Eğitimde gelir kaynaklı adaletsizliklerin AKP iktidarlarında arttığını, uzaktan eğitimle birlikte makasın daha da açıldığını söyleyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, "Bu makas, yanlış politikalarla her geçen gün daha da açılmaktadır. MEB'in telafi eğitimi ya da finansmanı nereden sağlanacağı belli olmayan 'etkinlikler yapın talimatı' ile açılan bu makası kapatmanın imkanı yoktur" dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, partisinin genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Eğitimdeki eşitsizliklerin derinleştiğine işaret eden Karabıyık, çözümün, "Orta ve uzun vadeli doğru politikaların hazırlanması ve acilen uygulanmaya başlamasıyla mümkün” olduğunu söyledi. Karabıyık, “Parasız ve kaliteli eğitime her çocuk erişebilmelidir” sözleri ile de eğitime ayırılan bütçenin artırılmasını istedi.

Karabıyık şunları söyledi:

“HER GEÇEN GÜN DAHA KÖTÜYE GİTTİ: 19 yıllık AKP iktidarında, eğitim sistemi her geçen gün daha kötüye gitmiştir; çünkü karar almanın merkezinde çocukların maksimum yararı öncelenmemiş, öncelenen tek hedef, ‘Gelecek nesilleri ideolojik olarak şekillendirebilmek’ olmuştur. Eğitimde ve dolayısıyla kalkınmada başarıyı yakalayabilmiş ülkeler, aynı zamanda eğitimde fırsat eşitliğini sağlayabilmiş toplumlardır.

FIRSAT EŞİTLİĞİNİ GELİŞTİRMEK ÖNEMLİ: Eğitimde fırsat eşitliğinin yüksek olduğu toplumlar, çocukların sahip oldukları eğitim ve imkânlarının ailelerinin sosyo-ekonomik durumundan çok etkilenmediği toplumlardır. Bireylerin sosyo-ekonomik çevrelerinden bağımsız olarak kaliteli eğitime erişimini sağlayacak politikalar fırsat eşitliğini geliştirmek için son derece önemlidir. Böylece sadece zengin olanlar değil, toplumdaki tüm çocuklar ve gençler, kaliteli eğitime erişebilecektir.

YOKSULLUĞUN TRANSFERİ ÖNLENEBİLİR: Bu bağlamda; nitelikli okul öncesi eğitime her çocuğun erişebilmesi, kamu harcamalarının ve bütçelerin eğitimi öncelemesi önemlidir. Tüm okullarda eşit ve kaliteli eğitimin sunulması ile aslında yoksulluğun anne-babadan çocuğa transfer edilmesi de önlenebilir. Çocukların eğitimi için daha çok kamu harcaması ve yatırımı yapılması, ekonomik olarak dezavantajlı ailelerin çocuklarına eğitim ve destek sağlanması, erken çocukluk eğitiminin geliştirilmesi ile yoksulluk da kader olmaktan çıkacaktır.

İKTİDAR SINIFTA KALDI: Ülkemizde örgün eğitimde 18 milyon 241 bin 881 öğrenci vardır. Covid süreci öncesinde özel okul - devlet okulu farkı, bazı bölgelerde, il ve ilçelerde devlet okullarında gerçekten eğitim olanakları ve kalitesinin yetersizliği, gelir yetersizliği, yoksulluk, yoksunluk gibi ailelerin çocuklarına yeterli imkanları sağlayamaması gibi nedenler ile eğitime erişimde eşitsizlikler büyüyerek gelmiştir. Çünkü anayasal bir hak olan parasız ve kaliteli eğitim konusunda iktidar sınıfta kalmıştır.

UZAKTAN EĞİTİM EŞİTSİZLİĞİ ARTIRDI: Tabii ardından da Covid süreci başlamış, böylece ‘uzaktan eğitime erişim’ dediğimiz yeni bir kavram ortaya çıkmış, devletin süregelen yanlış yatırım tercihleri, yanlış eğitim ve gelir politikaları sebebiyle bu süreç eğitimdeki eşitsizlikleri daha da derinleştirmiştir.

Bir tarafta EBA’ya erişemeyen, kaynak kitap alamayan, özel destek alamayan bir kez bile deneme sınavına giremeyen çocuklar bulunurken, diğer tarafta eğitim uzaktan da olsa maddi durumu iyi olan ailelerinin çocukları özel dersler, tam donanımlı bilişim araçları ve ek kaynaklarla açık ara öne geçmiştir.

