CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Danıştay'ın, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı ile ilgili iptal ve yürütmeyi durdurma başvurularını reddetmesi hakkında, “Anayasal düzene adeta bir başkaldırıdır. Bunun anlamı şudur; Saray’ında oturan tek adam, gece yayınlayacağı bir kararla, sadece ve sadece canı istediği için, örneğin bu ülkenin tapu senedi Lozan Antlaşması'ndan da çekilebilecektir” değerlendirmesini yaptı.

CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, Danıştay'ın, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hakkında yapılan iptal ve yürütmeyi durdurma başvurularını reddetmesi hakkında yazılı açıklama yaptı.

Taşçıer, kararı; “Danıştay'daki Saray ekibinin aldığı bu hukuk garabeti kararla, tek bir adama, keyfine göre, arzu ettiği uluslararası anlaşmadan çekilme imkânı tanınmıştır” olarak değerlendirdi. Taşcıer’in açıklaması şöyle:

“ANAYASAL DÜZENE BAŞKALDIRIDIR: Danıştay'ın, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı hakkında yapılan iptal ve yürütmeyi durdurma başvurularını reddetmesi Anayasal düzene adeta bir başkaldırıdır. Bağımlı yargının hukuku ayaklar altına alan kararı, Devlet düzeni ve 84 milyonun geleceği adına apaçık bir tehdit yaratmıştır. Danıştay'daki Saray ekibinin aldığı bu hukuk garabeti kararla, tek bir adama, keyfine göre, arzu ettiği uluslararası anlaşmadan çekilme imkânı tanınmıştır. Bunun anlamı şudur; Saray’ında oturan tek adam, gece yayınlayacağı bir kararla, sadece ve sadece canı istediği için, örneğin bu ülkenin tapu senedi Lozan Antlaşması'ndan da çekilebilecektir!

ANAYASA’NIN DA TEK ADAMIN KEYFİNE BAĞLANDIĞININ İSPATI: Yürürlükteki ucube Başkanlık sistemi ile yasama-yürütme ve yargıyı kendisine bağlayan AKP Genel Başkanı, TBMM’de milletvekillerinin oylarıyla, bir uygun bulma kanunuyla onaylanan ve yürürlüğe giren bir uluslararası anlaşmadan tek başına aldığı kararla çekilmiştir. Demokratik hiçbir Devlet düzeninde görülemeyecek böylesi bir garabet, Meclis ve dolayısıyla millet iradesinin apaçık bir gaspı olmuştur. Kanunlar nasıl yürürlüğe girdilerse o yolla yürürlükten kaldırılabilirler. Ancak dün Danıştay’da Saray’a bağımlı kişilerin aldığı kararla bu yetki gaspının görmezden gelinmesi, yasama-yürütme ve yargının olduğu gibi, Anayasa’nın da bir tek adamın keyfiyetine bağlandığının ispatı olmuştur.

84 MİLYONUN GELECEĞİ TEHDİT ALTINDADIR: Ülke ekonomisini akıl ve bilim dışı hevesleriyle batıran bir şahsın, canı istediği için tek imzasıyla uluslararası anlaşmalardan çekilebileceği bir ortamda 84 milyonun geleceği tehdit altındadır. Kadınların can güvenliği için koruyucu bir kalkan olan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı 42 milyon kadın için olağanüstü bir tehdit yaratmışken, Danıştay’ın aldığı kararla bu tehdit bu ülkede yaşayan herkesi kapsamaya başlamış, konuyu başka bir seviyeye taşımıştır. Bu halk, tek bir kişinin gündelik kararlarıyla savrulmayı hak etmiyor. Dolayısıyla erken seçim artık bu ülkenin bekası için bir zorunluluk haline gelmiştir.”

 

 

Kaynak: anka