HABER: TAMER ARDA ERŞİN- KAMERA: ÜNAL AYDIN

Ordulu bir yurttaş CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’a dert yanarak, “Ben zamanında 4 çocuk büyüttüm, şimdi bir tane bakamam. Ben 50 yıldır vergi veriyorum, aldığım 200 lira. Bunların evlatları parayı vuruyorlar, benim çocuklar asgari ücret. Benim evimde 10 tane oy var, 5’i asgari ücret...” dedi. 

CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun başkanlığındaki, CHP Genel Başkan Yardımcıları Gamze Akkuş İlgezdi ve Ahmet Akın’ın da aralarında bulunduğu 40 kişilik CHP heyeti Karadeniz’de yurttaşların sorunlarını dinlemek için 3 günlük program düzenliyor. CHP’li heyetin ilk durağı Ordu oldu.

CHP’li heyet Ordu’da esnafın ve fındık tüccarı dertlerini dinledi. Eskiden MHP’li olduğunu söyleyen bir fındık tüccarı, fındığın fiyatına ilişkin “Para baronları istediği fiyatı belirliyor. Verecekleri para 26 lira, 26,5 liradır” dedi.

CHP’li Torun, fındığın fiyatını yükseltmeye çalıştıklarını vurguladı. Tüccar, Torun’un da kendileri için uğraştığını ancak televizyonlarda onu göremediklerini söyleyerek, Torun’un Ordu Belediye Başkanı olduğu dönemi “Çay parasını cebinden verdiğini biliyorum. (Torun’a) Sen gittikten sonra vallahi de billahi de belediyeye giremedik” diye anlattı.

“MHP’LİYDİM, 90 DERECE DÖNDÜM”

“8 yaşından beri MHP’liydim, 90 derece döndüm” diyen tüccar, Türkiye’yi düşündüğünü ve devletten bir beklentisi olmadığını kaydederek, “Bana bir şey vermesin, benim vatanım, milletim güçlü olsun. Herkes sömürüyor, gelen sömürüyor, giden sömürüyor. Ben her şeyi göze almışım, hiçbir şey umurumda değil” diye konuştu. 

“KESELERİ DOLASIYA BEKLİYORLAR”

Fındığın fiyatının belirlenmemesinden Torun’a dert yanan yaşlı bir kadın, “Keseleri dolasıya bekliyorlar” dedi. Yaşlı kadının oğlu, “45 lira vereceklermiş bu sene” diye espri yaptı.

Başka bir yurttaş da “Fındık amelesi bulunur” yazılı kahvehanede fındığın fiyatının belirlenmemesinden yakındı ancak bunu kamera karşısında söylemeye çekindi. Yurttaş Torun’un “Üretici bekliyor, hükümetten ses yok. Buna söyleyecek bir şeyin yok mu?” sorusuna “Söyleyecek bir şey çok aslında da, yani” diye yanıt verebildi.  

“4 VEKİLİ VAR, KİMSE TANIMIYOR”

Bir manav, meyve ve sebze fiyatlarının çok yüksek olduğunu ve yurttaşın alamadığını “Fiyatlar hiç düşmedi, bizi de sıkıntıya çok soktu. Üretici zaten kazanamadı. Aradakiler aldı” dedi. Bir berber de AKP’nin Ordu’da 4 milletvekili olduğunu ancak sorunlarını dinlemeye gelmediklerini söyleyerek, şu tepkiyi gösterdi:

“Bu Ordu’nun 4 tane AK Parti milletvekili var. Şurada sokaktan 10 kişi çevirin 8’i tanımıyor. Bunun sonucunda CHP yönetiminin çok pasif kaldığını düşünüyorum. Bu dört tane milletvekilinin de Ordu’da nasıl gezdiğini hale merak ediyorum. Hiçbirisini tanıyan yok. Hiçbirisi görevini yapmıyor ama zamanı geldiğinde 4 tane çıkarıyorlar. (Torun: Burada vatandaş da kim hakkını savunuyor düşünmeli). Sesi çıkan bir Seyit Bey, bir de Cemal Enginyurt. 4 tane milletvekili var, bunlar saltanat mı sürüyor, ne yapıyorlarsa bunlar. Nasıl olsa oy geliyor muhabbeti mi var? Böbürlenme, böbürlenme.” 

