CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, 9 Mayıs Avrupa Günü'nde, Avrupa ile ilişkilerde gelinen noktayı, 'tarihi bir geriye gidiş' olarak nitelendirdi. Özdemir, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte geriye gidişler hızlandı. AB ile olan köklü kurumsal bağlar, siyasal ve kültürel ilişkiler ciddi anlamda yıprandı” dedi.
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, ANKA Haber Ajansı’na 9 Mayıs Avrupa Günü dolayısıyla Avrupa ile ilişkiler hakkında değerlendirme yaptı. Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nin kurucu ülkelerinden olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni hazırlayanlar arasında yer aldığını anımsatan Sibel Özdemir, “Ancak AKP, süreci son dönemde Türkiye'nin önceliği olmaktan çıkararak kısa vadeli, öngörüsüz ve şahsi siyasi çıkarlarına göre yönlendirdi ve birçok kazanımı heba etti. 15 Temmuz 2016’da gerçekleştirilen darbe girişiminin hemen sonrasında ilan edilen ve iki yıl devam ettirilen OHAL dönemindeki antidemokratik uygulamalar gerekçesiyle Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM), 2017’de Türkiye’yi yeniden denetim sürecine aldı. Böylece Türkiye, 1996’da denetim sürecine alınıp, reformlarla 2004’te çıktığı bu sürece yeniden dâhil edilen ilk Avrupa ülkesi olarak geriye gidiş anlamında tarihe geçmiş oldu” dedi.
“GERİYE GİDİŞ HIZ KAZANDI”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişle birlikte geriye gidişlerin hızlandığını söyleyen Sibel Özdemir, “Son dönemde, AB ile olan köklü kurumsal bağlar, siyasal ve kültürel ilişkiler ciddi anlamda yıprandı. İlişkiler mülteci sorunu, vize serbestisi ve gümrük birliği gibi belirli alanlardaki kısa vadeli iş birliklerine indirgendi. Ortaklık Konseyi dâhil üst düzey diyalog toplantıları askıya alınmasıyla katılım sürecine ilişkin temel diyalog mekanizmaları kapandı. Katılım müzakereleri fiilen durdu. Eksik bırakılan 6 kriter nedeniyle vize muafiyeti hakkı elde edilemedi. TBMM’nin iradesi yok sayılarak İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Reform söylemi kısmi yasal düzenlemenin ötesine geçemeyerek uygulamaya yansımadı” dedi.
AB ile ilişkileri canlandırmak için önerilerini sıralayan Sibel Özdemir, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş, dış politika başta olmak üzere kurumsal işleyiş ve Türkiye'nin yeniden Avrupa Konseyi nezdinde yapacağı demokratikleşme ve hukuksal reform uygulamalarının hayata geçmesidir. Bunlarla birlikte ilişkilerin canlandırılmasında en büyük dinamik gençler olacaktır. 18-24 yaş aralığındaki genç nüfusumuzun yüzde 67’sinin Türkiye’nin AB’ye üye olmasının kendileri ve ülke için fayda sağlayacağını düşünmesi mutlaka dikkate alınmalı” dedi.
Önceki dönemde AB Uyum Komisyonu üyeliği de yapan Özdemir, Türkiye’nin AB’ye üyeliğini destekleyen ve bu sürece katkı sunanların ve Avrupa yurttaşlarının Avrupa Günü’nü kutladı.
