAFA KALKMIŞTIR”

Özetle durum şudur:

Zorunlu eğitim kanunen 12 yıl olduğu halde okullaşma oranının hiçbir kademede yüzde yüze yaklaşamadığı ülkemizde, bu sorunun çözümü için MEB’e değil inşaat şirketlerinin ağzından çıkacak laflara bakılmaktadır. En son hesaplara göre okullaşma oranları okul öncesinde 5 yaş için yüzde 58,53, ilkokulda yüzde 96,12, ortaokulda yüzde 95,67, ortaöğretimde ise yüzde 87,95 olarak kayda geçmiştir. Hal böyleyken ülkemizde yeni okulların inşası, inşaat sektörünün kâr hesabıyla rafa kalkmıştır. Ülkeyi yönetenlerin topladıkları onca vergiye rağmen kendileri okul inşa etmekten acizmiş gibi meseleyi özel sektörle çözmeye çalışmasının faturası, daha az eğitimli bir Türkiye’dir. Ve hatta ülkemiz deprem kuşağında yer aldığı için okul binalarının sağlamlığı hayati derecede öneme sahipken bu kritik konu bile ihale masalarındaki homurtulara kurban gitmektedir.

“ÜLKENİN GELECEĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİMİZ SAHİPSİZ DEĞİLDİR”

Eğitim-İş olarak vurguluyoruz: Ülke genelinde okullar sıkış tepiş, okullar bakımsız, okullar güvensiz, okullar yetersizdir. Bu sorunlar, inşaat şirketlerinin kârından, yandaş müteahhitlerin cebinden daha önemli görülüp devleti yönetenler tarafından ivedilikle çözülmezse ülkece anlayacağız ki okullar aynı zamanda sahipsizdir.

Ama bilinsin ki ülkenin geleceği olan öğrencilerimiz sahipsiz değildir. Onların ve eğitim emekçilerinin çağın standartlarında ve yeterli sayıda okula kavuşması, bir memleket meselesidir ve Eğitim-İş bu meselenin peşini bırakmayacaktır. Takipçisi olacağımız bu konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirme görevimizi aksatmadan yerine getireceğimizin altını çiziyoruz.”

Kaynak: anka