ŞEFFAFLIK İSTEDİ, JAPONYA’YI ÖRNEK GÖSTERDİ

Bir telefoncu da Torun’da Türkiye’ye şeffaflık gelmesini isteyerek, Japonya örneğini anlattı. Torun partilerinin şeffaflıkla ilgili Siyasi Ahlak Yasası önerdiğini belirtti.  Esnaf, şunları söyledi:

“Burada siyasi parti farkı gözetmeksizin söylüyorum. Her zaman ve bir şekilde bunun artık bu ülkede olması lazım. Bunun dini de ırkı da yoktur. Japonlar yüzde 90 ateist, bakıyorsunuz sizin söylediğinizi yapıyorlar. Hem siyasi anlamda hem de kazandıklarının hesabını hepsini her platformda veriyorlar. Ama biz maalesef.”

Torun, “Güya biz Müslümanız ama Müslümanlığın gereklerini yerine getirmiyoruz” dedi. Esnaf, Torun’un belediye başkanlığı dönemini anlatarak, “Hakkınızı hayatta unutamam” diye Torun’un esnafın sorununu o dönem de dinlediğini söyledi. 

“FINDIĞI DOLARA ENDEKSLESİNLER”

Bir fındık tüccarı da Torun’a “Ne olacağı belli değil de bakalım” diye fındık fiyatlarının belirlenmemesine tepkisini dile getirdi. Tüccar, mallarının elinde kaldığını belirterek, iktidarın fındık fiyatlarını belirlemeden işçi yevmiyelerini ve alınacak fındık miktarını belirlediğini “Onların açıkladığı yevmiye de yevmiye değil. Aha biz anlaştık, 175 lira. Kimse toplamıyor. Onlar 120 lira. 120 liraya kim çalışır” diye anlattı. Tüccar fındık fiyatlarının dolara endekslenmesini isteyerek, “3 dolarsa, 3 dolar. 4 dolarsa, 4 dolar. Dolar düşerse biz de aşağından satalım, kabulüz” diye vurguladı. 

Torun, bir kahvehaneye girdi ve yurttaşa bir dokundu bin ah işitti. Yıllarca şoförlük yaptığını söyleyen bir yurttaş, iktidara tepkisini şöyle dile getirdi:

“Bizi bundan sonra inşallah kurtaracaksınız. Almadan iki mislisini veriyor. Bu nasıl olacak? Buna nasıl çere bulunacak? (Torun sosyal devlet önerisinde bulundu.) Sen bu memleketteyken suyun arttığını görmedim. Ayakkabı alamıyoruz daha ayağımıza. Terliğe, yumurtaya, ayakkabıya, cekete, hırkaya vergi. Bu nasıl olacak, nasıl kurtaracağız bu işi?”

“ŞİMDİ BİR TANE BAKAMAM”

Yurttaş kendi çocuklarının asgari ücretli olmasına karşın vergi verdiğini ancak iktidara yakın kişilerin vergi vermediğini ifade etti. Yurttaş çocuklarının geçinemediği için çocuk yapamadığını şöyle anlattı:

“Asgari ücretten benim çocuklar daha bir çocuktan başka çocuk bakamıyor. Piyasada yok. Birer çocuğuyla kaldılar. Biri de senin taleben, Faruk. Ordu Spor’da oynayan… Çocuklar birer çocukla kaldı, kaldı. Daha bakamıyor ki. (Torun: 3 çocuk istiyor). Ya 5’e çıktı. Kim bakacak? Ben zamanında 4 çocuk büyüttüm, şimdi bir tane bakamam. Baksana bu vatandaşlar, çıksınlar, delikanlı gibi, desinler ki ‘Ben 5 tane çocuk bakacağım.’ Ben 50 yıldır vergi veriyorum, aldığım 200 lira. Bunların evlatları parayı vuruyorlar, benim çocuklar asgari ücret. Benim evimde 10 tane oy var, 5’i asgari ücret...”

