KERİM UĞUR

Gövdesinde 600 ton asbest barındırdığı iddia edilen Brezilya Donanması'na ait Nae Sao Paulo adlı geminin İzmir'in Aliağa ilçesinde sökülmesi gündemdeyken, TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay'dan dikkat çeken bir uyarı geldi. 2015'te Kuito, 2016'da da Ethane adlı gemilerin sökümlerinin, açılan davalar ve yürütmeyi durdurma kararlarına rağmen Aliağa'da yapıldığını belirten Kınay, "Gemi söküm sektörünün geçmişi karanlık bir tabloyu ortaya koyuyor. Sao Paulo gemisi ile de başta Aliağa bölgesi, yakınları ve İzmir çok büyük tehlike altında" dedi.

Brezilya Donanması'na ait, 600 ton asbest barındırdığı belirtilen Nae Sao Paulo adlı geminin söküm için İzmir'in Aliağa ilçesine getirilecek olmasına tepkiler sürüyor. 2015'te Kuito, 2016'da da Ethane adlı geminin Aliağa'da söküldüğünü belirten TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, İzmir'in Nae Sao Paulo ile de çok büyük bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

"SÖKÜM SEKTÖRÜNÜN GEÇMİŞİ KARANLIK"

TMMOB Çevre Mühendisleri olarak Kuito ve Ethane gemilerinin sökümüne karşı dava açıklarını hatırlatan Kınay, "Oda olarak açtığımız davalarda yürütmeyi durdurma kararı alındığında 2015 ve 2016 yıllarında maalesef gemiler çoktan sökülmüştü. Üç futbol sahası büyüklüğündeki bir geminin incelemesini 30-40 dakikalık bir sürede, etrafında botla tur atarak yaptıklarını görmüştük. Buradaki duyarsızlık ve hatalar şimdi de karşımıza çıkacak tabloyu netleştiriyor. Gemi söküm sektörünün geçmişi karanlık. Yeni gelecek gemi ile başta Aliağa, yakınları ve İzmir çok büyük tehlike altında" dedi.

"GEMİ KARASULARIMIZA GİRMEMELİ"

ANKA Haber Ajansı’na konuşan Kınay, Nae Sao Paulo'nun Brezilya'nın yanı sıra Fransa Donanması'na da hizmet ettiğini ve üzerinde nükleer denemelerin de yapıldığını söyledi. Kınay şunları söyledi:

“2.5-3 futbol sahası büyüklüğündeki bir savaş gemisinden söz ediyoruz. Aslında gemi başlı başına bir atık. Söküm işleminin gerçekleşmesi halinde bu atıkların yaratacağı riskler çok büyük. Önce o bölgede bu sökümü yapacak emekçiler ve bölge insanlarıyla birlikte çok ciddi risklerle karşı karşıya kalacağız. Geminin kablolarından boya malzemesine, metal aksamından yakıtına katar her biriminde atık bulunuyor. Kanserojen etkisi olan asbestin kullanımı geminin yapıldığı 1960'lı yıllarda yasak değildi. Asbestin yanı sıra tehlikeli, zararlı kimyasal maddeler de gemide mevcut. Tüm bu maddelerin atık envanteri raporunda ortaya konulmuş olması gerekiyor. Bu geminin kardeş gemisi olarak tanımlanan ve İngiltere’de söküldüğü belirtilen geminin raporlarına göre 765 ton asbestten bahsediliyor. Kardeş gemide 1300-1500 ton civarında tehlikeli atık bulunmuş. Bu gemide de ona yakın miktarda atık bulunduğu ihtimali yüksek. Bu sürecin durdurulması ve geminin karasularımıza girmemesi gerekiyor.”

KANSER VE AKCİĞER SORUNLARI

Sökümün yüksek maliyetli önlemlerle özel koşullarda uzmanlar tarafından yapılması gerektiğini dile getiren Kınay şöyle devam etti:

"Avrupa’daki gemi söküm tesislerinde bu işlemler AB standartlarındaki tesislerde özel havuzlarda, özel ekipmanlarla yapılıyor. Çıkan atıklar da niteliğine göre bertaraf edilmek üzere doğru yerlere gönderiliyor.

Ancak Aliağa’daki uygulamalara baktığımızda karada ve denizde sökümlerin gerçekleştirildiği, kirleticinin de açıkta olduğu bir süreç görüyoruz. Dolayısıyla bu geminin sökümü sırasında çıkacak kirleticiler ve kimyasallar başta söküm işleminde çalışan işçileri kanser ve akciğer sorunlarıyla baş başa bırakabilir. Atıkların karaya ve denize bulaşması halinde de Aliağa bölgesi ve İzmir çok kötü etkilenecek. Aliağa bugün sadece Aliağalılar'ın değil İzmir’in bir çevre sorunudur. Burada yaşanan tüm kirlilik aslında tüm İzmir halkının ve ülkemizin de yaşam kalitesine yönelik olumsuz etkiler içeriyor."

 

Kaynak: anka