CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Joe Biden'ın, Brüksel’deki NATO Zirvesi'nde yapacakları görüşmeye ilişkin; “ABD’nin Türkiye ekonomisine destek ve güveni dile getirilerek içerideki kriz ortamı hafifletilmeye ve bu görüşmeden iç politika için nema çıkartmaya çalışılacaktır. İktidar medyası ‘Erdoğan masaya vurdu’ başlıklarıyla ‘Brüksel zaferi’ manşetlerine yer verecektir. İktidar, beklediği bu randevudan medyası aracılığıyla olabildiğince siyasi çıkar devşirmek isteyecektir” değerlendirmesini yaptı.

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı ve İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, gündeme ilişkin haftalık değerlendirme raporunu yayımladı. İç politika, dış politika ve ekonomi olmak üzere 11 başlığın yer aldığı rapor, özetle şöyle:

“YENİ TÜRKİYE'DE MAFYA KONUŞUYOR, İKTİDAR SUSUYOR: Artık Yeni Türkiye’de mafya konuşuyor, iktidar susuyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, mafya elebaşının yaptığı suçlamalar ve kirli bağlantılar için ikinci suskunluk döneminden sonra, ‘dış güçler ve muhalefet’ iş birliği ile bir organizasyon yapıldığını öne sürdü. Organize suç örgütü elebaşının CHP bağlantılı olduğu yalanına sarıldı. Bu arada mafya liderinin yakalandığına dair farklı iddialar gündeme getiriliyor.

Organize suç örgütü elebaşının itham ve suçlamaları, kirli bağlantıları teşhir eden ifşaatları karşısında önce birinci suskunluk döneminde 25 gün sonra konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yayınlanmaya devam eden videolardaki vahim iddialar üzerine ikinci suskunluk dönemini geçen hafta partisinin grup toplantısındaki konuşmasıyla geçiştirdi. Bu süreçte kendilerine yakın medya ve köşe yazarlarına sızdırılan bilgilere bakılırsa, parti yöneticilerine, vekillerine ‘kimse konuşmasın’ talimatı vermiş.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan, ortalığa saçılan kirin, çamurun, ayyuka çıkan kirli bağlantıların sorumlusunun muhalefet olduğu iddiasıyla yeni yalanlara sarıldı. Dış güçlerin ve muhalefetin mafya organizasyonunda kendisine ve partisine, iktidarına karşı iş birliği yaptığını öne sürdü.

"ARAŞTIRMA ÖNERGELERİ VERİYORUZ, ENGELLENİYOR, REDDEDİLİYOR"

Bizler bu iddiaların araştırılmasını devlet içindeki devletle mafya arasındaki, siyasilerle organize suç örgütleri arasındaki var olduğu iddia edilen iş birliklerinin açığa çıkarılarak ülkenin ve devletin bundan arındırılması çerçevesinde araştırma önergeleri veriyoruz. İktidar ittifakının oy birliği ile engelleniyor, reddediliyor.

-Cumhurbaşkanının öne sürdüğü ve söylediği gibi ‘bu lağımla iç içe olan muhalefet’ ise hemen özel yetkili savcı tayin edip soruşturma başlatsın.

-Ziraat Bankası’ndan 750 milyon dolar krediyi alıp üstüne yatan medya patronu, muhalif gazete ve TV sahibi ise hemen RTÜK cezayı kessin.

-Varlık Fonu’na bağlı Ziraat Bankası’na Cumhurbaşkanı talimat versin ve haciz icra başlatıp, tüm medya kuruluşlarına TMSF el koyup icradan satışa çıkartsın.

-İçişleri Bakanı’nın canlı yayında söylediği, ‘Çocuklarının evinde para sayma makineleri ve balya balya dolar-eurolar çıkan eski İçişleri Bakanı’ muhalefete mensup ise zaten artık eski olduğu için dokunulmazlığı da yok, derhal savcılar, emniyet, harekete geçsin, gerekeni yapsın.

BİDEN-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ

ABD konsolosluk çalışanlarının üçünün tutukluluğu ve bunlara yönelik casusluk- darbecilik-terör örgütü üyeliği (FETÖ) suçlamaları; Biden’ın masaya getireceği başlıklar arasında sıralanıyor. Bunun yanında Suriye, Libya, Irak, Doğu Akdeniz, Dağlık Karabağ, Karadeniz’de Rusya-Ukrayna gerginliği vb. bölgesel konular da masada yer alacak. - Kuzey Suriye’de PYD-YPG-SDG ve Kürtlerin Özerk Yönetim ilanına hazırlığı en tartışmalı başlıklardan birisi olacak.

