Haber: TAMER ARDA ERŞİN - Kamera: FATİH NAZIM EFE

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rize Ziraat Odası’nda çay üreticileriyle görüştü. Çay üreticisi Ali Yavaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dinlenmek için Rize’ye geldiğini belirterek, “Kendisini seviyoruz tamam, ama geldiğinde etrafında bakıyoruz, sömüren sermaye etrafında. Borsa etrafında, iş adamları etrafında. Ya gerçek üreticinin temsilcisini ne için yanına almazsın. Sizin vesilenizle ulaşırız ona da belki konuşuruz dertlerimizi yani. Ben bunu talep ediyorum” dedi. Oda Başkanı Nevzat Paliç de “Maalesef son 3 senedir odamız ve üreticilerimiz ve bu odamız hiçbir milletvekillimiz tarafından ziyaret edilmedi” diye konuştu. Kılıçdaroğlu ise "Çay destekleme primi 11 senede bir kuruş artıyorsa bunun adı zulümdür. Bu zulme rağmen 11 yıldır aynı yere oy veriyorsanız o zaman o şöyle düşünüyor 'ya ben ne yaparsam yapayım zaten bunlara bana yine oy verecek'.. güveneceksiniz bu kardeşinize.  Bu memleketteki bütün sorunları çözeceğim" diyerek güvence verdi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Rize Ziraat Odası’nı ziyaret etti. Kılıçdaroğlu’nu Oda Başkanı Nevzat Paliç karşıladı. Paliç, 135 bin üyeleri olduğunu belirterek, “İlimiz tarım ili. Bunun yüzde 90’ı çay. Herkesin geliri çaydan” dedi.

Paliç, 6 dönem yani 21 yıldır oda başkanlığı yaptığını belirterek şöyle konuştu:

“Bunca senedir çayla ilgili paneller yaptık… Tarım Bakanlarımızın hepsi bu odaya geldi. Her gelişinde bizle görüştü. Daha önce de Mehdi Eker iki sefer Rize’ye gelmiştir. Görüştü. Bizi Ankara’ya çağırdı. Maalesef son 3 senedir odamız ve üreticilerimiz ve bu odamız hiçbir milletvekillimiz tarafından ziyaret edilmedi. Bu benim şahsımla ilgili değil. Ben bu üreticileri temsil ediyorum. Burayı ziyaret etmek tüm üreticileri ziyaret etmektir. Tarım başka sanayi vilayetlerinde önemli olmayabilir ama Rize’de en önemlisi budur.”

“ÇAYA EN DÜŞÜK ZAM VERİLDİ”

Çayla ilgili sıkıntılar olduğunda çözüm aranmaya çalışıldı bütün partilerin olduğu paneller düzenledik. Yine bu sorunlarımız çözülmedi. Son 2 sene, hele bu sene üreticinin en fazla mağdur olduğu sene. 2 seneyi ele alalım. Mesela 2020 senesinde fındığa yüzde 33 zam, buğdaya yüzde 22,5 zam, arpaya 16 zam. Çaya yüzde 12,6 zam verildi. Bitki Koruma Genel Müdürü gelmişti, ona dedim ki ‘Bana tarım ürünlerinde çaydan aşağı bir fiyat verdiğiniz ürün gösterin, bütün söylediklerinizi kabul edeyim’. Geçen sene çaya yüzde 12,6 verildi. Bu sene yüzde 18,3 verildi. Yine düşük.”

“37 YILDA 1 YIL MEMNUN EDEBİLDİLER”

ÇAYKUR çayın yüzde 50’sini alıyor, günlük 9 bin 200 ton kapasitesi var. Çayda bir kota var. Bir de günlük kontenjan var. Fiyatlar özel sektörde aşağı düşünce, aşağı düşmesini bir yana bırak. 2017 senesinde özel sektör ÇAYKUR ile birlikte fabrikasını açtı. ÇAYKUR’la beraber çayını aldı. Ne kota, ne fiyat, ne kalite sorunu. O sene özel sektör fabrikalarının da en iyi para kazandığı senedir. Ne için o sene yapılanlar uygulanmıyor. Kendileri özel sektör sayısı 300 civarındaydı, kendi kendilerini batırdılar. Vatandaşı 37 senede, bir yıl memnun edebildiler. O da o sene… Bazı bahaneleri oluyor. Dediler ki ‘Yaş çaya zam oldu, kuru çaya zam olmadı. Onun için aşağı alıyoruz’. Maalesef kuru çaya da oldu, daha aşağı düştüler. Bir önceki sene aldıkları yaş çay fiyatının bir sene sonra daha altına çay alıyorlar.”

KILIÇDAROĞLU: SORUNU MUHATABINDAN DİNLEMEDEN ÇÖZEMEZSİNİZ

Kılıçdaroğlu Oda Başkanı Paliç’in ardından söz alarak, şu değerlendirmeyi yaptı:

 “Siyasetçi olarak değil sorunu yaşayan olarak sizin anlatmanız daha değerli. Sorunu yaşıyorsunuz, sadece siz değil mensubu olduğunuz odanın bütün üyeleri de aynı sorunu yaşıyor. İşin vahameti de burada. 135 bin üyemiz var dediniz. 135 bin üyenin tamamının bir anlamda yaşadığı ortak sorunu dile getirdiniz… Bütün bu sorunlar yaşanırken bir politikacının, en azından bazı milletvekillerinin gelip sizi ziyaret etmemeleri, sizin sorularınızı dinlememeleri siyaset açısından kabul edilebilir değil. Bu bölgeden bir kişi milletvekili seçilmişse bölgenin sorunlarını dinlemek zorundadır. Tek tek vatandaşları gezmeye vakti olmayabilir ama 135 bin üreticiyi temsil eden bir oda var. Bütün sorunlar buraya yansıyor. Sorunlarını dile getirmek için sizi seçtiler. Sizin bu sorunları dile getirecek iktidar mensuplarından muhatap bulamamanız acı tablo. Onları da davet edelim, gelsinler sizi dinlesinler. Sorunu kaynağından dinlemezseniz, sorunu çözemezsiniz. Sorunu çözecek siyaset kurumudur. Sizin siyasetçileri buraya davet etmeniz ve sorunu onlara aktarmanız açısından son derece önemli.”

