CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlığı kurulması için TBMM’ye kanun teklifi verdi.

Müzeyyen Şevkin, yaptığı açıklamada, son yıllarda üst üste yaşanan afetlerin vatandaşların hayatını kaybetmesine neden olduğunu, geride kalanları da canından bezdirdiğini söyledi. Şevkin, TBMM’ye sunduğu kanun teklifinin, Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlığı’nın kuruluş, görev, yetki ve sorumluluklarını belirlediğini; afet ve acil durumlar ile sivil savunma hizmetlerini yürütülebilmesi için gerekli düzenlemeleri içerdiğini vurguladı.

Afetlerin doğa, iklim, biyolojik, teknolojik ve sosyal kaynaklı meydana geldiğini dile getiren Şevkin, dört bölümden oluşan kanun teklifindeki gerekçeyi şöyle açıkladı:

"SADECE 2020 YILINDA DEPREMLERDE 198 İNSANIMIZ YAŞAMINI YİTİRMİŞTİR"

“Ülkemiz, halen 1959 yılında çıkarılmış olan Afet Yasası ile yönetilmektedir. İnsanoğlunun artık marsta yaşamı kurguladığı bir süreçte, yaşadığımız bunca afet/felakete karşın halen gerekli yasal düzenlemelerin yapılmamış olması kabul edilemez. Sadece 2020 yılında, depremlerde 198 insanımız yaşamını yitirmiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yerbilimleri Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre; Türkiye’de son 90 yılda meydana gelen 389 heyelanda 1.343 kişinin hayatını kaybettiği, her yıl ortalama dört ölümlü heyelan meydana gelirken son yirmi yılda bunun iki kat arttığı ifade edilmiştir. Ülkemizde özellikle 2000’li yıllardan sonra meteorolojik afetlerin oluşum sayılarında da belirgin bir artış görülmektedir. Samsun Üniversitesi Meteoroloji Bölümü öğretim üyesi Dr. Abdullah Kahraman’ın yaptığı araştırmaya göre; 1980 ile 2018 yılları arsında 39 yıllık süreçte Türkiye’de selden ölenlerin sayısı 1.242’dir. Orman Genel Müdürlüğü verilerinden alınan bilgilere göre; Türkiye'de 1937'den 2020 yılı sonuna kadar kaydı tutulan toplam orman yangını sayısı, 114 bin 941 olarak tespit edilmiştir.

"MÜSİLAJ DA EKOLOJİK BİR AFETTİR"

25 milyon insanın yerleşmiş olduğu Marmara denizi, evsel atıklar, sanayii atıkları, katı atıklar, sintine suları, inşaat atıkları, kıyı yağma ve doldurmaları, Marmara adası ve Marmara civarında işletilen taş ve mermer ocağı atıkları vb. nedenlerle adeta can çekişir hale gelmiş ve 2021 yılı mayıs ayında adeta bu kadar atığa tepki vererek yaklaşık deniz yüzeyinden 30 metre derinliğine kadar musilaj (deniz salyası) ile kaplanmıştır. Bu da ekolojik bir afettir. 

“YETKİ, İLETİŞİMSİZLİK, EŞGÜDÜM EKSİKLİĞİNE DERHAL SON VERİLMELİDİR”

7269 sayılı Yasa yerine derhal günün teknik, bilimsel, sosyal, coğrafi  dokusuna uygun yasa hayata geçirilerek afet mevzuatı yeniden yapılandırılmalı; diğer ülkelerde de örneğine rastlanan, deprem özelindeki çalışmalara referans olacak bir 'Fay Yasası' derhal hayata geçirilmelidir; imar planları ve yapılaşma açısından 'Diri Fay Haritası', 'Yüzey Faylanması Tehlikesinin Değerlendirilmesi', 'Kuraklık', 'Taşkın Tehlike ve Risk Haritalarının' kullanımı gibi farklı afet türlerine ilişkin tedbirlerin alınmasını sağlayacak alt mevzuat düzenlemeleri acilen gerçekleştirilmelidir.

Büyükşehir belediyeleri başta olmak üzere yerel idarelerin organizasyon yapısında acilen değişikliğe gidilerek bünyelerinde 'Afet Daire Başkanlıkları' kurulmalıdır. Tüm bu sorunların çözümü ve etkin önlemler alınması için hazırladığımız kanun teklifi, Türkiye’de acilen bir 'Afet ve Acil Durum Yönetimi Bakanlığı' kurulmasını amaçlamaktadır. Çalışmaların tek bir kurum çatısı altında yapılması gereklidir. Böylelikle yetki, iletişimsizlik, eşgüdüm eksikliğine derhal son verilmelidir.”

Kaynak: anka