Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) İzmir Şube Başkanı Erdal Aksoy, haksız ve hukuksuz şekilde sürgün edilen TCDD personellerinin mahkeme kararıyla göreve iade edilmeye devam ettiğini belirterek, özelleştirmelere de tepki gösterdi. Aksoy, "Özelleştirmeler, sürgünler, ihraçlar baskılar, soruşturmalar hepsi birbiri ile bağlantılıdır. Hepsi de sermayenin ve onun yerli işbirlikçilerinin politikalarının sonucudur. Bugün bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Uzun süredir sendikamız yönetici ve üyelerimiz üzerindeki AKP’ye yakın güçler tarafından geliştirilen bu ceza ve sürgün furyasına son verilmelidir" dedi.

KESK'e bağlı BTS İzmir Şubesi'nin sürgün edilen işçiler için başlattığı oturma eylemi 20'nci haftasına girdi. Sıcak havaya rağmen Alsancak Gar önündeki eyleme yaklaşık 30 demiryolu işçisi katılırken, "Demiryolu halkındır, satılamaz", "Sürgünler bizi yıldıramaz" sloganları atıldı. Hükümete sürgünlerin son bulması çağrısı yapıldı.

"BİR EMEKÇİYİ KURBAN VERDİK..."

BES Genel Sekreteri Aziz Özkan, SES Merkez Kadın Sekreteri Gönül Adıbelli, Eğitim-Sen Merkez Kadın Sekreteri Simge Yardım'ın da destek verdiği oturma eyleminde basın açıklamasını BTS İzmir Şube Başkanı Erdal Aksoy okudu. Aksoy, şöyle konuştu:

"Geçtiğimiz hafta AKP'nin çökmüş sağlık politikalarına, aşılamadaki beceriksizliklerine, 7/24 çalışan emekçilerin aşılanmamasına bir kurban daha verdik. Basmane personellerinden üyemiz Tren Odacısı Seyit Ali Çağlayan arkadaşımızı Covid 19 nedeniyle kaybettik. Evet arkadaşımız kader kurbanı değildir. Seyit Ali arkadaşımızda geçen hafta kaybettiğimiz Soner arkadaşımız gibi iktidarın, pandemi döneminde rakamları manuple etmesinin, bundan dolayı zamanında ve yeterli önlem almayışının, saraya yetiştiremediği bütçeden dolayı pandemi ile mücadeleye yeteri kadar bütçe ayırmamasından hayatını kaybetmiştir. Ailesine sabırlar diliyoruz. Ailesinin ve tüm demiryolu camiasının başı sağ olsun.”

SÜRGÜN KARARLARINI İPTAL EDİN

Sendikal hak ve özgürlükleri korumak için sonuna kadar mücadele vereceklerini vurgulayan Erdal Aksoy, "Sürgün döneminin başından beri diyoruz ki biz haklıyız, biz kazanacağız. Evet her hafta mahkemeler haklılığımızı ortaya koyuyor. Sürgünlerimize gerekçe olarak gösterilen, düzmece soruşturmalarla olmayan suçları yaratıp verdikleri disiplin cezaları mahkemelerden dönüyor. Vermiş oldukları kademe ilerleme cezası mahkeme tarafından iptal edilmiştir. Dolayısıyla sürgün kararlarının gerekçesi ortadan kalkmıştır. Buradan bir kez daha TCDD yönetimine sesleniyoruz. Biz haklıyız ve geri döneceğiz. Sürgün kararına gerekçe gösterdiğiniz disiplin cezası iptal edildiğinden bir an önce mahkeme kararını beklemeden sürgün kararlarını iptal edin" dedi.

Aksoy, özelleştirme politikalarını da eleştirirken şunları söyledi:

"Özelleştirmenin yapıldığı ülkelerde ve özelleştirmede örnek aldıkları ülkelerde dahi bunun hata olduğu anlaşılmakta ve bu hatadan dönülmekte iken ısrarla ülkemizde özelleşmeye gitmenin anlamı, ancak bilerek ve isteyerek ülkenin kaynaklarını sermayeye, yandaşlara peşkeş çekmekle açıklanabilir. Özelleştirme sonucunda demiryollarında dikkat edilmesi gereken bir başka nokta ise yaklaşık 23 bin demiryolu çalışanının akıbetinin ne olacağının belli olmamasıdır. Özelleştirmelerin kamu yatırımlarının peşkeş çekilmesiyle sınırlı kalmadığı, aynı zamanda işsizlik ve güvencesizliği de beraberinde getirdiği gerçeği, kamuoyunun dikkatini özelleştirilen işletmelere çevirmesini zorunlu kılmaktadır. Özelleştirmeler, sürgünler, ihraçlar baskılar, soruşturmalar hepsi birbiri ile bağlantılıdır. Hepsi de sermayenin ve onun yerli işbirlikçilerinin politikalarının sonucudur. Bugün bir kez daha yetkililere sesleniyoruz. Uzun süredir sendikamız yönetici ve üyelerimiz üzerindeki AKP’ye yakın güçler tarafından geliştirilen bu ceza ve sürgün furyasına son verilmelidir. Bu durum, sendikal örgütlenmeye ve demokratik hak mücadelesine vurulmak istenen bir darbedir. Bu asla kabul edilemez."

 

Kaynak: anka