"GÜLEN'İN İADESİ, HALKBANK DAVASI GİBİ KONULARI ERDOĞAN'IN MASAYA GETİRMESİ BÜYÜK İHTİMAL"

Masadaki acil konular arasında Türkiye'nin Rus S-400 füze savunma sistemini satın alması ilk sırada yer alıyor. İktidar medyasında bu görüşme öncesinde S-400’lerin İncirlik Üssü’nde tutulacağı ve ABD’ye bunun güvencesinin verileceği yönünde haberler yayınlandı. ABD güçlerinin yer aldığı İncirlik’te S-400’lerin konumlandırılması, sistemin ABD tarafından da kontrolüne onay anlamına geliyor ki Rusya’nın buna onay vereceğini sanmıyorum.

Bu açıdan Biden’ın, Trump döneminde PYD-SDG kontrolündeki bölgede ABD’li Delta petrol şirketine verilen ve bu bölgede petrol arama-çıkartma-rafine ayrıcalığı ile Sezar yaptırımlarından muafiyet tanınması kararını Erdoğan ve Putin ile buluşmadan önce iptal etmesi bir jest olarak görülebilir. Fetullah Gülen’in iadesi talebi, Halkbank davası gibi konuların da Erdoğan tarafından masaya getirilmesi büyük ihtimal.

-ABD’nin Türkiye ekonomisine destek ve güveni dile getirilerek içerideki kriz ortamı hafifletilmeye ve bu görüşmeden iç politika için nema çıkartmaya çalışılacaktır.

-İktidar medyası ‘Erdoğan masaya vurdu’ başlıklarıyla ‘Brüksel zaferi’ manşetlerine yer verecektir. İktidar, beklediği bu randevudan medyası aracılığıyla olabildiğince siyasi çıkar devşirmek isteyecektir.

“İŞSİZLİK REKORA KOŞUYOR”

Nisan ayında yüzde 13,9’a yükselen işsizlik oranı yeni bir tarihi rekora doğru gidiyor. 4,5 milyona ulaşan işsizler, işsizlik ve istihdam rakamlarında 59 yıldan bu yana gerçekleşen en yüksek resmi işsiz sayısı. TÜİK’in inandırıcılığı kalmayan rakamlarına bakılırsa son bir yılda 3 milyon dolayında yeni istihdam söz konusu. TÜİK, salgın önlemleri ve ekonomik kapanmalara rağmen böylesi bir yeni istihdamın nasıl sağlandığını, izah etmek zorundadır!

"İŞSİZLİK YÜZDE 13.9"

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı, Nisan ayı İşgücü ve İşsizlik İstatistiklerine göre resmi işsizlik oranı yüzde 13,9’a yükseldi. İşsizlik oranı en son 12 yıl önce 2009’da yüzde 14 ile o zamana kadar ki en yüksek orana ulaşmıştı. Açıklanan Nisan ayı oranı da bir kez daha küresel finansal krizin en ağır şartlarının yaşandığı 2009 yılı düzeyine gelindiğini ortaya koyuyor.

-Son 6 yılda, 2015’ten beri işsizlik oranı çift hanenin altına düşmedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçilen 2018 yılından bu yana da yüzde 12’nin altına inmedi.

"TÜİK, İŞSİZLİK VE İSTİHDAM VERİLERİNDE DE HER AY BİR BAŞKA ÇELİŞKİYE İMZA ATIYOR"

3 Haziran’da aynı gün iki farklı mayıs enflasyonu açıklayıp, sonra yüksek olan oranın ‘sehven’ olduğunu duyurup geri çeken TÜİK işsizlik ve istihdam verilerinde de her ay bir başka çelişkiye, izah edilemeyen verilere imza atıyor. Başta TÜİK olmak üzere Merkez Bankası, İŞKUR, Hazine ve diğer kurumların böylesine itibar ve güven kaybına uğradıkları bir dönem, hiçbir iktidar döneminde yaşanmadı. Toplumdaki inandırıcılığını iyice yitiren, her dakika patlak veren yasa dışılıklar, mafya iddiaları, usulsüzlük ve yolsuzluklar karşısında suskunlukla süreci idare etmeye çalışan iktidar, veri üreten devlet kurumlarını da siyasi baskı ve talimatlarla ‘resmi yalan’ söylemeye yönlendirerek kendisine benzetti.”

 

Kaynak: anka