Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un orman yangınları için yapılan uluslararası yardım çağrılarına ilişkin açıklamasına tepki gösterdi. Davuktoğlu, “Bu bir zaaf da değildir. Zaaf, var olan uçakları bakımsız bırakıp, Türkiye’yi bu yardıma muhtaç etmektir. Yazıklar olsun, tanıyamıyorum. Kabul edilebilir, anlaşılabilir, izah edilebilir hiçbir tarafı yok” dedi.

Ahmet Davutoğlu, bugün partisinin Yönetim Kurulu toplantısında konuştu. Davutoğlu’nun gündeminde, orman yangınlarına yapılan yetersiz müdahale vardı. Davutoğlu, şöyle konuştu:

"ANTALYA’NIN ŞANSIZLIĞI, İKTİDAR PARTİSİNDEN DEĞİL DE MUHALEFET PARTİSİNDEN BİR BELEDİYE BAŞKANI OLMASI MI"

"Bu çapta bir yangın yerel yönetimlere devredilemez, bırakılamaz. Normalde krizi yönetecek bakan kimse gelir, bir tarafa kendi bürokratlarını, diğer tarafına yerel yönetimleri alır, birlikte yönetirler. Hatta bunun simülasyonlarını birlikte yaparlar. Yani Antalya’nın şansızlığı iktidar partisinden değil de diğer muhalefet partisinden bir belediye başkanı olması mı? Böyle bir şey olur mu?

Orman Bakanı kendi hatalarını görmeyip yerel yönetimlere yükleniyor. Yerel yönetimlerin performansını ayrıca değerlendirirsiniz ama sizin göreviniz, 21 ile yayılmışsa bu yerel yönetimlerin bir kısmı şu partidendir bir kısmı bu partiden. Bir kere merkezi olarak bütün bu krizi yönetecek bir yapının oluşması lazım. Kriz öncesi hiçbir hazırlık yapılmadığı anlaşılıyor. Allah muhafaza benzer bir tabloyla büyük bir deprem ile karşılaşırsak bu kriz yönetimiyle birçok büyük yıkımlarla karşılaşırız.

"KRİZ BAŞLADIĞI ANDA, KRİZİN BİRİNCİ YÖNETİM MAKAMI CUMHURBAŞKANI’NIN KENDİSİDİR"

Kriz başladığı anda, krizin birinci yönetim makamı Cumhurbaşkanı’nın kendisidir. Ekibini toplar ve bir kişiyi görevlendirir net olarak. Kimse ondan sonra Cumhurbaşkanı’nın talimatı için veya herhangi bir müdahalesi için beklemez. Hava aracı yok, Cumhurbaşkanı havadan helikopterle denetim yapıyor. Olmaz.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay. AFAD Eski Başkanı. Benim başbakanlığımda AFAD Başkanıydı.  Kendisine söyledim, ‘Hangi krizi böyle yönettiniz?’ Kriz başladığı anda krizin bütün olumlu olumsuz sonuçlarını görecek bir masa olması lazım. Ve kesinlikle halkı paniğe sevk etmemek lazım ama halk şunu hissetmeli; ‘benim devletim burada ve müdahil oluyor.’ Vatandaş devleti görmediği zaman -işte dün resimleri görmüşsünüzdür, sosyal medyada da yansıdı- yolda vatandaş pompalı tüfekle yol kontrolü yapıyor. Peki birini tehlikeli gördü ve vurdu. Öbürü köyüne gitmek istiyor. Kim durdurur bunu? Dikkatli bir dil kullanmak lazım.”

"BU BİR ZAAF DEĞİLDİR, ZAAF TÜRKİYE’Yİ BU YARDIMA MUHTAÇ ETMEKTİR"

Gündemdeki yardım tartışmaları hakkında da değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Günlerdir Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi’nden ya da başka kaynaklardan ‘Türkiye’nin yardıma ihtiyacı yok, Türkiye güçlüdür.’ Sen güçlü olduğunu gösterirsen bunu söylemene gerek yok. Eğer güçsüz olduğun ortaya çıkarsa her gün bin kere güçlüyüm desen kimse inanmaz. Bakıyorsunuz birisi ‘Hiç yardıma ihtiyacımız yok’ diyor, aynı şey için diğeri ‘Yardım talep ettik’ diyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Ofisi’nin başındaki ‘Bizim yardıma ihtiyacımız yok, Türkiye yardım talep etmiyor’ dediği anda, Avrupa Birliği’nden açıklama geliyor; ‘Türkiye’nin talebi üzerine 3 uçak gönderiyoruz’ diye. Rezil olmayın. Bu bir zaaf da değildir. Zaaf, var olan uçakları bakımsız bırakıp, Türkiye’yi bu yardıma muhtaç etmektir. Yazıklar olsun, tanıyamıyorum. Kabul edilebilir, anlaşılabilir, izah edilebilir hiçbir tarafı yok.

"CUMHURBAŞKANI’NA SESLENİYORUM, BİR KRİZ MASASI KUR"

Orada gördüğüm tablo benim tanıdığım, bildiğim Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurumları değil. Orada gördüğüm tablo, Türkiye’nin kudreti değil. Bugün eğer bu ülkeyi bu duruma düşürmüş ve vatandaşın devlete karşı olan güvenini sarsmışlarsa bunun birinci sorumlusu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile bütün yetkileri elinde tutan, toplayan zihniyet ve onun takipçisi olan vazifesini yapmaktan korkan bir bürokratik kadrodur. Yetkiler tek elde toplanmışsa o zaman o tekelden hesap sorulur önce. O tekelinde çıkıp halka konuşması gerekir. O zaman Sayın Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Bizzat bir krizi masası kur. Başında otur. Yardımcın Türkiye’de AFAD’ın uzun dönem krizlerini yönetmiş biri, o da otursun. Önce bir hesap sor bakalım bu alanda bulunmuş olanlara. ‘Neden bizim uçaklarımız yok envanterde’ diye? Neden bakım yaptırmadınız, neden satın almadınız diye? Yazlık sarayın 640 milyon Türk lirası, bir yangın uçağının maliyeti 43 milyon Türk lirası. 15 uçak alınırdı. Cumhurbaşkanlığı filosundaki uçakların toplam değeri 1 milyar 100 milyon civarında. Onunla da 150’ye yakın uçak alınırdı. İnsaf.”

"NEYİ VAR Kİ O HALKIN, SENİN KREDİNİ ALACAK DA GERİ ÖDEYECEK"

AKP Antalya Gündoğmuş Belediye Başkanı Mehmet Özeren'in TOKİ açıklamasını anımsatan Davutoğlu, "Neyi var o halkın ki senin kredini alacak da geri ödeyecek. Varsa en kabadayısı, 100 civarında sürüsü vardır. Yaylada onu otlatır. Sütüyle, etiyle yıllık geçimini temin eder" şeklinde konuştu.

Kaynak: anka