Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Yargıtay’ın yeni binasını dün hizmete açan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben, "Sayın Cumhurbaşkanı, milletiniz büyük gösterişli binalara değil adalete susamış durumdadır. Halimiz acıklı bir fıkra gibi adeta. Adalet dağıtmayan devasa adalet sarayları ve bunlarla övünen bir Cumhurbaşkanı. Toplumsal huzur ve barış ancak çoğulculukla, özgürlüklerle, ötekine saygıyla sağlanabilir. Ancak siz, sizden olmayan herkesi diken olarak, terörist olarak kabul ediyorsunuz" dedi.

DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, TBMM’de bugün düzenlediği basın toplantısında, adli yıl açılışı vesilesiyle Türkiye’nin Adalet Karnesi’ni açıkladı. Yeneroğlu, özetle şunları söyledi:

YARGI HUKUKSUZLUKLARA GÖZ YUMAN BİR HALDE: “Hukukun olmadığı yerde halk 'sürü' yerine konulur; maalesef iktidar da aynen böyle yapıyor. Zaten rakamlar Türkiye’nin içinde bulunduğu korkunç gerçeği gözler önüne seriyor…Liyakat yerine sadakatin esas alınması, hakim ve savcıların 'kanunlara ve vicdanlarına' göre değil, 'iktidarın istek ve ihtiyaçlarına' göre karar vermesi nedeniyle bu hale geldik. Hukuk tanımaz iktidarın baskı ve korku ile yargıyı güdümü altına alması nedeniyle bu haldeyiz. Bugün yargı, iktidarın taleplerine göre karar veren, hukuku uyguladığı vakit iktidarın rahatsız olacağı endişesiyle tüm hukuksuzluklara ve yolsuzluklara göz yuman bir haldedir. 

ADALET VARMIŞ GİBİ YAPILMASI: Elbette ‘adalet mülkün temelidir.’ Ancak ülkemizde adaletin olmamasından daha kötüsü, adalet varmış gibi yapılmasıdır. Bugün temel sorunumuz, adaletin ve yargı sisteminin neredeyse yok olmasıdır. Buna rağmen adalet varmış gibi davranmak ise bu hukuksuzlukların, adaletsizliklerin devamına sebep olmaktadır. Şeffaflık ve hesap verilebilirlik, ancak hukukun üstünlüğünün tesis edildiği bir düzende var olabilir. İktidarın demokratik denetimden yoksun olması, vatandaşlarımıza hak ettikleri ve bunun için vergisini ödedikleri daha nitelikli hizmetlerin götürülmesi karşısındaki en büyük engeldir. Kamu kaynaklarının belli grup ve çevrelerce çıkarları doğrultusunda kullanılmasının da asıl nedenidir.

ADALET DAĞITAMAYAN DEVASA ADALET SARAYLARI: Dün yüksek yargı organlarının 'muhteşem binaları' ile övünen Cumhurbaşkanı artık milletimizle açıkça dalga geçmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı, milletiniz büyük gösterişli binalara değil adalete susamış durumdadır. Halimiz acıklı bir fıkra gibi adeta. Adalet dağıtmayan devasa adalet sarayları ve bunlarla övünen bir Cumhurbaşkanı. Hani adalet mülkün temeli idi? Hani devletin dini adaletti? Hani devlet ancak adaletle ayakta dururdu?

TAM BİR HESAP VERMEZLİK REJİMİ: Sayın Cumhurbaşkanı, 'Adaletin aynı zamanda toplumun huzur ve barışının teminatı olduğunu' söylüyorsunuz. Toplumsal huzur ve barış ancak çoğulculukla, özgürlüklerle, ötekine saygıyla sağlanabilir. Ancak siz, sizden olmayan herkesi diken olarak, terörist olarak kabul ediyorsunuz. Profesyonel bir aktör edasıyla prompterdan İnsan Hakları Eylem Planı açıklamakla ülkeye huzur geleceğini sanıyorsunuz. Oysa ilk önce kurallara siz uyacaksınız, okuduğunuzu idrak edeceksiniz ve samimi olacaksınız! Sayın Cumhurbaşkanı, 'Haktan hukuktan, asla vazgeçmeyeceğinizi ve amaca giden her yolu mübah gören anlayışı reddettiğinizi' belirtiyorsunuz. Oysa siz bunun tam aksini kendinize alışkanlık edindiniz ve tam bir hesap vermezlik rejimi kurdunuz.

ZAYIFA ZULMEDEN BİR İKTİDAR: Ne yazık ki iktidar partisi, kuvvetliyi koruyan ancak zayıfa zulmeden bir iktidar olarak tarihte yerini alacaktır. Bu nedenle bu sözüm ülkemizin hukukçularınadır. Adalet kutup yıldızı gibidir. Er ya da geç doğruyu gösterir. Doğruyu gösterdiğinde iktidara biat etmiş ve karanlık dönemin hukukçuları olarak mı, yoksa vicdanlarıyla zorbalığa karşı mücadele eden sorumlu hukukçular olarak mı anılmak istiyorsunuz?”

 

 

Kaynak: anka