“ÜCRETLİ ÖĞRETMENİM, 1300 LİRA MAAŞ ALIYORUM”

Torun’un yanına çocuğuyla gelen ataması yapılmayan genç bir matematik öğretmeni de özel sektördeki öğretmenlerin asgari ücretin altında çalışmak zorunda kaldığını söyledi.

Ücretli öğretmenlik yaptığını belirten öğretmen, “Hiçbir özlük hakları yok. Birçok arkadaşım pandemiden döneminde olayı işten çıkarıldı, sebepsiz yere. Sizler neler yapmayı düşünüyorsunuz” dedi.

Torun, öğretmene TÜİK’in istatistikleriyle “Bu ülkede TÜİK diyor ki 100 bin öğretmen açığı var. Devletin resmi kurumu diyor bunu. Ama ülkeyi yönetenler öğretmen fazlamız diyor” diye yanıt vererek, sorunu çözeceklerini söyledi.

Öğretmen, ücretli öğretmenlerin durumunu “Başkanım ücretli öğretmenlik yapıyorum, kadroları bunula dolduruyorlar. Ben 1300 lira maaşla ücretli öğretmenlik yaptım” diye anlattı. 

“250 LİRAYA NEVRESİM ÇOK GELİYOR”

Çeyizlik ürünler satan başka bir esnaf da evlenmek isteyen çiftlerin 250 liraya dahi nevresim alamadığını dile getirerek, “Yani çok iç açıcı bir durum yok. Biz çeyizciyiz. Çeyiz diktireceğine bir nevresim alıyor gidiyor. Kumaş pahalı. Bir takım diktirse 250’den başlıyor. Vatandaş 250 lirayı dahi veremiyor” dedi.

“PİL BİTTİ, TÜRKİYE’NİN PİLİ BİTTİ”

Torun’u yolda çeviren bir kadın da “Pil bitti, Türkiye’nin pili bitti yani” dedi. Zihinsel engelli çocuğu olduğunu dile getiren kadın, AKP’yi kastederek, şunları söyledi:

“Onun standart adamları var. Kırsaldan alır oyu… Yıllar yılı fabrika köşelerinde uğraştım. Gecelere kadar. Saatsiz, mesaisiz. Aldığım maaş, emeli maaşı. Yaş beklemem gerekiyordu, yaşı beklemeden bir şekilde yararlandım. Aldığım maaş. Doğalgaz, elektrik, çocukların doktor parası var. Çocuğun fiziksel yönden rahatsızlığı yok. Zihin engelli. Her ay 130 lira para ödüyorum, sağlıktan yararlansın diye. Benden yararlanamıyor. Al bir işe çalıştır, yok. O da yok, bu da yok. Diyor ki adam, cami ne kadar büyük olursa olsun imam bildiğini okur, şimdi millet bildiğini okuyor. Yalvarıyor ediyor.”

“ADALET DİYE BİR ŞEY YOK”

Gazetecilik mesleğini bırakarak, tatlıcı dükkanında tezgahtarlık yapmak zorunda kalan bir kadın da CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi’ye dert yandı.

Kadın ülkede adaletin olmadığını söyleyerek, “Adalet diye bir şey yok. Özellikle bunun üzerinde durun. Türkiye’de adalet diye bir şey yok. Gariban ne yaparsa yapsın suçlu” dedi. Tatlıcıdaki yaşlı adam da siyasette tartışma istemediklerini belirterek, “60 senesinden beri çok başbakanlar gördüm, cumhurbaşkanları gördüm. Tarafsızdı, bağımsızdı. Şimdi anlayamıyorum yani” diye vurguladı.

 

Kaynak: anka