GELİR DAĞILIMINDA ADALETSİZLİK: TÜİK’in son verileri, hane halkının eğitim harcamalarının yüzde 3,2’sini en yoksul yüzde 20’lik kesimin, yüzde 64,5’ini ise en zengin yüzde 20’lik kesiminin yaptığını ortaya koymaktadır. Başka bir ifade ile en zengin ailelerle en yoksul ailelerin eğitim harcamaları arasında 20,5 kat fark bulunmaktadır. Zaten Gini katsayısı da son 10 yılın en kötü değerinde, bunu da biliyoruz. Gelir dağılımındaki adaletsizlik ailelerin yaptığı harcama kalemlerinin hepsine yansımış durumdadır. Ayrıca yoksulun çocuğu dengeli beslenme ve iyi eğitim imkanlarına ulaşmada sorunlar yaşamaktadır.

YANLIŞ POLİTİKALARLA MAKAS AÇILIYOR: Öğrenciler, iyi eğitim almış bir azınlık ve iyi eğitim imkanından yararlanamamış çoğunluk olarak ikiye ayrılmış durumdadır.  Bu makas, yanlış politikalarla her geçen gün daha da açılmaktadır.

DAHA KÖTÜYE GİDEBİLİR: 2019’da ciddi maddi yoksulluk içindeki çocukların oranı yüzde 32,3, yoksul çocukların oranı ise yüzde 32,4 iken, yoksul çocuk sayısı 7 milyon 417 bin iken, bu tablonun salgın nedeniyle yaşanan iş ve gelir kaybının yanı sıra, kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin aylığı gibi yetersiz ve daha da yoksullaştıran gelirler ve eğitime erişimde yaşanan sorunlar nedeniyle daha da kötüye gitmesi riski ile karşı karşıyayız. Aynı zamanda, olumsuz olan bu durum, daha fazla çocuğun okul dışı kalması, okulu terk etmesi, çocuk işçiliği ya da çocuk evliliklerinin artması gibi riskleri de beraberinde getirebilir.

PARASIZ VE NİTELİKLİ EĞİTİME HERKES ERİŞEBİLMELİ: MEB'in telafi eğitimi ya da finansmanı nereden sağlanacağı belli olmayan 'etkinlikler yapın talimatı' ile açılan bu makası kapatmanın imkanı yoktur. Sorunu çözmek ancak orta ve uzun vadeli doğru politikaların hazırlanması ve acilen uygulanmaya başlamasıyla mümkündür. Parasız ve kaliteli eğitime her çocuk erişebilmelidir. Eğitimde fırsat eşitsizliği ortadan kalkmalıdır.

CHP iktidarında, eğitimdeki sorunların nasıl çözüleceği, öğrenciler arasında derinleşen makasın kapatılması için neler yapılacağı ile ilgili çalışmalarımız hazırdır. İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamemizde de eğitimde yaşanan sorunlara dair çözüm önerilerimizi paylaştık.”

CHP’NİN ÇÖZÜM ÖNERİLERİ:

“- Öncelikle, öğrencilerin öğrenme kayıplarının tespit edilmesi için çalışmalara başlanmalıdır.

- 2021-2022 eğitim öğretim yılı için yeni bir öğretim programı hazırlanmalıdır. Öğrenme kayıplarının en aza indirilmesi için yeni bir program uygulanması mutlaka gereklidir.

- Acilen Milli Eğitim Şurası toplanmalıdır.

- MEB’e acilen ek kaynak aktarılmalıdır.

- Bütün çocukların eğitim-öğretim imkanlarına erişimi konusunda var olan eksiklikler ivedi olarak giderilmelidir.

- İhtiyaç sahibi öğrencilerin tablet, bilgisayar ya da televizyon ihtiyacı hızlıca karşılanmalıdır.

- İhtiyaç duyulan 44 bin dersliğin yapımına derhal başlanmalıdır.

- En az 100 bin öğretmen ataması yapılmalıdır.

- Tüm okullara kadrolu temizlik görevlisi ve sağlık personeli ataması yapılmalıdır.

- Okulların ihtiyaç duydukları temizlik malzemeleri eksiksiz karşılanmalıdır.

- Öğrencilerin sosyal ve fiziksel gelişimsel sorun yaşamamaları için gerekli tedbirler alınmalıdır."

 

Kaynak: anka