“BEN BİR AK PARTİLİ OLARAK BUNDAN ÜZÜLÜYORUM”

Kılıçdaroğlu, CHP’nin çayın sorunlarına ilişkin politikasını anlattı ve Çay Kanunu’ndan bahsetti. AKP’li olduğunu ifade eden bir çay üreticisi, Kılıçdaroğlu’na şunları anlattı:

“Tayyip Erdoğan’ın döneminde ay sonu para hesaba geçiyor. Millete şimdi diyorlar ki ‘Kemal Kılıçdaroğlu gelse size ne zaman para verecek... Ben bir AK Partili olarak bundan üzülüyorum… Sen şurada görsel ve yazılı basına taahhüt edeceksin ki aynı şekilde ben parayı vereceğim. Rizeli kanmıyor her işe. Rizeliyi o kadar rahat kandırıyorlar ki. Biz 2,5 lira ekmeğe veriyoruz. 10 tane ekmek alan var. Emekli maaşıyla nasıl geçinecek? Vatandaşın sıkıntısı bu. Bana yapmışsın tünel. Ben ne edeceğim tüneli. Yarım metre fazla giderim. Rizeliye bunu taahhüt edeceksin ki bunu Rizeli bilecek.”

"ÇAY DESTEKLEME PRİMİ 11 SENEDE 1 KURUŞ ARTIYORSA BUNUN ADI ZULÜMDÜR"

Kılıçdaroğlu, çay üreticisine CHP’nin hazırladığı Çay Kanunu’nu göstererek, çay üreticisinin alacağının zamanında ödeneceğini ve taban fiyat belirleneceğini söyledi. Çay üreticisi ile Kılıçdaroğlu arasında şu diyalog yaşandı:

Üretici: Köylüme ne diyeyim ben

Kılıçdaroğlu: Milletin huzurunda, aynı parayı değil daha fazla parayı taahhüt ediyorum. 

Üretici: (Alkışlayarak) Hay Allah razı olsun. bir kuruş verdi bize ya

Oda Başkanı Nevzat Paliç: 11 senede çay destekleme primimiz bir kuruş arttı

Kılıçdaroğlu: 11 senede bir kuruş artıyorsa bunun adı zulümdür. Bu zulme rağmen 11 yıldır aynı yere oy veriyorsanız o zaman o şöyle düşünüyor 'ya ben ne yaparsam yapayım zaten bunlara bana yine oy verecek'..

Üretici: Tamam sen dersen odur

Kılıçdaroğlu: Eyvallah güveneceksiniz bu kardeşinize.  Bu memleketteki bütün sorunları çözeceğim. Benim sözüm var, ahdim var; bu memlekette hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek."

“KÖLELİĞE DOĞRU GİDİYORUZ”

Çay üreticisi Ali Yavaş, taban fiyat sorunları olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:

“İktidar dışarıdan gelen yatırımcıya döviz üzerinden garanti veriyor. Dışarıdan gelen yatırımcı burada fabrika açmıyor. Betona vb. hastaneye… Şimdi biz alın teri sahibi olarak üvey evlat muamelesi görüyoruz. Vergimi vereceğim, askerliğimi yapacağım, tankın altına yatacağım, sermaye sahibi gelmeyecek. Köleliğe doğru gidiyoruz, geleceğimiz borçlandırıldı. Biz bunu mu hak ediyoruz? Siyasette şunu görüyorum, servet edindirme aracı oldu. Sermaye siyaset, din ve bilimi emri altın aldı. Böyle bir süreci yaşıyoruz şu anda.”

ERDOĞAN’A SESLENDİ: GERÇEK ÜRETİCİNİN TEMSİLCİSİNİ NE İÇİN YANINA ALMAZSIN

Yavaş, milletvekillerine taban fiyatı sorduklarında “Serbest piyasa” yanıtı aldıklarını aktararak, “Demokratik ülkelerde serbest piyasa ticareti vardır. Avrupa Birliği ülkelerinde de görüyoruz. Fiyat serbestliği diye bir şey olamaz. Denetim şart” dedi.

Kılıçdaroğlu, “Serbest piyasa kurtlar sofrası değildir” diye ekledi. Yavaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dinlenmek için Rize’ye geldiğini belirterek, “Kendisini seviyoruz tamam, ama geldiğinde etrafında bakıyoruz, sömüren sermaye etrafında. Borsa etrafında, iş adamları etrafında. Ya gerçek üreticinin temsilcisini ne için yanına almazsın. Sizin vesilenizle ulaşırız ona da belki konuşuruz dertlerimizi yani. Ben bunu talep ediyorum” diye çağrıda bulundu.

“Söylemleri bal, eylemleri zehir oluyor” diyen Yavaş, din üzerinden “rant” olduğunu belirterek, “Din üzerinden bu kadar rant edilmez yani. Bunun hesabı da var yani. Bu millet öldü, gazi oldu” dedi.

 

Kaynak: anka