CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, OECD’nin gençlerin pandemi sürecinde yaşadıkları sorunlarla ilgili raporunu değerlendirdi. Gökçen, “18 yaşını geçmiş kişilerin hayata özgür ve kendi kararlarını verebilen bireyler olarak yetişebilmeleri tüm toplumun faydasına olacak. Gençlerin bu ülkede hayal kurabilmelerini istiyorsak burs, yurt, sosyal devlet, erişilebilir sağlık hizmeti, iyi eğitim ve özgürlükten başka çaremiz yok” dedi.

OECD’nin “Covid-19 sırasında gençlerin endişeleri” başlıklı raporuna göre, Türkiye’de gençlerin yaklaşık yüzde 65’i, pandemi sürecinde hanelerinde iş kaybı yaşandığını, yüzde 70’ten fazlası ekonomik durumları ile ilgili kaygı duyduğunu bildirdi.  CHP’li Gökçen ise, pandemi döneminde gençlerle görüşmelerini, “Gençler; bu dönem eğitimden hiç verim almadıklarını, ekonomik ve psikolojik desteğe ihtiyaç duyduklarını söylüyor” ifadeleri ile aktardı.

CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, OECD araştırması hakkında yazılı bir açıklama yaptı. Gökçen, açıklamasında şu değerlendirmeyi yaptı:

“BU DÜZENİN SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMADIĞINI BİR KEZ DAHA GÖRDÜK: Pandemi, dünyada halkın yarattığı zenginliğin nasıl paylaşılacağını tekrar tartışmaya açtı. Bu düzenin sürdürülebilir olmadığını bir kez daha gördük. Türkiye’de ise her alanda yaşanan sorunların daha ağır boyutlarıyla karşılaşanlar yine gençler oldu. İlk haftalarda herkesin hazırlıksız olduğu sürecin ardından diğer tüm devletler kriz planı yaparken Türkiye’de hükümet, vatandaşlarını korumak yerine vaka sayılarıyla oynamakla meşgul oldu.

GENÇLER HAPİS KALDI: 20 yaş altı gençlere ve çocuklara uygulanan uzun süreli ve ne bilimsel ne de hukuki olan sokağa çıkma yasağının yanında tedbirlerin dahi gevşetildiği dönemlerde üniversiteler de uzun süre tamamen kapalı kaldı. Bu durum, gençlerin sosyalleşmeye ve ekonomik desteğe en çok ihtiyaç duydukları dönemde eve kapanarak psikolojik açıdan da zorlanmalarına yol açtı. Ailesinden ekonomik bağımsızlığını elde edemeyen ve ihtiyaç duymasına rağmen sosyal destekten mahrum bırakılan gençler ya kendilerini ailelerine borçlu hissetti ya da yaşam tarzlarına ve kimliklerine baskı uygulanan çevrede hapis kaldı.

GENÇLER YALNIZ BIRAKILDI: Bu dönemde bu sorunu yaşayan yüzlerce gençle bir araya geldik. Bir gencin bana anlattığı şu cümleleri yaşıtları da onayladı: ‘Devlet herhangi bir planlama yapmazken herkes bizim son derece disiplinli ve planlı olmamızı, hiçbir olumsuzluktan etkilenmememizi, bir robot gibi çalışmamızı ve duygularımızı bastırmamızı bekledi. Bizim endişelerimiz, hayat kaygılarımız, geleceğimizi tasarlayabilmek için kendimizi tanıma ihtiyacımız yokmuş gibi davranıldı.’ Tam da bu sözler, bir kesimin beş maaş alabildiği bir düzende milyonlarca gencin ne kadar yalnız bırakıldığının kanıtıydı.

GENÇ KADINLAR SORUNLARI DAHA YOĞUN YAŞIYOR: Bütün fırsatların kimlere sağlandığını gören gençler, buna rağmen zor bir dönemden geçildiği için bazı sorunları içine attıklarını ve derin yoksulluğu yaşayanların sorunlarının öncelikli olduğunu söyledi bizlere. Oysa iş yerinde yalnızlaştırılan, öğrencilik hayatını yaşayamayan, geleceğini göremeyen gençlerin fiziksel sağlığı olduğu kadar ruh sağlığı da önemli. OECD’nin araştırmasına göre Türkiye’de gençlerin yüzde 30’u bu dönemde ruh ve akıl sağlığını kaybettiğini ifade ediyor. Üstelik genç kadınlar, genç erkeklere göre bu sorunu da diğer sorunlarda olduğu gibi çok daha yoğun yaşıyor.

SOSYAL DEVLET, İYİ EĞİTİM VE ÖZGÜRLÜKTEN BAŞKA ÇARE YOK: Ücretsiz psikolojik destek, karşılıksız burs, yoksullukla mücadele için aile destekleri sigortası ve genç kadınların güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması ne lüks ne de fazla bir talep. 18 yaşını geçmiş kişilerin hayata özgür ve kendi kararlarını verebilen bireyler olarak yetişebilmeleri tüm toplumun faydasına olacak. Gençlerin bu ülkede hayal kurabilmelerini istiyorsak burs, yurt, sosyal devlet, erişilebilir sağlık hizmeti, iyi eğitim ve özgürlükten başka çaremiz yok.”

Kaynak: anka