Haber: ÇAĞATAN AKYOL - GAYE ŞEYMA CAN / Kamera: SADIK KARAKULOĞLU

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ile Gezi Parkı davası tutukluları Can Atalay, Ali Hakan Altınay ve Tayfun Kahraman’ı Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Karaca, “Gezi davasında bu ağır cezaların verilmesi onları hedefine ulaştıramadı. Aslında kendi ayaklarına sıktılar, diyebiliriz. Buradan onlar başı dik bir şekilde çıkacaklar" dedi. Bankoğlu ise “Gezi aslında hepimiziz. Biz Gezi’yiz. Gezi bizim davamız. Bugün burada yargılananlar, tutuklular özgürlüklerine kavuşacaklar. Ne zaman? Adaletin, bağımsız yargının olduğu günlerde” diye konuştu.

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu ile birlikte, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nin ardından Silivri Cezaevi'ne geçerek burada tutuklu Ali Hakan Altınay, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret etti.

Karaca ve Bankoğlu, ziyaretin ardından açıklama yaptı. Bankoğlu, Gezi Parkı davası kapsamında tutuklananları önce Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde ziyaret ettiklerini söyledi. Bankoğlu, şöyle konuştu:

“GAYET MORALLİLER, İYİLER: Bakırköy’de Mücella (Yapıcı) ablayı, Çiğdem’i (Mater), Mine’yi (Özerden), ziyaret ettik. Şimdi de Silivri’den çıktık. Can Atalay, Hakan (Altınay) hoca ve Tayfun Kahraman’ı ziyaret ettik. Kendilerinin selamlarını iletelim önce buradan herkese. Gayet moralliler, iyiler. Hatta bize de onlar moral verdi, diyebilirim. Demokrasi, adalet yolunda, özgürlük mücadelesinde verdikleri mücadele aslında hepimizin ortak mücadelesi.

‘BİR BEDEL ÖDENMESİ GEREKİYORSA BUNU ŞEREFİMİZLE ÖDERİZ' DEDİLER: Kendilerinin mesajlarını söyleyeyim size: ‘Nasılsınız, iletmek istediğiniz bir mesaj var mı’ dedik. ‘Herkes kendine çok iyi baksın’ dediler. ‘Gayet iyiyiz, moralimiz yüksek. Dışarıdaki destekleri duyuyoruz, hissediyoruz. Herkese çok teşekkür ediyoruz. Bugün bir bedel ödüyorsak demokrasi mücadelesi için, cumhuriyet için, cumhuriyetin, demokrasi mücadelesinin ve önündeki engellerin kalkması için bir bedel ödenmesi gerekiyorsa bunu şerefimizle öderiz’ diyorlar. ‘Biz iyiyiz. Herkes kendine mukayyet olsun’ diyor; Can ve Tayfun.

ADALETİN OLDUĞU GÜNLERDE ÖZGÜRLÜKLERİNE KAVUŞACAKLAR: Hakan hoca diyor ki, ‘Korkutmaksa hiçbirimiz korkmadık. Kimse korkmadı. İnsanlar sadece öfkelendiler ve bu dayanışma, bu özgürlük ve adalet mücadelesi daha da büyüdü’ diyor. Ben de onların mesajını size iletmiş olayım. Gezi’de bulunmuş, o dönemlerde genç bir avukattım. Bugün bir milletvekili olarak onları ziyaret ettik. Gezi aslında hepimiziz. Biz Gezi’yiz. Gezi bizim davamız. Bugün burada yargılananlar, tutuklular özgürlüklerine kavuşacaklar. Ne zaman? Adaletin, bağımsız yargının olduğu günlerde.”

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca da görüşmeye ilişkin şu bilgileri paylaştı:

“İNANILMAZ MORALLİLER: Biz gerçekten içeriye girerken çok farklı duygularla girmiştik. Gezi’de uzun süre alanlarda olan, o mücadeleye tanıklık etmiş, o mücadele içerisinde yer almış birisi olarak biz o süreçteki korku duvarlarını yıkan, hangi siyasi düşünceden, hangi ideolojiden olursa olsun yaşam alanları ve yaşam biçimlerine müdahale edenlere karşı ses yükseltmek isteyen o barışçıl eylemin ve onurumuz olan ve öyle devam edecek olan Gezi’nin orada tutsaklarını görmek hakikaten duygulandırdı. O kadar mutlu, o kadar neşeli, o kadar güler yüzlerle içeriye girdiler ki bugün Silivri’de aynı şeyi aynı şekilde hem Hakan Bey, hem Can Bey, Tayfun Bey inanılmaz moralliler.

‘BİZLER ÜZERİNDEN TOPLUMU KORKUTMAK İSTEDİLER’: Bir de şunu söylediler, ‘Bizler üzerinden toplumu korkutmak istediler ama biz korkmadık. Toplum da korkmadı. Bilakis haksızlığa, hukuksuzluğa ve dosyada hiçbir somut delil olmaksızın bize bu derece ağır cezalar verilmesi toplumdaki öfkeyi tetikledi. Öfke, toplumu, hukuk ve adalet çerçevesinde bir araya getirdi. Gezi’de bir araya gelenler bugün bu dava üzerinden o öfkeyle tekrar bir araya geldiler’ dediler. Neden iktidar bu kadar Gezi’yle hesaplaşmak istiyor? Neden Gezi’yi bir türlü unutamıyor? Hepimizin bildiği gibi toplum üzerinde bir korku imparatorluğu kurmak istediler ve korku duvarların arkasında toplumun yurttaşlarımızın gizlenmesine nedeni olmuşlardı ama Gezi ne yaptı? O korku duvarlarını yıktı.

