CHP’nin tarım politikalarından sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TÜİK’in açıkladığı tarımsal üretim verilerine tepki gösterdi. Sarıbal, "TÜİK'in açıkladığı zararlar gerçeği yansıtmıyor. Daha fazla kayıp var. Arpada da mısırda da buğdayda da daha fazla kayıp var. Sadece durumu idare ediyorlar. Bugün bu verim düşüklüğünün, rekolte düşüklüğünün temel nedeni, iktidarın 18,5 yıldır uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır" dedi.

İzmir'in Bornova ilçesine bağlı kırsal Yakaköy mahallesinde "Tarımda Yerel Kalkınma" konulu panele katılan Orhan Sarıbal, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi. Panelin sonunda ANKA Haber Ajansı'nın sorularını yanıtlayan Sarıbal, TÜİK'in açıkladığı tarımsal üretim verilerine tepki gösterdi. Sarıbal, şunları söyledi:

"TÜİK, her ne kadar rakamlarına çok güvenmesek de şu an açıklama yapan bir kamu kurumu niteliğinde. Dolayısıyla yaptığı açıklamada şunu görüyoruz; yüzde 14 buğday üretimi, yüzde 30 arpa, nohut, kuru fasulye birçok üründe düşüş var. Sadece meyve ve meyveye bağlı çiçek üretiminde bir artış var. Aslında bu başka bir tehlike. Önemle bunun üzerinde durmak lazım. ‘Buğday yüzde 14 düşmüş’ deniliyor ama bu rakam çok daha yüksek. Geçen yıl 20,5 milyon ton buğday üretilmişti. Bu yıl yüzde 14'lük bir düşüşten bahsediliyor ki bu rakamın çok çok daha fazla üstünde bir düşüş var. Neden mi; kuraklıktan dolayı ciddi bir verim düşüklüğü vardı. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinden kaynaklanan kuraklık elbette önemli. Ama asıl önemli olan, 19 yıldır sulama sistemine, sulamaya yatırım yapmayan iktidarın GAP'ı tamamlamaması nedeniyle, İç Anadolu Bölgesi'nde KOP'u tamamlamaması nedeniyle, Kızılırmak ve diğer tüm havzalardaki su toplama kanallarını, bentlerini yapmaması ve tarla içi hizmetleri yapmaması nedeniyle bugün bu açığı yaşıyoruz."

"DAHA FAZLA KAYIP VAR"

Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) buğdayı pahalıya ithal edip iç piyasaya sürdüğünü belirten Sarıbal, "Ve bugün biz buğdayın tonunu 3 bin 400 liraya alıyoruz. Oysa TMO 2 bin 250 lira fiyat açıkladı. Siz 3 bin 400 liraya dışarıdan buğday alacaksınız, bin 150 lira ton zararıyla içeriye ucuz satıp, yem ve un sanayiini destekleyerek sofradaki ekmeğin artmaması için çaba göstereceksiniz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Kısaca TÜİK'in açıkladığı zararlar gerçeği yansıtmıyor. Daha fazla kayıp var. Arpada da mısırda da buğdayda da daha fazla kayıp var. Sadece durumu idare ediyorlar. Bugün bu verim düşüklüğünün, rekolte düşüklüğünün temel nedeni, iktidarın 18,5 yıldır uyguladığı yanlış tarım politikalarıdır" dedi.

"ÇİFTÇİ MAZOT İÇİN FAZLADAN 6 MİLYAR TL ÖDEYECEK"

Orhan Sarıbal, mazot zamları ile ilgili ise şöyle konuştu:

"Geçen yıl bu zamanlar 6,21 liraydı mazotun litre fiyatı. Bugün 8,20'yi geçti. Fark 2 TL litre başına. Çiftçi bir yılda kabaca 3 milyar litre mazot kullanmakta. Çiftçinin cebine gelen yük fazladan tam 6 milyar TL.

2022 bütçesinde ne var? 2021 yılı desteğini 24 milyar TL olarak söylediler. Gelecek sene 25,8 milyar TL. Yani sadece 1,8 milyar TL artırıyor. Ama sadece mazottan çiftçi 6 milyar TL zarar edecek. 6 milyar TL daha fazla para ödeyecek."

Mazot fiyatının artmasıyla birlikte çiftçinin gübre, ilaç, işçilik, su faturası, elektrik faturasının arttığını anlatan Sarıbal, "Yani mazota gelen her bir kuruş zam, üreticinin maliyetine yansıyor. Üreticinin maliyetine yansıyan her kuruş ise tüketicinin ürününün pahalı olmasına neden oluyor. Dolayısıyla gıda enflasyonu, tarımsal girdi fiyat endeksi çok hızlı şekilde artmaya devam ediyor. Zaten son 3-4 yıldır tarımsal girdi fiyat endeksi sürekli bir artış eğiliminde. Ve son 6-7 aydır tarihte hiç olmadığı kadar hızlı artmaktadır. Örneğin 24 Haziran 2018'de aşırı bir yükselme olmuştu. Bugün onu çoktan egale etti iktidar. Tekrar yeni bir rekor kırdı" dedi.

"DERHAL UCUZ MAZOT, GÜBRE VE TOHUM SAĞLANMALI"

Sarıbal, şöyle devam etti:

"Süt yemi geçen yıl bu zamanlar 75-80 lira arasıydı, şimdi 180 lira. Gübre fiyatları geçen sene bu zamanlar 3 bin 750 lira ile 4 bin lira arasındaydı. Şu anda fiyat tam 8 bin 500 lira. Üre 2 bin 200 lira ile 2 bin 400 lira arasındaydı. Şu anda 8 bin lirayı geçti. Artış yüzde 250. Çiftçinin bu koşullarda tarım yapabilme şansı yok. Buğday ekme zamanı ama insanlar buğday ekemiyor. Kuraklık bir taraftan, tohum, gübre maliyeti bir taraftan. Nasıl olacak bu iş? Çok hızlı bir şekilde iktidarın bütçe kaynaklarını çiftçi için tekrar açması ve yardım etmesi lazım. Hızlıca tohuma, mazota destekleme yapması lazım. Derhal ucuz mazot, gübre sağlamalı. Yoksa bu TÜİK'in yanlış açıkladığı rakamlarla çok daha fazla ürün kaybı gelecek yıl çok daha derinleşecek. Ve biz paramızla da olsa ithalat yapamayacak duruma geliyoruz."

"ÇIKIP HER ŞEYİ SÖYLEMELERİ LAZIM"

Çiftçi örgütlerine de bir çağrıda bulunan CHP'li Orhan Sarıbal, "İktidar her tarafı ablukaya almış, o kadar ağır hegemonya kurmuş ki kurumları sürekli tehdit eden, onları sürekli zorlayan, sesi çıkanı yerinden eden, her türlü baskıyı yapan otoriter bir rejime dönülmüş durumda. Ben tarım örgütlerinin içindeyim. Ziraat odalarının üyesiyim. Farkındayım, isyan ediyorlar ama gidebildikleri nokta belli. İktidar ağır bir baskı kurmuş. Ama artık açıkçası burada da her şeyi göze almaları lazım. Ve çıkıp her şeyi söylemeleri lazım. Çünkü çiftçi biterse odaların bir kıymeti kalmaz, odalar ayakta kalamaz. Çiftçinin bittiği yerde siz kurumların başarı öyküsünden bahsedemezsiniz" dedi.

Kaynak: anka