ASLINDA KENDİ AYAKLARINA SIKTILAR: Gizlenmek zorunda kalan yurttaşlarımız birdenbire mücadelenin, direnişin ve cesaretin tadını aldılar. O günden bu yana ne yaparlarsa yapsınlar, o duvarların tekrar örülmesine bu toplum izin vermedi. Gezi’yle bu yüzden hesaplaşmak istiyorlar. Gezi’yle toplumu sindirmek, korkutmak suretiyle demokrasiden uzaklaşmalarını, adalet talebini, hak taleplerini, hukuk taleplerini dile getirmesin istediler. ‘Barışçıl eylemlerle hukuksuzluğa karşı, yaşam biçimlerine, yaşam şekline ve yaşam alanlarına karşı direniş göstermesinler ki biz istediğimiz gibi bu toplumu dizayn edelim, istediğimiz gibi yaşam alanlarında rantı açabilelim’ dediler ama bu toplum onlara artık izin vermiyor, vermeyecek de. Gezi Davası'nda bu ağır cezaların verilmesi de yine onları hedefine ulaştıramadı. Aslında kendi ayaklarına sıktılar diyebiliriz. İçerideki arkadaşlarımız biliyorlar ve bize de aynı şeyi söylüyorlar. Biz de inanıyoruz, bütün toplum olarak inanıyoruz. Buradan onlar başı dik bir şekilde çıkacaklar. Onları bugün burada bir bedel ödemek zorunda bırakan sevdiklerinden ve bütün toplumdan mücadelelerinden ve mesleklerinden uzak burada tutuyorlar.

ÇORLU’DAKİ AİLELER İLK DEFA CAN’SIZ DURUŞMAYA ÇIKTILAR: Çorlu’daki aileler ilk defa Can olmaksızın duruşmaya çıktılar. Toplumsal davalarda, Çorlu’da, Hendek’te, Soma’da o mağdurların, mağdur ailelerinin yanlarındaki hem hukukçu olarak hem insan olarak cesaret ve destek abidesi olan Can’sız bir duruşma yapıldı. Onlar da susmadılar, daha da cesaretlendiler. Onların cesareti, onların neşesi, onların dik duruşu ve onların topluma bu şekilde vermiş olduğu mesajlarla bu toplum da o korku duvarlarına bir daha hapsolmayacak. Onlar başı dik bir şekilde adaletin sağlandığı bir Türkiye’de bu kapıdan çıkacaklar. Biz de siz değerli basın mensubu arkadaşlarımız sizlerle birlikte Silivri’de, Bakırköy’de ve bütün cezaevlerinde adalet arayışı içerisinde olan bütün yurttaşlarımızın başı dik bir şekilde o cezaevi kapısından çıkışına tanıklık edeceğiz.”

KORKMAYANLAR KAZANACAK: Özgürlükle hep birlikte kucaklaşacağız. Biz buraya gelmeye devam edeceğiz. Onlarla birlikte bu dayanışmayı ve bu mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz. Gezi kazanacak. Gezi sebebiyle tutsak tutulanlar kazanacak. Direnenler kazanacak. Korkmayanlar kazanacak. Mücadele edenler kazanacak. Onlar da bunun farkında ama kazanan ne olacak? Bu ilk olacak. Kazanan adalet olacak ve kazanan cesaret olacak diyorum.”

Çorlu tren katliamı davasına ilişkin avukat Can Atalay’ın mesajını aktaran Karaca, sözlerini şöyle tamamladı:

“AKLI ÇORLU’DAYDI: Gezi davası ve bu süreçle ilgili konuşmak istedik. Ancak onun fiziki bedeni buradaydı ama aklı Çorlu’daydı. Çorlu’daki mağdur ailelerin yanındaydı. Hâlâ ek iddianame ile gerçek suçlular hakkında iddianame düzenlenmemesi ve davanın iddianamesiz bir şekilde sürdürülmeye çalışılması ve hukukun kilitlenmesi, adaletin bu kadar geç tecelli edecek olmasından dolayı duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Oradaki ailelerle dayanışma duygularını tekrar bizlerle paylaştı. 4 yıl geçti.

HER BİRİMİZ, CAN ATALAY OLARAK MAĞDUR AİLELERİN YANINDA OLACAĞIZ: Orada hayatını kaybeden yurttaşlarımızın ailelerinin adalete olan özlemlerinin hâlâ giderilmemiş olması, adalet beklentisinin hâlâ gereğinin yerine getirilmemiş olmasından dolayı bir hukukçu olarak, bir hak savunucusu olarak öfkesini ve bu mücadelenin mutlaka sonuçlanması için bütün topluma Çorlu’da, o ailelere desteklerini talep etti. Biz de ona zaten bu sözü çok önceden vermiştik. Birlikte orada her birimiz bir Can Atalay olarak o davada o mağdur ailelerin yanında olacağız.”

 

Kaynak: anka